Taraf Gazetesinin yayınladığı belge ortalığı toza buladı

Kim ne derse desin, Taraf Gazetesi ciddi bir habercilik örneği sergileyerek, ordu içerisinde AKP ve Fethullah Gülen Hareketini bitirmeye yönelik bir belgeyi geçtiğimiz günlerde yayınladı ve devletin zirvesini bir birine kattı.

Dikkat ediniz, Taraf Gazetesi yayın hayatına başladığından beri, gündemi sarsan haberleri ile dikkatleri üzerinde toplamayı başarıyor. Bu yayın çizgisi ise kamuoyunda çeşitli tepkilere neden oluyor. Kimi iyi yönde tepkiler olmasına karşın, kimisi de pek azımsanmayacak ölçüde kötü yönde tepkiler oluyor.
Tepkinin ne olduğu bence önemli değil, önemli olan doğru habercilik yapıp yapmadığıdır Taraf Gazetesinin.

Taraf Gazetesini yayın hayatına başladığından beri takip eden birisiyim ve bende, şu ana kadar bırakmış olduğu izlenim hayli olumlu yönde. Özellikle resmi ideoloji eksenli söylemlerin dışında bir çizgisi var ve bu yönü ile vermeye çalışmış olduğu haberin doğruluğu daha önemli bir hale geliyor. Kimseye yaranmak gibi bir niyeti de yok Taraf Gazetesinin. Vermiş olduğu haberlerden dolayı zil takıp oynayacak olan bir kesimin de varlığını yadsıyamayız. Ama sonuçta Taraf Gazetesi, devletin o kendine has dayatmalarından belirli ölçülerde sıyrılmış durumda.

Her neyse efendim, biz dönelim geçtiğimiz günlerde yayınlanan belgenin durumuna.

Tartışılan konu belgenin sahte olup olmadığıydı ve haberin yayınlanmasının ardından ortalık toz duman oldu ve dün itibari ile Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Başbakanlıkta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile seksen dakikalık bir görüşme yaptı ve Başbakan görüşme ile ilgili ip uçlarını partisinin grup toplantısında bir nebze olsun vermeye çalıştı.

Başbakan ne diyor?

“Mahkemeye başvuracağız.”

Yani;

Taraf Gazetesi tarafından yayınlanan belge sahte mi, yoksa değil mi?

Bu soruya ne Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ net bir yanıt veriyor, ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.

AKP Mahkemeye başvuracaksa, demek ki belgenin gerçek olduğundan yana kuvvetli delilleri var. Fakat daha ilginç olan bir durum ise, neden mahkemeye başvuruyor AKP? Tümü ile garip bir davranış biçimi. Neden belge ile ilgili soruşturmanın tamamlanmasından sonra, soruşturma da adı geçecek olanları görevden alma yoluna gitmiyor da, mahkemeye gideceğini söylüyor?

Bu sorumuz da sanırım Türk Demokrasisinin kendine özgü biçimi olsa gerek. Bilemiyorum.

Belge ile ilgili söylentilere baktığımızda, pek de öyle sahtelik kokan bir belge olmadığı kanısı hayli yüksek. Çünkü, Genelkurmay Başkanı’da belgenin sahte olduğuna dair bir şey söyleyemiyor. Garip bir durum.

Bu son olay bize göstermiştir ki, ordu içerisinde halen ciddiye alınabilecek bir cuntacı grubun olduğu. Demokrasi kavramını hiçe sayan ve demokrasi ile bir türlü barışık olmayan kafaların olduğu bir grup. İlle de bu grup, ülkenin gidişatına bir şekilde yön verecek ve ille de “bu ülkenin tek sahibi var, o da benim” diyecek. Lakin böyle bir belge karşısında, toplumun hemen hemen her kesiminde, bu tip eylemlere kalkışma ihtimali olanlara yönelik bir tepkinin oluştuğunu da görmezden gelemeyiz. Çünkü toplum, bu gibi eylem ve provakasyonlardan bıkmış durumda. Bu gibi eylemlere yeltenenlerin, eminim ki toplumun geniş yığınlarından ağır bir şamar yemesi kuvvetle muhtemeldir.

Bekleyelim ve görelim, belge ile akan sular nelere doğru uzanacak