Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '13

 
Kategori
Anılar
 

Dedemin 5 TL'si

Dedemin 5 TL'si
 

Dedemin arabası işte buna benziyordu


Bizim ailede akraba ilişkileri zayıftır. Bayramlar 2, maksimum 3 durakla geçirilir ve ancak en yakınlar gezilir; dedeler, amcalar, teyzeler. Şimdi bir günde bayram ziyaretlerini tamamlayabiliyorken eskiden bayram boyunca koşturur, çok daha fazla durak gezerdik. Bu değişimin yalnızca bizde olduğuna inanmıyorum, ama bu başka bir yazının konusu olur.

Babamın babası, bugün bile bayramlarda mutlaka ziyaret ettiğimiz bir kapıydı. Dedem Sultangazi’de, apartmanın giriş katındaki mermerin üzerinde kocaman bir ay yıldız olan bir dairede otururdu. Geldiğimizi giriş katındaki evinin penceresinden görür, bizi karşılamak için apartmana çıkardı. Seyyar bir köfte arabası vardı dedemin ben küçükken ve yediğim en lezzetli ekmek arası köfteyi yapardı. Evden çıkmayı, gezmeyi pek sevmeyen kardeşimle beni, “Dedenize gideceğiz ama, köfte yiyeceğiz,” diye ikna ederlerdi biz çok küçükken. Dedemlere giderken aç olmaya dikkat ederdik ki daha fazla köfte yiyebilelim…

Bayram ziyaretlerinde harçlık toplamak, bayram harçlığıyla oyuncak almanın zevkine varmış her çocuk gibi benim için de çok önemli bir konuydu. Bunun bir diğer sebebi de, her bayram sonrası bir öğretmenimizin sınıfta kimin kaç lira harçlık topladığını sormasıydı. Bunu yapan hangi öğretmenimdi hatırlamıyor, bunu hangi niyetle yapıyordu bilmiyorum ama şimdi aklıma geldikçe daha fazla sinirleniyorum. Bazı çocuklar bundan çok rencide olabiliyor, bu rekabet, toplanan harçlık miktarının bir devlet okulunda çocuklar arasındaki ekonomik statü farkını ortaya çıkarmasına sebep oluyordu.

Dedemin bayram ziyaretlerinde bize verdiği harçlık 5TL (o zamanlar 5 milyon liraydı sanırım) idi. Başka duraklarda daha fazla hasılat yaptığımız için bu biraz hayal kırıklığı yaratırdı, ama dedemin bütçesinin ancak bu kadarına yettiğini anlayabilecek olgunluktaydık.

Sonra ergenlik çağları geldi. Kimi akrabalar “Siz artık büyüdünüz,” diyerek harçlıkları kesmişlerdi. Ama dedem o 5TL’yi vermeye devam etti. O her şeyi eleştiren, her şeyden nefret eden asilik içerisinde, hayal kırıklığıyla, “Bu kadarcık vereceğine hiç vermeseydi ya,” gibi şeyler düşündüğümü hatırlıyorum, ama çok şükür bunu dedeme yansıtma terbiyesizliğini yapmazdım. Kibarca gülümseyip teşekkür ederdim.

Daha sonra üniversite başladı. Artık şehir dışında olduğum için kimi bayram ziyaretlerini kaçırıyordum. Ama İstanbul’da olduğum ve dedemi ziyaret ettiğim bayramlarda o 5TL’yi almaya devam ettim. Bir defa, “Dede eşek kadar olduk, artık harçlık vermene gerek yok,” dedim, ama o vermek istiyordu, ben de kırmadım, aldım.

Sonra üniversite bitti, artık İstanbul’da olduğum için her bayram ziyarete gidebiliyordum. Geçtiğimiz Ramazan Bayramında artık 23 yaşına gelmiş, çok güzel bir mesleği olan, çalışan, kendi geçimini sağlayan bir bireydim ama yine de dedem o 5TL’yi uzattığında hiçbir itirazda bulunmadan kabul ettim. Artık şunu anlamıştım ki, ben ne kadar büyürsem büyüyeyim, bir torun olarak o harçlığı almaya devam edecektim…

Arabada midem çok bulandığı için genelde bayram ziyaretlerinde ikram edilenleri pek yemezdim. Bu durum dedemin köfteleri için de geçerli olmuştu. En son ne zaman yediğimi hatırlamıyordum. Ama o Ramazan Bayramında ikram ettiklerinde bu kez geri çevirmedim. İşin tuhaf yanı, köfteler bana hatırladığım kadar lezzetli gelmediler. Ya onlar değişmişlerdi ya da ben…

Dedemle aramızda asla çok yakın bir ilişki olmadı. Bayramlardan öte pek görüşmezdik ve görüştüğümüzde de, dedem pek konuşkan bir adam değildi, konuşacak fazla şey bulamazdık. Ha en son görüştüğümüzde dedemin ulusalcı kanalları izlediğini görünce biraz siyasetten, biraz Gezi olaylarından söz ettik ve bu konularda benim gibi düşündüğünü görmekten mutluluk duydum.

Geçen Kurban Bayramı, onu mezarında ziyaret ettiğimiz ilk bayramdı.

Tembelliği sevmez, kahvelerde yaşlanmayı istemez, hep çalışmak isterdi. Bu kadar hareketli ve dinç bir insan olduğundan, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesi çok beklenmedik oldu.

İnsan gerçekten bazı şeylerin ancak kaybettikten sonra farkına varıyor. Dedemin verdiği o 5TL’nin ne kadar paha biçilemez olduğunu bu bayram daha iyi anladım…

 
Toplam blog
: 11
: 1310
Kayıt tarihi
: 01.09.13
 
 

2012 yılında ODTÜ KKK Psikoloji bölümünü birincilikle bitirdim. Öğrenim hayatım boyunca çok değer..