Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasi gidiyor mu, geliyor mu?...

Demokrasi gidiyor mu, geliyor mu?...
 

Askeri cuntalara niçin karşı olunuyor?

Demokrasiyi rafa kaldırdığı için.

Peki demokrasi zaten rafa kalkmışsa, bu soruya nasıl yanıt verilecek?

Yakın tarihimizdeki en canlı örnek 27 Mayıs Devrimi’dir.

Seçimle gelmiş olan Demokrat Parti yönetimi fiilen demokrasiyi ortadan kaldırmıştır.

Başbakan’ın emri ile oluşturulan Tahkikat Komisyonu adı verilen “kurul” olağanüstü yetkilerle donatılmıştır.

Nedir bu yetkiler?

1.- Yasama yetkisi… TBMM’nin kanun yapma yetkisi by-pass edilmiş, demokrasinin bu en temel unsuru fiilen ortadan kaldırılmıştır.

2.- Söz konusu kurul, yargılama yetkisi ile donatılmıştır. Demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı olan bağımsız yargı yetkisi, Başbakan’ın iki dudağı arasında oluşturulan ne olduğu belirsiz bir kurula devredilmiştir.

Sonuç olarak ne olmuştur?

Seçimle gelmiş olan Demokrat Parti, demokrasiyi tümüyle ortadan kaldırılmış, kendi keyfi diktatoryasını devlet yönetimine egemen kılmıştır.

27 Mayıs Devrimi’nin gerekçesi bu koşullarda şöyle açıklanmıştır:

-          Meşruiyetini kaybetmiş bir iktidara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri idareye el koymuştur. En kısa zamanda seçimler yapılacak ve ordu kışlasına geri dönecektir.

Gelelim ikinci örneğimize.

12 Eylül askeri cuntası…

Ülkeyi seçimle gelmiş bir yönetim idare etmektedir.

Ülkenin birçok illinde sıkıyönetim ilan edilmiştir. Yani, bir anlamda askeri yönetim tüm yurdun idaresine egemendir…

Sokak çatışmalarında her gün ölü ve yaralı verilmektedir.

Ülke tam bir kaos içindedir.

Sonra 12 Eylül sabahı çalan bir düdük ile terör bir çırpıda sona ermekte, TSK, emir ve komuta zinciri itibariyle ülke yönetimine el koymaktadır.

11 Eylül günü ülkede demokratik bir yönetim vardır.

Ama sokakta kavga sürmektedir.

Sonra birden, ansızın sokaktaki kavga bir çırpıda sona ermektedir.

11 Eylül günü ülkede var olan demokrasi, 12 Eylül sabahı yoktur…

İşte bu nokta çok önemlidir.

27 Mayıs’ta fiilen ortadan kaldırılmış olan demokrasinin yeniden tesis edilmesi amacıyla bir müdahale söz konusudur.

12 Eylül’de ise, suni olarak yaratıldığı artık bugün açıkça su yüzüne çıkmış bulunan sokak çatışmalarını önleme bahanesi ile Ordu demokratik işleyişe müdahale etmektedir.

Bizce demokrasi en temel amaçtır.

Siyasal özgürlük, bireylerin vazgeçilmez demokratik hakları demokrasinin en temel öğeleridir.

Demokrasiyi korumak ve kollamak her Türk vatandaşının en temel görevidir.

Demokrasinin ortadan kaldırılmasına karşı direnmek ise, bu görevin pratikteki görüntüsüdür.

Katılımcı demokrasi kavramı, sözünü ettiğimiz bu direnme hakkını da içine alır.

Çünkü demokrasi, vatandaşın belirli zamanlarda sandığa giderek, önüne konan listelerden birisine siyasal tercihini kullanmasından ibaret göstermelik bir şekil değildir.

farukhaksal@gmail.com

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.akceder.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..