Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '10

 
Kategori
Haber
 

Güler Zere, Ölümün Kıyısındaydı ve Yaşama Veda Etti

Güler Zere, Ölümün Kıyısındaydı ve Yaşama Veda Etti
 

Güler Zere


Ve sabah sabah öğreniyorum bir ölüm haberini daha. Kasvetli sabahların iz düşümü gibi çarpıyor gözüme.

Haber sitelerine düşmüş bir bir.

Yüreğim sızlıyor, içimde bir acı baş gösteriyor. Ruhumda bir daralma ve zihnimde önlenemeyen bir hüzün yükseliyor.

Güler Zere yaşama veda etmiş.

Oysa yaşayacağına dair bir nebzede olsa ümitliydim. Ama olmadı. Onu, ölümün kıyısına getirdiler ve öylece bıraktılar.

Güler Zere yasa dışı sol örgüt üyesi olduğuna dair 20 yaşında cezaevine girmiş. Yirmili yaşlara gelirken başlar başkaldırı sevdası. “Ve daha keskin sirke olmadan ezeceksin başını” diyerekten, 34 yıl denen bir zaman süresini kendisine ceza olarak reva görmüşler. Güler Zere’nin suçu neydi? Nasıl bir suçtuki, 34 yıl denen bir cezayı almaya neden oluyordu? Öğreniyoruzki hepi topu birkaç eyleme katılmış Güler Zere. Adam öldürmemiş, kimseye şiddet kullanmamış ve sadece içinde bulunduğu yasadışı örgütün propaganda eylemlerine katılmış. Ve bedeli 34 yıl gibi bir insan hayatını yok eden ceza olarak tescil edilmiş. Güler Zere cezaevinde kansere yakalanıyor ve malumane bürokratik işlemlere tabi tutuluyor ama nedense bu bürokratik işlemler ve diğer türden engellemeler Güler Zere’nin tedavi edilmesinin önünde bir dağ gibi duruyor.

Kanser hastası olan Güler Zere, 15 dakikalık bir muayene için İstanbul’a yolculuk yapıyor. Gidişi ve dönüşü ile birlikte yolda geçen süre 28 saat. Bu durumun bir izahı olabilir mi? Ve aylarca süren mücadeleler sonrasında Güler Zere, Cumhurbaşkanı tarafından affediliyor ve tedavisi için cezaevinden çıkarılıyor. Ne varki ölümün kıyısına geldiği bir zamanda salıveriyorlar Güler Zere’yi.

Bu hali ile bu ülke daha kaç gencini yiyecek, pek tabiki bilemiyoruz. Kaç insanının ömründen çalacak, kaç insanı yaşamdan koparacak bilemiyoruz. Ölen öldüğü ile kalıyor. Ve ölenlerin ölümüne teşne olanlar, yüreklerinde en küçük bir vicdani sızı dahi duymuyorlar. Olanı biteni yok farz ediyorlar. Olana bitene gözlerini kapatıyorlar, yüreklerine buz basıyorlar. Gece alemlerine dalıp, gıcır keyiflerinden ödün dahi vermiyorlar.

Geriye dönüp tarihi kurcalasak, bu ve benzer şekilde ölen insanların çetelesini çıkarsak, bu çetele, insanlık tarihinin bir utanç vesikası olarak ülke tarihimizdeki yerini alır.

Sadece inatlaşmak, sadece inatlaşmak ve illede devlet olarak, o inatlaştığı yurttaşına kendi inandığı doğruyu kabul ettirmek üzerine şekillenmiş bir anlayış çıkmış ortaya. Bu anlayış ülke insanına acıdan, zulümden yana başka bir şey vermemiş. Her kimki o biat kültüründen kendisini kurtarmış, her kimki o biat kültürüne baş kaldırmış, vay haline olmuş.

Ölümü bile az görmüşler başkaldıranlara.

Güler Zere öldü ve devlet bir tehlikeden! daha kurtuldu. İstediğiniz buydu, değil mi?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..