- Kategori
- Ben Bildiriyorum
TGB ile Taksim’den Dolmabahçe’ye

“Bişey yapmalı!” duygusuyla, Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkan binlerce insan! 12 Mart 2011’ de, “Türkiye Gençlik Birliği” çağrısı ve çatısı altında Taksim Tünel’ de buluştular.
Gençtiler... Korkusuzdular. Ulasalcı ve yurtsever. Mustafa Kemal’in askerleriydiler…
Bu görevi üstlenmenin sebebi ise Mustafa Kemal’ in Bursa Nutkuydu… Ne diyordu Mustafa Kemal Bursa Nutkunda;
“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!”
Başka söze ne hacetti. Başka izne. Tek rehberleri vardı… O da Mustafa Kemal Atatürk.
Üniversiteler başta olmak üzere, söyleyecekleri çok şeyleri vardı. Haykıracakları. İnsana, yaşama dair. YÖK’ e karşıydılar. Yusuf Ziya Özcan’ ı istifaya çağırdılar. Türkiye’yi açık yurtseverler hapishanesine çeviren Recep Tayyip Erdoğan’ a mesajları çok açık ve sertti. “Gençlikle uğraşma; Yıkılırsın!”
Onlar, ülkelerinin gidişatından endişe duyan ve bu görev ve sorumlulukla hareket eden Türkiye’nin aydınlık yüzleriydiler. “Özerk Üniversite” ve “Bağımsız Türkiye” adını verdikleri büyük Taksim buluşmasında, görevini yapmayarak öğrencileri cemaat ve tarikatların kucağına atan, yurtlarına mahkum eden anlayışa ateş püskürdüler. Çağdaş, bilimsel, eşit ücretsiz eğitimdi istedikleri.
Beş yıl önce çıktıkları bu yolda tek tek çıktılar merdivenleri… Herkesin, değil sesini çıkarmak, kısık sesle bile konuşmaktan, eleştirmekten korktuğu, çekindiği bu devirde onlar bangır bangır bağırıyorlar, emin adımlarla ilerliyorlardı hedeflerine.
Belki kimse görmedi onları, belki kimse duymadı. Sabah kuşağı ve evlilik programlarından başını kaldıramayan televizyonlar es geçti, anlı şanlı gazeteler yazmadı yer vermedi sayfalarında ama onlar oradaydılar… Vardılar. Varlıklarıyla büyük bir boşluğu dolduruldular. Ortaya koydukları tavır ve duruşla milyonların sesi oldular. Bu, kendinden emin ve istikralı duruşun meyvelerini ise 12 Mart 2011 büyük Taksim buluşmasında topladılar.
Sadece gençlik değil, kalbi Türkiye sevdası ile atan binlerce insan toplandı o gün Taksim’ e. Akın etti adeta. Onlardan biri de bendim. Onlardan biri olmaktan, o gün orada onlarla bulunup, aynı saflarda yer almaktan onur duydum, gurur duydum, kıvanç duydum. Öyle bir buluşmaydı ki bu. Bir Taksim’den öncesi olacaktı bundan böyle Türkiye tarihinde, bir de Taksim’den sonrası. Diğer bir deyişle… Bir (TGB) “Türkiye Gençlik Birliği” öncesi olacaktı, bir de sonrası. Ve eminim ki o gençlik birilerinin uykusunu daha çok kaçıracak. Eskisi kadar rahat olamayacaklar en azından. Çünkü ve biliyoruz ki…
“Atatürk gençliği görev başında!”
İşte o günden kamerama yansıyanlar. Fotoğraflarla TGB yürüyüşü
http://www.dailymotion.com/video/xhro5k_fotoyraflarla-tgb-12-mart-yuruyuyu_music
Moğollar Konserinden
http://www.dailymotion.com/video/xhpu4z_moyollar-tgb-dolmabahce-konseri_music
Issızlığın ortasında
Bişey yapmalı
http://www.dailymotion.com/video/xhoj7f_tgb-taksim-yuruyuyu-moyollar-biyey-yapmaly_music