- Kategori
- Gündelik Yaşam
Değişen gündem

Son aylarda asıl gündemin ne olduğunun farkında mısınız? Belki ülkenin ufku değil ama gündemin ufkunun ne kadar daraldığı dikkatinizi çekiyor mu?
Çok değil daha bir kaç yıl önce düşürülmesi gereken ve düşmedikçe ağzından çıkan alevlerin büyüdüğü bir enflasyon canavarımız vardı. Küçüldü, maket oldu. İyi de, iyi mi oldu?
Sizin, babanızın, kardeşlerinizin, halini iyi kötü bildiğiniz bilcümle yakınızın refahı ne kadar arttı, maketleşen canavarın ardından?
Geçim sıkıntısının faili oydu.
Tüm kötülükler ondan kaynaklanıyordu.
Şimdi ne olacak, kime havale edeceğiz bugün olan biteni?
Geçen yıla kadar neredeyse her gün binde bilmem kaç düşen konut kredisi faizleri vardı gündemde. Onunla geleceğimizi görüyor, planlar yapıyorduk. Ona bir haller oldu, kayboldu ortadan. Bu furyada ihtiyacı olan herkes bir ev sahibi oldu anlaşılan. Neyse, bu da ev yapıp da satmayı bekleyenlerin sorunu. Kime satacaklar bundan sonra, hesabını yapıyorlardır mutlaka.
Kredi kartı mağdurları da artık yok. Temizledik çok şükür, aramızdan hepsini. Toruna torbaya anlatılacak bundan sonra, soba başında kestane pişirilirken. Onların gözünde de kim bilir nasıl canlanacak, neye benzetilecek.
Kurtlar Vadisi vardı ve onun etkileri. Gerçek miydi bu etki, yoksa zaten vardı da, var olanı mı film yapmıştık? Neyse bu arada yaz geldi de okullardaki hükümranlığı sekteye uğradı, gündemin esas oğlanının. Ya sokaklar... Sokaklardaki hükümranlığı. Ve hatta bir kaç gün sonra açılacak okullar. Yeniden esas oğlan gelecek mi?
AB’ye gidiyorduk bir ara koşar adım. Tam girdik, giriyoruz derken tıknefes bünyemiz elvermedi sanırım bu koşuyu sürdürmeye. Yürütmenin gündeminde midir halen bilmem ama biz yürütülenler göremez olduk. Karşı olanlarımız da vardı, yandaş olanlarımız da. Tekmili birden yok oldular, kala kala bir fikri olmayan kararsızlar mı kaldık? Ses çıkmaz oldu kimseden. Neden girmeliyiz veya neden girmemeliyiz sorularının cevabı, toplumun geneline olan faydası ya da zararı konuşulmuyor artık.
Bir günde Avrupa buraya gelecek, burası Avrupa olacak sandık. Yanıldık mı? Olmayacak mı? Kokoreççi kurtulacak mı?
Bunlar tedavülden kalktı. Kimi tağşiş edildi, kimi tamamen kaybedildi.
Tedavüle çıkanlar daha gündelik, daha bugüne ait.
Siyaset ehlinin cinsel tercihleriyle ilgili atışmalar gündemi meşgul etti bir süre.
Linç kavramının meşruiyeti üzerine konuşurken, hatta ülkenin önemli gündem maddesi haline gelmişken, bir örnek verelim, şekil üzerinde tartışalım dedi birileri. Bütün toplum sosyoloji ve psikopatoloji panelisti oluverdi.
Lanet olası terör başını kaldırdı bu boşlukta. Canlar toprak oldu, toprağın üstünde kalanlara binbir acı bırakarak. Biz nerede durdurur, nereye kadar takip eder, nerede vururuz, kimden icazet alırız, almadan başımızın çaresine bakabilir miyiz diye tartışırken toprağa başka canları gönderdik. Yan gelip yatmakla ölmek arasındaki fark tartışılır oldu lüzumsuzca.
Seçimler yılı geliyor ya, kimler milletvekili olacak, kim cumhurbaşkanı olacak noktasına odaklandık. Önceliğimiz, kim nereye seçilirse bizim işlerimiz daha yolunda gider düzlemine kaydı. Sis bastırmaya başladı, ufuk daraldı. Giderek daha yakına bakar, uzaklarda neler oluyor, sislerin ardında neler var, göremez olduk.