Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Futbol
 

Daum ne yaptı ki ne yapsın?

Daum ne yaptı ki ne yapsın?
 

Şu dönem de en çok tartışılan konulardan birisi de, kuşkusuz Fenerbahçe’nin yeni sezon da neler yapabileceğidir.

Bilindiği gibi Başkan Aziz Yıldırım, son kongrede, rakibi Şadan Kalkavan’ı saf dışı bırakırken ve ezici bir oy çokluğu ile yeniden başkanlık koltuğuna otururken, en önemli vaadi, üç yıllık şampiyonluk sözü vermesiydi.
Bu söz üzerine Fenerbahçe, ligin bitmesi ile birlikte Crıstoph Daum’u, Aragones’in yerine getirdi. Bu operasyon sonrasında anladıkki, Fenerbahçe kendisini lige kilitlemiş ve uluslar arası alanda her hangi bir başarı hedefini önüne koymamış.
Çünkü Daum’un uluslararası alanda başarılı bir performans ortaya koyması zor. Böyle bir beklenti ve hedefleri olan bir teknik adam değil Daum. Ne varki Daum’un en iyi becerdiği şeylerden birisi, ligin tepesine oynamak. Hakikaten bu yöndeki çalışmaları oldukça iyi Daum’un. Bu konuda bir nebze olsun kamuoyunun genel takdirine katılmakla birlikte, Fenerbahçe’deki üç yıllık teknik adamlık dönemindeki başarıları ise kanımca tartışılır.

Hatırlarsanız, Daum ilk sezonunda Fenerbahçe’yi şampiyon yapmıştı. Ama o şampiyonlukta, Beşiktaş’ın hangi hikmettense, nasıl puanlar kaybettiğini izlemiştik ve bana göre o ilk sezonda tümü ile Fenerbahçe tesadüfi bir şampiyonluk elde etmişti. Takip eden sezonda Fenerbahçe, yine Daum’la ikinci kez şampiyon olmuştu ama bu şampiyonluğunda pek tadı tuzu olan bir şampiyonluk olmadığı malumdu. Sadece şampiyon olunmuş ama ortaya öyle aman aman bir futbol konmamıştı. Üçüncü sezonda ise Galatsaray’a altın tepside şampiyonluğu hediye etmişti Fenerbahçe ve başında yine Daum vardı. O son Denizli maçı halen hafızalarımızdadır. Birçok yönden şaibelerle dolu olmasına rağmen, Fenerbahçe gibi bir takım, her türlü söylentiyi boşa çıkarıp, Denizlispor’u ezip geçmeliydi ve şampiyonluğu almalıydı. Sonrasında Daum istifa etti ve gerekçe olarak taraftarın tepkisi öne çıkarıldı.
Daum’un üç sezonluk uluslar arası karnesi ise tam bir başarısızlık olarak tarihe geçti. Ciddiye alınabilecek tek bir galibiyet dahi elde edemedi Daum yönetimindeki Fenerbahçe.

Zico, takımı Daum’dan devir aldıktan sonra, Fenerbahçe, aynı sezon şampiyon oldu ve hemen takip eden sezonda ligi yine ucuz bir şekilde Galatasaray’a altın tepsi de sundu. Zico’da aynen Daum gibi görevi bıraktı ama, Daum’dan farkı vardı Zico’nun. Zico’nun Avrupa karnesi hayli yüksekti. Fenerbahçe’nin başına geçmesi ile birlikte birçok Avrupa Kupası maçında galibiyet elde etmeye başladı Fenerbahçe ve sadece galibiyet elde etmek bir yana, göze hoş gelen futbolda oynadı takım.
Nedenleri nedir bilemiyoruz ama, Zico’nun halen neden bırakıldığını anlayabilmiş değilim.
Belki Zico takımı iç saha maçlarına yeterli düzeyde hazırlamıyordu ama en azından biz izleyenler için Fenerbahçe’nin maçı alamaması diye bir şey söz konusu olmuyordu. Ağırlığını koyduğu anda Fenerbahçe, maçları rahat bir şekilde kotarıyordu. Hele hele İnönü Stadında oynanan bir Beşiktaş maçında, maçı sunan spiker, Fenerbahçe’nin ikinci golünden sonra şöyle demişti “Fenerbahçe için gol atmak hakikaten hiç zor değil”.
Doğru bir yaklaşımdı, çünkü Fenerbahçe futbolun birçok inceliğini sahaya yansıtıyordu, yansıtabiliyordu.

Zico döneminde Fenerbahçe, Avrupa’nın önde gelen birçok takımını yenmeyi başardı. İnter, Palermo, Psv, Sevilla, ÇSK Moskova, Chelsea gibi Avrupa takımları Fenerbahçe’nin önünde diz çökmek zorunda kaldı.
Ne varki Daum döneminde böyle bir başarı ve futbol söz konusu değildi.

Geçen sezonu ise hiç saymıyorum, çünkü aklımda kalan kayda değer tek maç vardı, oda Galatasaray’ın 4-1 mağlup olduğu maçtı.

Daum sonrası geçen üç sezondan sonra, tekrar Fenerbahçe yönetimi Daum’da karar kıldı ve takımın başına Daum’u getirdi. Daum’la, öyle aman aman bir futbol beklentisinin içerisine girmenin bir esprisi yok, Çünkü Daum’un öyle bir amacı ve hedefi yoktur. Uluslararası maçlarda başarı ise Daum’un gündemini işgal eden bir hadise değildir. O halde Fenerbahçe üç sezon boyunca bir aksilik olmaz ise, yeni transferleriyle şampiyonluklara ambargo koyar. Yani anlayacağınız hepsi bu.

Oysa UEFA hedefi konmuş olsa, Fenerbahçe rahatça UEFA kupasını müzesine getirebilir. Geçen sene oynanan UEFA finalini izledik. Gerek Shaktar Donetsk ve gerekse de Werder Bremen ne Fenerbahçe’nin ayarında takımlardı, nede Galatasaray’ın ayarında takımlardı. Ama finali oynadılar ve Shaktar kupayı müzesine götürdü.

Fenerbahçe UEFA şampiyonluğunu hedefine koysa, eminimki rahat bir şekilde şampiyon olur ama böyle bir düşüncenin emarelerini bu aşamada görebilmiş değiliz. Daum’la ise böyle bir başarı beklentisine girmek hayal olur.

Sonuç olarak bir kez daha yinelemek gerekirse, Fenerbahçe Alman disiplini ile çalışacak ve sahaya bu disiplinle çıkacak. Dolayısı ile ligdeki küçük takımlara daha öncesinde dağıtılan puanların artık söz konusu olmayacağı kesin ama güzel futbol ve özlenen uluslararası başarı mümkün görünmüyor.


 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..