Denizli'nin farkı

Beşiktaş adım adım şampiyonluğa gidiyor. Mustafa Denizli'nin öngörüsü de iki hafta gecikmeli de olsa gerçekleşti. Sonuçta süper ligde son beş haftaya girilirken iki şampiyonluk adayı kaldı. Mustafa Denizli'nin gelişine ve Ertuğrul Sağlam'ın gidişine şiddetle karşı çıkanlardan biri de İtiraf etmeliyim ki bendim. Ama zaman içinde Mustafa Denizli'ye haksızlık yaptığımı ve önyargı ile yaklaştığımı anladım. Mustafa Denizli ligin sonu yaklaştıkça tecrübesini konuşturmaya başladı. Benim tahminime göre de ligi önde bitirecek.

Ayrıca yönetimden sağduyulu mesajlar gelmesi beni son derece mutlu etti. Beşiktaş'ta sayın Denizli yalnızca sportif anlamda başarılı değil. Son yıllarda sayın Bilgili yönetiminden bu yana Akıllı ve olumlu işler yapılıyor. Basın ve medya bu konulara pek fazla değinmedi. Ya da ben takip edemedim. Beşiktaş'ta bu sağduyulu mesajlar, basınla olan ilişkiler ve en önemlisi transfer çalışmaları kayda değer gelişmeler. Beşiktaş Önümüzdeki sene Çok büyük bir sürpriz olmazsa Şampiyonlar liginde ülkemizi temsil edecek. Gelecek sezonun kadrosunu şimdiden oluşturmaya başladı. Fink alındı. Nobre ile uzatıldı. Tüm bu olumlu işlerde sayın Denizli'nin katkısı bana göre çok büyük. Önümüzdeki sene Beşiktaş çok daha iyi olacak ve şampiyonlar liginde ikinci tur veya çeyrek finali görecek diye düşünüyorum. Çünkü Tigana döneminde oluşturulan genç kadro giderek tecrübe kazanıyor. Takımda taşlar yerine oturmaya başladı. Mustafa Denizli'nin tecrübesi ile bu dinamik kadro birleşince ortaya çok keyif veren bir Beşiktaş çıkacak önümüz sezonda.

Bu benim ilk blogum. En büyük hayalim gazetede yazılar yazmak. Beşiktaş'ı çok seviyorum ve ilk bloğumu Beşiktaş ile ilgili yazmak istedim. Son olarak milli takıma değinmek istiyorum. Ali Sami Yen 'de oynanan İspanya maçına. Futbol mantalitesi hakkında ilerleyen günlerde bir yazım olacak gerçi ama. Maçın Ali sami Yen 'de oynanması tam bir fiyasko bana göre. Saraçoğlu, Olimpiyat gibi seyirci kapasitesi yüksek, bakımlı ve modern stadlarımız varken bizim için son derece hayati bir maçın İstanbul'un en bakımsız ve seyirci kapasitesi az olan stadında oynanmasının izah edilebilir bir tarafı olmadığını düşünüyorum. İspanya bile ilk maçı seyirci kapasitesi en yüksek stadında oynadı.
Bana göre Federasyon sınıfta kalmıştır. Futbol mantalite işidir. Büyük düşünenler her zaman kazanır!!!