Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Deniz Baykal'ı ahlaksızca alt ettiler

Deniz Baykal'ı ahlaksızca alt ettiler
 

Deniz Baykal’ın istifasını Türk Siyasal hayatında bir devrin sonu olarak nitelememiz pek de garip kaçmayacak bir durumdur.

Deniz Baykal benim için inadın, çabanın, bitmek bilmez bir mücadele azminin simgesiydi.

Deniz Baykal’ın izlemiş olduğu siyaseti hiçbir zaman tasvip etmedim. Hatta en sert eleştiren insanlardan birisi de olduğumu söyleyebilirim. Kaldı ki CHP geleneğine sıkı sıkıya bağlı bir ailede büyümüş olmama karşın, hayatımda bir kez dahi CHP’ye oy kullanmadım.

CHP’ye karşı sıcak bir gözle bakmıyor olmamdan dolayı babamın ve annemin az eleştirilerini mazhar olmadım dersem yalan olur. Zira CHP, bu ülkede resmi ideolojinin temsilcisidir ve resmi ideolojinin muhalifi olan ben gibi birisi için, CHP saflarında olmam, kendimle çelişmemden başka bir anlam ortaya çıkarmazdı. Her ne kadar CHP 1970 ve 1980 arası dönemde kısmen de olsa sol siyasete doğru kayma göstermiş olsa da, özünde sol ile çelişen birçok yanı vardı. Dediğim gibi bu çelişkilerin özünde CHP’nin resmi ideolojiye olan bağlılığı yatıyordu. Sol söylemleri ise sadece söylemden ibaret, anlamsız repliklerden öteye gitmiyordu. 1980 sonrası SHP bir nebze olsun sol siyasete yaklaşmaya çalışmış olsada ve Erdal İnönü’nün bir nebze de olsa demokrat bir kişiliğe sahip olması şahsıma sempatik gelse de, yine de resmi ideoloji ile arasına mesafe koymadan siyaset yapmasını hiçbir zaman benimsemedim.

SHP sonrasında yine CHP ve birçok kurultaylar ve seçimler kaybetmiş olan Deniz Baykal…

Aslında bu gün CHP’ye gerçek kimliğini veren kişi Deniz Baykal’dır. Çünkü CHP, hiçbir zaman sol bir siyasal parti olmamıştır. Ordu, yargı eksenli devlet yapılanmasının tam anlamı ile siyasal uzantısı haline gelmiş ve bu özelliği ile siyasetin sol kanadı ile arasına mesafe koymuş, ülkede sadece resmi ideolojinin gerekliliğini hakim kılmaya çalışmıştır CHP.

CHP’nin tarihsel olarakta ülkenin kurucu partisi olması sebebi ile kuruluş ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olmasını yadırgamamak gerekiyor. Dolayısı ile CHP’nin tarihsel kimliğini oldukça iyi algılamış olan Deniz Baykal, CHP’yi olması gereken asli çizgisine taşımıştır. Oysa CHP ile ilgili çelişki yaşayanlar, CHP’den sol gömlek giymiş bir parti beklentisi içerisinde olanlardır. CHP’den solculuk bekleyenlerin, bu beklentilerinden tez elden kurtulmaları gerekiyor. Zira CHP, Deniz Baykal öncesinde de ve Deniz Baykal sonrasında da statükonun her dem koruyucusu olacaktır. En nihayetinde CHP, Kemalist bir partidir ve bu ülkenin resmi ideolojisi ise Kemalizm’in ta kendisidir.

Bu anekdotlardan sonra Deniz Baykal’ın istifasını ve başına gelenleri ele alacak olursak…

Ülkede insanların başına nelerin gelebileceğine dair en yalın göstergelerden birisidir Deniz Baykal’ın başına gelenler. “Özel Hayat” denen kavram yerle bir olmuştur. İnsanların en mahrem noktalarına göz dikilmiştir. Bir ana muhalefet partisi liderinin başına böyle bir şey geliyorsa, bu ülkede hiç kimsenin özel hayatının gizliliği garanti altında değildir.

Türkiye’de geniş bir halk yığınının Deniz Baykal’a sempati ile bakmadığı malumdur. CHP’ye oy veren kitle dahi Deniz Baykal’ı partinin başında istemiyor. Birçok defa seçim kaybetmesine karşın genel başkanlıktan ayrılmamıştır. Partisi meclis dışında kalmış, baskılar sonrasında istifa etmiş ve bir yıl sonra yine türlü kulis faaliyetleri ile partinin başına geçmiştir. Deniz Baykal’a yapılan en sert eleştiri ise “iktidar olmak istemiyor” yollu eleştiridir. Ama Deniz Baykal’ın şunu çok iyi bildiği kesindir. Türkiye’de gerçek iktidar sahnenin önündekiler değildir. Sahne arkasındakilerdir. Yani Ordu, Yargı ve bu iki kurumun siyasal arenadaki uzantısı CHP ve bu üç kurumun akıl hocalığını yürüten Cumhuriyet Gazetesi bu ülkenin gerçek iktidarıdır. Bu ülkenin resmi ideolojisinin muhafızları bu kurumlardır ve seçimle iş başına gelen hükümetler gelirler ve giderler.

Türk siyasi hayatının gerçeğidir bunlar. Bu gerçeği çok iyi kavramış olan Deniz Baykal için seçimle iş başına gelmenin kıymeti harbiyesi yoktur.

Her şey bir yana…

Deniz Baykal başına gelen bu olaydan ötürü istifa etmemeliydi. Partisinin içerisinde siyaseten yenilip, görevini bırakmalıydı. Böyle bir istifa, bu ahlaksız tutumu yapanların ekmeğine yağ sürmüştür.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..