Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Delinin günlüğünden seçmeler

Delinin günlüğünden seçmeler
 

RESİM INTERNETTEN ALINMIŞTIR.


Denizin üstünde yürüyoruz, elimi sıkı sıkı tutuyor. “Ne sıcak ellerin var” diyorum. Gülümsüyor, “Kalbin ısıtıyor elimi” diyor. Nasıl, karmaşasına düşmek üzereyken duruyor. “Bak, etrafına iyi bak” diyor. Ne görmemi umduğunu bilemesem de, gördüğümün uzaklarda silik görüntüler şeklinde yükselen binalar ve denizden ibaret olduğunu söylemekten utanıyorum. Kapıldığım duygunun farkında o. “Gördüğünü söylemekten çekinme. Gördüğünü söylemekten çekinirsen, ne gördüğüne kendinde inanmazsın bir zaman sonra.”


Anladım, gördüğüme kendim inanmalıyım önce. Binalar var uzaklarda ve göz alabildiğince su.

“Su, aslında kendindesin korkma. Hayatın merkezinde, yaşamın sebebindesin. Korkuyor musun hala?” Düşünüyorum, duygularımda şöyle bir yoklama yapıyorum. Sudan korkmama sebep anılar geliyor aklıma. Yüzme öğretmek için denizin ortasında terk edilişim. Dibe doğru batarken gözüme takılan yosunlardan nasıl irktiğim, nefes almak çabasıyla ağzımın çıkarttığı baloncuklar.


Baloncuklar, oysa köpükten balon yapmayı pek de severim. Keyif verir bana. “Daldın gittin. Nerelerdesin?” Baloncuklardayım diyeceğim saçma gelecek. Susuyorum, yüzüne bakıyorum, gözleri denizle bezenmiş bir renge durmuş. “Hiiiç” diyorum sadece.


“Korkuyor musun? Demiştim. Sen gittin, gelmen uzun sürdüğüne göre derinlerde kalmış bir izin peşindeydin. Karar veremedin mi?” Karar vermiştim, artık kendimden korkmaktan vazgeçecektim.


“Korkmuyorum, hem de hiç” Yüzüme öyle güzel baktı ki. Beni seviyor, anladım.


Huzur, huzur böyle bir şeymiş demek. Sevenin yanında huzura dalmak. Oysa ne de çok duyarım bu tür özlemleri. Kendimde daldığım huzursuzluğu huzur sanmışım meğer. Deli, deli bana huzur veriyor işte. Duyda inanma!


Gözlerinin rengine hayran bakarken yakalıyor beni. “Neye bakıyorsun? Gözlerime. Denizin rengini mi aldı gözlerim?” Sorusu afallatıyor beni. Hayranlığım şaşkınlığa dönüyor. “Evet, gözlerine bakıyorum.”


Onun hep anlatacak, kendinde topladıklarından paylaşıp çoğaltacakları var. Biliyorum ve bekliyorum. Bekliyorum ne öğreneceğim, nasıl bir aydınlığa yöneleceğim. Deli, deli olmak ne de naif geliyor böylesine bir deliyle birlikte.


“Gözlerim denizin rengini aldı, çünkü insan baktığına benzer. Nasıl bakarsan, öyle görürsün.” Bu günkü öğretinin “BAKMAK” olduğunu anlıyorum.


“Denize nasıl bakıyorsun ki senin gözlerin denizin rengini alıyor da benim kiler almıyor. Ben de denize bakıyorum oysa.” Kıskanıyorum biraz da. Aynı yerde duruyoruz, aynı hizada duruyoruz, boyumuz ve posumuz aynı. Onun gözleri denizin rengine dönüyor, benimkiler hala kahve.


“Denize kendin gibi bak. O da sana, senin gibi bakar, bütünleşirsiniz. Sen, deniz olursun. Deniz de sen.” Düşünüyorum, ben deniz olmak ister miyim? İsterim, nasıl da güzel! Yakamozlu bir mehtap düşüyor yüzüme. Dinginleşiyor ruhum. Tasalarım kaybolurken, içimde hareketlenen bir ezgi duyuyorum. Özgürlük! Denizler özgürdür.


Elini tutuyor yüzüme, bir ayna parlıyor. “Bak gözlerine, deniz gözlerinde.”


İnanmaz gözlerle bakıyorum, gözlerim deniz. Mutluluktan sığmıyorum içime, bir dalgalanma oluyor. Hafif sallanıyoruz, elini sıkmış olmalıyım. Beni omuzlarımdan tutup karşısına koyuyor. “Korkma, kendinden korkma artık. İçindeki coşkunun çıkmasına izin ver. Ver ki ne olacağının değil ne olduğunun gerçeği sarsın seni.”


Deli, ettiği söze bakarsan akıllıdan akıllı.


“Gördüklerini söyle, görmediklerinin içinin derinliklerinde kaybolmasına izin verme. Kendinden korkma ki, özgür olasın. Kendinden korkarsan hiç kalırsın. Sende olanı sevip parlatırsan, kendini bulursun.”


Bu yolculuğa başlarken sudan nasıl da korkuyordum. Aklım dikilip karşıma izin vermezken. Güvenip bir delinin uzanan eline, düşmüştüm hayal peşine.


Hayalciydim ben, yarı deli sayılırım bakınca. Hatta, ben deliden deli, deli benden akıllı zannımca.


Hayallerime varmanın, kendimden korkmamak olduğunu anlattı bana. Bir de gördüğümle, göremediğimin yerlerini değiştirebilmeyi.

 

Kıssadan bir hisse düşecekse bu günden bana, delinin günlüğü adına.


“KENDİMDEN KORKMAMAYI ÖĞRENDİM”


Sağlıkla ve mutlu kalın 29/02/2012

Gülay Mustafaoğlu


 

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..