Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Deniz, bir bardağa kadar mavidir!

Deniz, bir bardağa kadar mavidir!
 

İşler istediğimiz gibi gitmediğinde, sigarayı yakıp "ofis"in dışına çıktık. Buhranlar, kahve molalarıydı, hayatın... Önemi yoktu mevsimin, üşümek geliyorsa içimizden, üşüdük. Yanmak geliyorsa, yandık. İçeri birinin girebileceğine aldırmadan, ağladık. İçimizden "önce" ağlamak geliyordu çünkü. Her şeyden, her önemli işten, bitirilmesi gereken bir ödevden, başarılması gereken bir görevden, dönülmesi gereken bir sevdadan, zayıf bir yanımızı gizleme telaşından, her şeyden önce...

Duvardaki "erkekler ağlamaz" yazısını, yavaşça masanın yanına koyduk ve ağladık...
Birisi gelip dokuz taşımızın en altındakini çekmişti sanki...
Ne istesek olmuyor gibi geliyor, belki de gerçekten olmuyordu!
Hayat, bir iç guatr gibi nefesimizi kesmeye başlamıştı...
Çekmeceyi açtık, paketten bir sigara çıkardık ve kendimize bir fincan, "üçü bir arada" yaptık. Her parçası bir başka yana dağılan yaşantımıza, daha sakin bir kafayla bakabilmek için...
"Her deniz, bir bardağa kadar mavidir.
Bir bardak deniz ancak bardağı kadar mavi" (ü.b)
Deniz ancak otuz küsur kupona gazeteden aldığımız, Arkorok bardakların içinde mavi olabilirdi. Serin sulara bıraktığımızda kendimizi, hiç değişmedi rengimiz.
Mavi olmadık hiçbirimiz...
Yanılsamalarımız artıkça, kapıya davandı kahve molaları.
Biraz üşüyünce ve bitince elimizde sigara "başlarım bunalımına" deyip içeri girdik. Üç kişiyi bir arada görmemiş koltuğumuza oturduk.
Ve kendimize şöyle seslendik:

Ölmedikçe, yaşamalı insan hayatta.
Yaşıyoruz ya deme,
Yaşayan, ölüler var etrafta .
Unutma ki, umut hep yanında,
Tutabilirsin, bir başka eli,
Ellerin oldukca.

Ölmedikçe, yaşat umutları,
Bir dala tutun her zaman.
Eğer, hiç ağaç kalmamışşa, etrafta,
Bir ağaç dik hatta.

Yaşa diyorum dostum,
Başka şeye, benzemez yaşamak.
Zor iş deme .
Asıl zor olan, buraları bırakmak.

O gün geldiğinde,
Eleğini astığın vakit duvara, yani.
Amaç , şunu diyebilme de:
Ey hayat, ben yaşadım be,
Gözüm değil geride.
Ey hayat, ben sevdim be,
Gözüm değil geride.
Ey hayat, ben öldüm be.
Lakin,gözüm değil geride. (ü.b)

Arada bir "ofis"i terk etmenin zararı yoktur, önemli olan geri dönüp, "olan"la -olmayanla- yanılsananla, yüzleşebilme cesaretini gösterebilmektir. Ta ki, bir daha hiç dönmemecesine, o ofisten çıkana kadar...

 
Toplam blog
: 25
: 764
Kayıt tarihi
: 30.08.06
 
 

22.09.81 İstanbul doğumluyum. 26 seneye, İstanbul'daki üç semti sığdırdım: önce Kocamustafapaşa, son..