- Kategori
- Öykü
Dans Müziği

Türkay Korkmaz, Nuray Gök Aksamaz, Mehmet Tanju Akerman
düş durmaz yaratır
kurtulunca
ışığında soyun
Kulağı inip çıkan müziğin ritmindeydi. İncitmekten korkar gibi belini kavramıştı dans müziğinin eşliğinde. Her iki dansçı ayaklarının parmak uçlarında buzlanmış alanı dönüyorlardı. Kadın dans ederken bile cilvesini eşinden saklamıyordu. Dans böylece daha bir güzelliğe ulaşıyordu. Müzik mi önde, onlar mı müziği kovalıyordu pek ayırt edilemiyordu.
Tribünleri dolduranlar soluklarını kesmiş buz dansı uçuşan eylemlerde izliyorlardı. Erkek dansçı belinden kavrayıp havalarda uçurduktan sonra göğsüne indiriyor orada dinlendiriyordu dansçı arkadaşını. Erkeğin göğsüne inişinde o kadın inceliği duyuluyor, görülüyordu tribünlerden. Hemen bir alkış kopuyordu durmamacasına. Bu koşunun bitmesini izleyenler istemiyordu.Ya yarışmacılar!...
Göğüslerini döven yürekleri müziğin ritmini geçmişti. O ses küt küt hızla göğüs kafeslerini dövüyordu. Erkek yarışmacı müziğin bitmesini yüreğinin dur durak bilmeyen sesinde buluyor, bayan yarışmacıyı göğsüne indirirken onun da kulağına yorgunluğunu duyuruyordu. Erkeğin yorgunluk belirtisi korkuları çoğalttı. “Ya müzikle birlikte bitiremezsek dansı! ” diye usundan geçirdi bayan yarışmacı.
Tribünler korkuları bilmeden uçuşan çiftleri alkışlıyorlardı. Güçlerinin kesilmek üzere olduğunu nerden bileceklerdi ki! İşte yine en güç gösterinin başka bir bölümünde bayan yarışmacı erkeğin omzunda kolları üstünde dikti bacaklarını. Yine bir alkış, ıslıklar, salonda yer yerinden oynuyordu. Hemen bu görünümden başka bir görünüme geçiyordu yarışmacılar. Erkek yarışmacı yumuşak bir inişle bayan yarışmacıyı sırtından kaydırarak bacaklarının arasından geçirip öne alıyordu. Bir eylemden başka bir eyleme geçişte durmak düşünülemezdi. Müzik çok mu uzamıştı? Yoksa yarışmacılara mı öyle geliyordu? Kulakları müziğin bitişindeydi.
Erkek uzun bacaklarını güçlükle yönetmekteydi. Bayan yarışmacıdan boydan uzun olması onu kolları arasında okşar gibi eylemden eyleme geçirmesine kolaylık sağlıyordu. Her ikisinin yüzünde gülücükler eksilmemişti. En zor durumlarda cilveleşmeler dansın gereği olsa gerekti. Kadın güzelliklerini böyle mi çoğaltıyordu? İzleyenlerin coşkuları buzlanmış alanın boşluklarında çınlıyordu. Oturanlar arasında hayranlık duyanlar, ben de yapabilir miyim diye soyunmaya hazırlananlar yürekleriyle usları arasında gidip geliyorlardı.
Korkuları yenmek başarının ilk koşulu olsa gerekti. Buzlu alanda eylemi sergileyen yarışmacılar hangi zaman diliminde hazırlanmışlardı. Emekleriyle ustalaşırlarken izleyenlerde özlemler çoğalıyordu. Her izleyen arkada duran emeği görebiliyor muydu? Tüm izleyenler için söylenmese de görenler vardı kuşkusuz.
Müziğin hızı tutulur cinsten değildi.Yarışmacılar bırak müziği kovalamayı onu geçmişlerdi sanki. Salon ayaktaydı bayan yarışmacı erkeğin dizleri üzerinde öne doğru uzanırken erkek müziği geçmiş uçuyordu. Yorgunluğu, yüreğinin sesi artık onu engelleyecek cinsten değildi. Bayan yarışmacıyı belinden kavrayıp yere indirerek birlikte buz dansın başka bir eylemine geçtiler. Ayakları, elleri durmadan değişik görünümler çiziyordu..
Yine göğsünde dinlendirdiği bir geçiş anında kadının kulağına, “ Çok güzelsin, seninle dans etmek büyük mutluluk! ” diye fısıldadı. Bayan yarışmacı daha da canlandı. Bir kuş olmuş uçuyordu. Birbirlerinden ayrılıp hızlanırken eliyle izleyenlere, yarışmacı arkadaşına öpücüklerini gönderdi. Bir güzel söz ona yorgunluğu unutturmuştu.
Müziğin hızlandığı yerde uçuşan yüreklerinde sevinci, mutluluğu duyarken ulusları için yarıştıklarını anımsadılar. Bu onlar için en önemli onurdu. Puanların sıralandığı göstergeçte yürekleri bu kez övünçle doldu, çünkü ulusal bayrakları birazdan göndere çekilecekti.