Darbe

“Hiçbir şey tekrar etmez; eğer ederse üçüncü kez de olur.”

***

Bizim büyük birader sevgili Amerika’yı yönetenler geçenlerde net bir söylemde bulunmuşlardı: “Türkiye bizi eskisi kadar ilgilendirmiyor.”

Demek ki dedim, artık daha çok dikkatlerini bize yöneltmişler.

***

Malum bizler, yani 30 ve 45 yaş arasındaki demokrasi ve insan hakları konusunda doğuştan duyarlı olanlarımız için söylüyorum, darbe çocukları olan bizlerin kaderi bu olsa gerek: darbe olmasa bile olacakmış gibi hazırlıklı ol!

Eskiden anlayamadığım ise; büyük idealler için bir araya toplanmış insanların darbe sonrası birden bire kendi dertlerine düşmeleriydi.

11 Eylül günü, Taksim'e masalar kurup üye kaydeden bir sol grup, yaptıkları toplantıda en az bir yıl daha ordunun bu işe girişemeyeceğine karar verip dağılmışlar, ertesi sabah karşılarında güvenlik kuvvetlerini görünce gelenlerin sütçü olmadığını anlamışlar. Bazıları bir yolunu bulup ülkeden kaçmak zorunda kalmış.

En cesur ve yiğit insanlardı ülkesinden kaçmayanlar: işkenceler gördüler, tek tip elbise giymeyi canlarını vererek reddettiler, direndiler. 12 Eylül hapishaneleri o insanların destanlarıyla doludur.

68 Kuşağının üniversite reformlarına katkıları ne kadar büyükse, eylül insanlarının onuru da insanlığa mirastır.

***

Bizler darbe çocuklarıyız, bazılarımız Soroz’un çocukları, bazılarımız korkunun, bazılarımız da televizyonun...

Çivisi çıkmış dünya gemisinin en uzun direğini boyarlarken elektrik çeyrek zamlanıverdi. Su cenneti ülkemde oluyor bunlar: tam bir trilyon lira para dökülen, senden-benden; cebimizden kemirilen paralarla yapılan büyük GAP dururken üstelik yerinde.

***

Kahvehaneler insanları almaz olmuş. İşsiz güçsüzler her yerdeler. Ülkemin en büyük işgücü gençler sayısal loto kuyruklarında; onlara darbeler çook önceden önceye vurulmuştu zaten.

İnsan hakları denince, yani devlet halka kapılarını açınca, görmemişin çocuğu misali devlete herkesler yüklenince, asıl sorunun evlerine hapsedilmiş “insanlarımızın derin mutsuzlukları” olduğunu anlıyorsunuz.

Ne darbe, ne ekmek, ne de çoluk çocuk derdi; insanlarımız, basbayağı kendi derinleşen mutsuz dünyalarının derdi olduğunu umarım, inşallah, dilerim, dışa vurmazlar diyorsunuz.

İşte asıl darbe herkese, herkesten,

O zaman geleceğini anlıyorsunuz.