- Kategori
- Edebiyat
De gidi eşek de!

Direksiyonda eşek varsa, kaputun altında kaç beygir olduğu önemsiz (Görsel alıntıdır)
Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop ve La Fonten’dir.
Evet, ama aslında La Fonten öykülerinin çoğunu Ezop'tan almış, kendi şiir diline çevirmiştir.
Bunu biliyor muydunuz?
Fabl hikâyeleri, kulaktan kulağa yayılan “sözlü anlatım dönemi”nin edebiyat ürünleridir aslında.
* * *
Benim de en çok sevdiğim;
“De Gidi Eşek De!...” hikâyesinde olduğu gibi eşeğin, bülbülün yoluna çıkıp öylece durmasıdır:
Bir süre bekledikten sonra;
— Yahu kardeş, der eşek.
— Nereye gitsem, hep sen! Herkes bülbül diyor da başka bir şey demiyor. Yok, en güzel öten senmişsin, yok güle âşık olan tek senmişsin... Hele o güle olan aşkın, hele o!… Öylesine bir aşk ki diyorlar, kimsede yoktur. Doğru mu?
Bülbül boynunu büker, derin bir iç çeker;
— Doğru kardeş, der. Doğru!
Eşeği bu kez daha büyük bir şaşkınlık alır.
Kulaklarını eğip, dudaklarını sarkıtır;
— Vallahi çok şaştım, der. Neden dersen, geçende senin o güllerden birini yedim. Bir şeye benzetemedim, ne tadı vardı, ne tuzu...
* * *
İşte böyledir dostlar!
Kargadan başka kuş tanımayan, bülbülün güle olan tutkusunu bilmeyen nice eşekler yok mudur?!…