- Kategori
- İstanbul
Demirören AVM İstiklal Caddesine yakışmamış

Hepimiz İstiklal caddesinde gelip geçiciyiz. Caddede kalıcı olanlar, caddenin asırlık kültürü ve bu kültürü ayakta tutan binalarıdır. Öylesine özel bir dokudur ki bu, işlemeli demir kapılarının arasından girilen tenha pasajlarda yaşam bekçileri gibi vefalı dostları barındırırlar. Pasajların bazılarının üstlerinde cam çatıları vardır ve bu çatılardan giren güneş, soluk ışıklarının yettiği derinliklerde bina süslemelerini ortaya çıkarır.
Bu caddede yeralan bir binanın sahibi ya da mimarı olmak ne büyük şanstır! Ne büyük bir onurdur! Bu caddede bir işyerinde çalışıyor olabilmek ne servettir.
Bazılarımız bu caddede bir kitapçı açabilmeyi, farklı ve kişilikli bir kafe açabilmeyi, bir küçük tiyatro sahnesine yer bulabilmeyi ya da bir sergi salonu açarak asırlık geçmişe tutunabilmeyi yaşamlarımızın en güzel hayali olarak besler dururuz. Çünkü bu bölge kolay ve ucuz tüketimin değil, az tüketim ile nitelikli üretimin, kültürün merkezidir. Burası, Eminönü değildir.
Bir yaz öğleden sonrasında, Tünel'den Taksim'e doğru, kalabalığın arasında, başınız yukarıda binaların ayrıntılarında gizli melekleri, mimari işaretleri, sembolleri arayarak ilerlerken, yeni bitmiş boyasıyla bu binayı farkedeceksiniz. Yılardır cephesi örtülü olarak ilerleyen çalışmaların sonunda bir gün örtü indirilmiş ve hoş bir İstiklal caddesi binası daha yaşama dönmüştür. Gözünüzde tipik pasajları ve kafeleriyle bir kazanıma tanıklık etmenin ışığı belirecektir.
Oysa bir kaç metre sonra ağzınız açık kalacak ve hayalleriniz ağzınızdan "ahhhh!" diye bir inlemeyle caddenin gürültüsünde yitip gidecektir.Çünkü AVM'nin giriş kapısını göreceksiniz. Popüler markaların mağazaları, yürüyen merdivenleri ve Amerikan polisi üniformaları içindeki güvenlik görevlileri ile ucuzluğun klimalı havası yüzünüze çarpacaktır. Zaten böyle bir yere bizim emektar bekçi kıyafetli görevli koymazlar. Bir kez daha anlarsınız ki; hızlı ve ucuz tüketim istilası, rant emperyalizmi ergeç özgüvenli, seviyeli bağımsızlıkseverleri bağımsızlıklarından (istiklallerinden) koparacaktır.
Caddedeki nice binanın adı taşa oyularak yazılıdır. Eski ve köklü binalrın sahipleri ve mimarları insanın gözünü rahatsız etmemeye özen gösterirken; bu AVM'nin iki ayrı yazı tipinde, sarı yaldızlı ismi, isteseniz de, istemeseniz de gözünüzün bebeğine batacaktır.
Bu binanın, AVM olduğunu bilmeden bekleyenlerin umutları boşa çıkmıştır. Binanın baştaki mimarı bitişe az kala binayı devretmiş ve adını buraya yazdırmamış. Mimari ve inşai olarak kabarık bir olumsuzluk dosyası çoktan gazetelerde ortaya çıkarılmış.
Ben de gelip geçici bir İstiklal sever olarak hayalkırıklığımı not düşmeden yapamayacağım.