Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Değer paradoksu ve soba

Değer paradoksu ve soba
 

değer mi?


Ben müneccim değilim ama az çok bu topraklarda ne solunur,ne çabuk unutulur biliyorum. 28.08.2006 da yazdığım gibi bu gün hangi gazeteyi açsanız spor sayfasında bu iki sözde kahramanın skorları ve asistleriyle karşılaşırsınız! Neden? Çünkü biz balık hafızalı bir toplumuz. Neden? Çünkü biz işimize geleni hatırlar, işimize gelmeyeni hatırlamayız. Neden çünkü biz araştırmaz bize ezbere önümüze konan görüntülere aldanırız daima

2010'da Dünya Basketbol Şampiyonası ülkemizde yapılacak ve o zaman bu ABD kökenli kaçaklar salonlarımızda cüsse gösterecekler ve bizler yine onları alkış tufanına tutacağız! Ve o zaman yapılan tonla fedakarlık unutulur! Nasıl böbürlene böbürlene spor sayfalarımıza konu oluyorlar öyle değil mi? Mehmet, umarım bu yazdıklarımı da OKUR' sun ve Hidayet umarım bir TÜRKOĞLU olduğunu her zaman hatırlarsın!

Geçenler de ALL STAR seçilen Memo acaba bunu gerçekten hak etti mi diye düşünmekteyim. Bu ülke ne garip! Adam Türke ve Türklüğe sövüyor Nobel alıyor. Adam kendi milli takımını reddedip maçlara gelmiyor ama ALL STAR! Zamanın Genel Kurmay Başkanı bile ülkenin 8'e bölünmesinden yana fikir üretiyor! Acaba çıplak resimlerine PİCASSO değeri mi biçmekte, ya da ilerde bir kitap yazıp o da nobel dilengeçliğine mi çıkacak.

Atam harbiden sen kalk da ben Y'ATAM!

Pzt 28.08.2006 07:30

Değer paradoksu ve Sobe!

Öyle uykum var ki bu sabah otobüste ineceğim durak son durak olmasa, işim yaman. Bakırköy Meydanı sakin ve sessiz. Kim ekmiş bu betona bu kadar güvercin tohumu betondan güvercin fışkırıyor. Anlaşılmaz bir açlıkla betonu dövüyor minnacık burunlar. Belki günahları büyük, burunlarını sürtüyorlar. Burnum onlarla sürtülüyor.

Hafta sonu 12  Öz Adamın galibiyetiyle gözlerim yaşardı. Arkadaşım, spikerin anlatması üzerine "Ya bu takımın alayı sakat" mış dedi. İbo'nun sağ bileği, Ersan'ın dizi, Ermal'in bağları. Bu takımın herşeyi sakattı ama yürekleri sapasağlamdı! Sükseli iki arkadaşı Miami Beachlerde resmi güzel avratlarıyla soğuk kokteyllerini yudumlarken, bu bedenleri sakat ama yürekleri sapasağlam 12 Öz Adam bize gururlar verdi. Gözlerimiz iki azgın pınar oldu. Artık bana kimse Hedo'dan veya Memo'dan "yok şu kadar sayı attı ABD'de, yok bu kadar asisit yaptı Memo" haberleriyle kulaklarımı köreltmesin. Artık hak edene hak ettiği ilgi alakayı vermenin zamanı geldi ve yıllardır da geçiyor.

Biz bu tür sanal kahramanları başımızda ne çok yüceltmesini seviyoruz. Biri şehit olsa "Aman yine mi bu habeler içimiz daralıyor" Ama asker kaçağı bir kıvırtkan joleli saçlı, erkekliği bile sorgulu olan bir  top yıldızın konserinde, neredeyse kendimiz önlerine atacağız. Bu ne sevgi! Bu topraklar da ne zaman hak eden hak ettiği muameleyi görecek. Birinin adı Hidayet Türkoğlu, soyadına bak ayağa kalk,.öteki Mehmet Okur, neyi okumuş acaba, birazıcık tarihini okusa bu kadar kanlı ve canlı ihanet örneği gibi ekranlarımızı doldurmazdı. Öteki Tarkan. Zavallı "Atıl kurt'un babası! Şu tarihte ki Tarkan'a bakın birde poporazzideki Tarkan'a. Ben şimdi doğacak kızıma, tek bacağı sakat olmasına rağmen sahada, bu topraklardan aldığını bu topraklara vermek isteyen ve onun için mücadele eden ve çıkarıldığında acıdan ağlayan bir İbrahim Kutluay'ımı örnek vereceğim yoksa şezlongda soğuk içkisini yudumlarken Türklüğü sadece pasaportunda unutulmuş olan bir Amerikalı Türk'ümü! "Siz rahat uyuyun biz burada nöbetteyiz gerekirse sizi korumak için ölürüz "diyen isimsiz bi dünya gerçek kahramanlarımı örnek vereceğim, yoksa askerlik yapmamak için yurt dışına kaçan, sonra 24 gün gelip parasıyla askerlik yapan, pop kültür öncüleri, ışıltıları yalan olan yıldızları mı! Kim yıldızların ışığını çalıp paçavralığını gizlemekte, kim çamurlar içinde nur içinde?!

Ama bizler neyi hak ediyorsak onu yaşıyoruz, demek ki buymuş hakkımız. İyisi için mücadele veya tavır göstermeyenler neyin hayıflığı içindeler?

Afrika'da milyonlarca insan açlık içinde kıvranırken, bir damla süt için bebekler çıldırıken Suudi Arabistan'da çeşmelerinden bal akan saltanat sevdalıları ne yapmaktalar? Neye değer vermekteler, artık onlar için neler değersiz kalmakta? Petrol satarak kendilerine dünyada cennet inşaa edenler, körebe sakallarıyla insanlıkla saklambaç oynamaktalar. Ve ibadet ticareti yaparak paralarına para katmaktalar. Ve bizler hala bu tip adamlara ve bu tip ülkelere değer vermekten kendimizi alamayız. Neyin değeri, ibadeti din turizmine çeviren, petrolünü Müslüman katli için zorbanın emrine veren bu sakalları körebe topluluklara ne zaman sobe diyeceğiz!

Ebe! ebe! ebe! ebe! ebe!... Yakalayın onları bilinç altınız da ve sobeleyin,sobeee!...

 
Toplam blog
: 220
: 212
Kayıt tarihi
: 14.08.12
 
 

İşimiz gücümüz  finasalpara, ama sevemedik hiç bir daim kendi malımız gibi bedenini. Neyse bize b..