Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Defne Joy Foster niye öldü?

Defne Joy Foster niye öldü?
 

Joy Foster’ı Türk halkı daha çok Acun’un dans yarışmasında izleyerek çok sevdi. Diğer dünya güzeli kızların yanında, mütevazi güzelliğiyle değil ama zekası, ve diline vurmuş sivri aklıyla öylesine bir zıpçıktılık yaptı ki, herkes böyle bir tipin böyle bir yarışmanın tadı tuzu olduğuna inandı ve onu sonuna kadar yarışmanın favorileri arasında tuttu… 

Ne sesiyle, ne sözüyle ne de dans yeteneğiyle fazla bir şey ortaya koyamazken, diliyle yaptığı esprileriyle, güler yüzüyle, jüriyle şakadan kapışmasıyla… Türk halkının sevgilisi oldu çıktı. Bunun böyle olması aslında biraz Acun’u rahatsız etmişti, çünkü birinci , yada ikinci seçmelerde eleneceğine inanılan bir tip hala ortalarda espri patlatıp geziyordu ve halk onu tutuyordu, ona oy veriyordu… Onu kolay kolay ekarte etmenin yolu yoktu… 

Ama sonunda onun zıpırlıklarına herkes alıştı; buna jüri de dahil ; Joy Foster artık kendine laf söyletmez hale gelmişti… Yarışmanın da tadı tuzu olmuştu… Adeta herkes onun sahneye çıkmasını ve yeni bir “oyun oynamasını” bekliyordu… Çünkü Joy Foster aslında bir iyi oyuncuydu ve her yer onun için bir sahneydi… Foster’ı daha önce, bir çok TV dizisinde seyredenler zaten onu biliyordu. Ama asıl kişiliği, sokaktaki halka sorulan , sormacalardan oluşan, bir çeşit bilgi yarışmasında doruğa çıkmıştı… Ve belli ki, o yarışmalarda epeyce bir reyting alıyordu… 

Şimdi, bu adam lafı nasıl bağlayacak diye bekliyorsunuz… Olsun biraz bekleyin, gazeteciliğin şanındandır, önce merak uyandırılır, ondan sonra haber verilir…. Biraz daha bekleyin bakalım. Bu adam sonunda yine ne yumurtlayacak, diye..! 

Şimdi size bir senaryo yazacağım… İster beğenirsiniz, ister beğenmezsiniz ! O size bağlı …Ama kanımca olay gecesi şunlar oldu… 

Şimdi , olay gecesine gidelim … Kızcağız sıkılmış, arkadaşlarından birisi telefon etti… “Joy Foster , biz falan yere gideceğiz, gelir misin?” diye… Ne yapsın kızcağız, hiç mi dışarı çıkmayacak… Kocasına “Müsaade eder misin?” dedi. İzin aldı Arkadaşlarıyla hep beraber toplandılar bir eğlence yerine gittiler… Orada da Allah için yediler ve içtiler… Foster orada içkiyi biraz fazlaca kaçırdı… Eve o halde gitmeye utandı… Diğer arkadaşları dağılmışlardı. Herkes evine gitti. O feci bir halde yalnız kaldı… Erkek arkadaşı “Gel bize , biraz uzan.. Ne olacak… Kendini iyi hissedince gidersin…” dedi. Fakat , içeriye girip yatağa uzanınca kendini çok daha kötü hissetti, ve bu arada uyuklamaya başladı… 

İşte, Vehpi’nin Kerrakesi burada başlıyor… 

Foster’ın ölüm raporu , o öldükten epey uzunca bir süre sonra açıklandı…Kuşkulandıkları hiçbir şey bulamadılar, ne esrar, ne eroin, ne vücutta bir iz… Anormal hiçbir şey bulamadılar … Ve rapor : “Joy Foster KOAH’ tan ölmüştür…” diye verildi… 

Aslında , Rapor eğer “Astım” dan ölmüştür diye verilseydi, çok daha anlamlı olabilirdi… Çünkü , öteden beri Foster’ın gelip geçici, hafif bir astımının olduğunu herkes biliyordu. Fakat ağır bir astımı olan bir kişi de o sahnede yapılan, envai türlü numaraları yapamazdı, imkansızdı… O zaman ağır bir astımın olduğuna kimse inanmazdı… 

Ona yakın ve daha esrarengiz bir hastalık olan KOAH’ ı Foster’a yakıştırdılar. Rapor öyle yazıldı. Ama Allah için ben inanamadım. Çünkü biliyorum ki KOAH bir yaşlılık hastalığıdır. Astım her yaşta ortaya çıkar ama, KOAH ancak 50-60 yaşlarında belirir ve aniden götürür. 

Joy Foster kaç yaşındaydı ? 35-36 … O kadar gençti ki… İmkansızdı KOAH’tan ölmesi … Bu yüzden ben raporu pek de inandırıcı bulmadım (Doktorlar her şeyin iyisini bilirler de…) Ve geçen akşam başımdan geçen bir olay, Foster olayını aydınlatmama yardım etti.. 

İnsanın boğazını tıkayan, ani boğularak ölmesine sebep olan üç yaygın hastalık vardır: 1. Astım ; 2. KOAH ; 3. …. 

Dün gece benim başıma geldikten sonra, bir insanın nasıl ölebileceğini anladım… Yatmıştım, gece yarısı aniden öksürüklerle, uyandım… Boğuluyordum, kendimi tuvalete zor attım, ..Kustum.. Nefes alamaz hale gelmiştim… Balkona çıktım… Boğuluyordum… Eşim uyandı… Beni sakinleştirdi… Ondan sonra nefes almaya başladım… Ama bir an için nefessizlikten öteki dünyaya gidip gelmiştim… Boğazımdan öksürükten .zorlanmadan kan gelmiştim… sakinleştim… Ertesi gün doktoruma gittim… Aslında derdimin ne olduğunu biliyordum… 

Evet, 3 numara… İnsanı boğabilen Üç numara REFLÜ’dür… Bazı tiplerde ortaya çıkar, . Gece mide içeriği ağza gelir, sonra gırtlaktan akciğerlere geçer… İnsan o ana kadar farkında değildir.. Aniden bir boğulma duygusuyla yataktan fırlar… Bazen kurtulursun, ama bazen de gidebilirsin… 

Çünkü yukarda anılan her üç hastalık durumanda da (Astım, Koah, Reflü..) boğaz kendi kendisini kitler… Boğaz daralır ve nefes geçmez olur… O noktada kurtulmanın bir tek çaresi vardır… Boğazda bir delik açmak… Onu da ancak doktorlar yapabilir… 

Bence o zavallı Reflü’den gitti… Çünkü o akşam fazla yedi, içti, yattıktan sonra yiyecekler akcigerine dolarak onu boğdu… 

Basıları şimdi bana… Hadi canım sende… Ne anlarsın diyecekler… Olsun… Bunu bir hikaye diye alabilirsiniz… İnanmayabilirsiniz…Haklısınız… Fakat o gece ben de ölüyordum.. Ve Jay Foster’ı anlıyorum… Allah rahmet eylesin, o zeki insana, o güzel insana… 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..