Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '11

 
Kategori
Sinema
 

Dedemin İnsanları, mübadele, tehcir ve soykırım

Dedemin İnsanları, mübadele, tehcir ve soykırım
 

Çağan Irmak bence içindekileri tam dökememiş, ''efendi'' davranmış… Olayları flulaştırmış, kelimeleri törpülemiş… Vardır bir bildiği diyelim. Sonuçta ‘’bu tarafta’’ yaşıyor ve film yapıyor. Dedesi çok küçük yaşta geliyor Anadolu’ya. Geldiği ‘’yerin’’ özlemiyle yanıp tutuşuyor... Ege kıyısında olmasına rağmen dersek daha iyi anlaşılır bu özlem... Ve kendi söndürüyor bu ateşini sonunda… Öyle çok duygusal, çok belgesel yanları olan bir film değil. Çok çok sağlam bir öyküyü zamanı uzun tutarak, kendisini de olaya sokuşturmaya çalışarak harcamış bile diyebilirim… Oyuncuları ve teknik ekibi alkışlıyorum… Çetin abi ise Marlon Brando oldu sanki gözümde…

 

İki milyon kişi yer değiştirmiş Rumlar ile yapılan mübadelede… Yani iki milyon insan doğduğu topraklardan, doyduğu topraklardan koparılıp, başka topraklara gönderilmiş… Elbet bu sayının büyük kısmı Rum… Ancak bu sayı sadece Rum’larla olan antlaşmayı kapsıyor… Osmanlı toprakları sayılan yerlerden Anadolu’ya olan göçlerin boyutu bu sayılardan çok büyüktür… Kafkaslardan, Balkanlardan ve Orta doğudan çıkarılan Türk unsurlar akın akın Anadolu’ya aktılar… Oralara gidişler yüzyılları almıştı, ancak bu dönüşler çok kısa zamanlar içinde oldu… Elbet beraberinde olağanüstü acıları da getirdi… İşte bu yüzden binlerce Dedemin İnsanları'' çekilecektir ülkemizde... Çünkü milyonlarca hikaye var ortada...

 

Türklerin o topraklara giderken yanlarında götürdükleri bir yerleşik kültürleri yoktu… Elbet gittikleri yerlerdeki yerleşik kültüre uyum sağlayacaklardı. Sağladılar da… O toprakları vatan bellediler, yaşam tarzını kendilerinin bildiler. Geri dönüşlerinde kendilerinin saydıkları kültürü yaşamaları onları ötekileştirdi ana kütle gözünde… Hep kendilerini özgür saydıkları geçmişlerinin ve topraklarının özlemini çektiler…

 

Bu film sayesinde kelimelerle anlatılmaya çalışılan tarih görüntü olarak canlandı kafamda. Hatta bazı kavramlar anlamını yitirdi. Sizi siyasi nedenlerle evinizden, toprağınızdan ve kültürünüzden koparıp atıyor birileri… Bunun adına tehcir dense ne olur, mübadele dense ne olur, soykırım dense ne olur? Devletler anlaşıp insanları karşılıklı alıp veriyorsa mübadele, devlet kendi sınırları içinde, insanlarını kendi topraklarından başka topraklara sürüyorsa tehcir, kökünü kazımaya uğraşıyorsa soykırımdır diye öğretildi bize… Ancak kafamda görüntülü olunca bu yaşananlar, bu bildiklerimin bir anlamı kalmadı… Her biri kepazelik, her biri gaddarlık ve her biri insanlık suçu bundan sonra kafamda… Hiç biri ötekinden daha masum değil. Çok kısa bir not; Ermeniler tehcir sırasında kötü koşullarda telef oldu lafını eden kimseyi dinlemeyeceğim artık… Onları ‘’mübadele edecek’’ devlet yokmuş, ‘’isteyen devlet’’ yokmuş hepsi bu… Üzerlerinde bir oyun oynanmış, tutmayınca terkedilmişler…

 

Bireye sorgu sual yok… Seçim hakkı sorulmuyor… Karşı çıkarsa anında yok ediliyor… Kalsa daha beter, hain artık yaşadığı topraklarda… Gitse daha da beter, geldiği yerin adıyla anılacak kaç kuşak çoluk çocuk… 

 

İnsanın insana ettiği derler yaaa; değil bence… Devletlerin, siyasetin insana ettiği tarih bu Anadolu’da yaşananlar… Hoş bendeki de kafa değil; dünyanın neresinde aksi görülmüş ki? Her birey devletleri için yaşamıyor mu? Kutsal olan devlet değil mi? Böyle kazınmadı mı tüm insanlığın kafasına?

 

 

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..