Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '15

 
Kategori
Anılar
 

Deprem sonrası ( Bölüm 6 )

Deprem sonrası ( Bölüm 6 )
 

Bir tutkudur Değirmenderem


Şu an Eker Kıraathanesi olan yer, Çınarlık Meydanı'na bakan hani...
Ticari hayatımızı devam ettirecek sağlam bir yerimiz kalmadığından, Mehmet Eker Ağabeyimiz yerini boşaltarak bize vermişti. Bugün de ticari faaliyetlerini sürdüren değerli kardeşim Arçelik Bayii Ecdat Naak ile birlikte birer masa koymuştuk. Müşterilerimizin bize ulaşacağı bir geçici adresimiz olmuştu. Taksitlerimizi toplayıp yeni dükkanlarımızı hazırlayana kadar orada kalmıştık. Vesileyle Mehmet Eker Ağabeyime o dönem bize verdiği destek için tekrar teşekkür ediyorum.

Depremin hemen ardından yaşadığımız ilk olay, karşı apartmanın ilk katında oturan dostlarımızın acı kaybıydı. Enkazda kalan iki kızını biraz çabalayarak kurtarmıştık. Fakat anne baba için yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı.
Bir akşam önce sohbet muhabbet balkonda çay içmiş, çocuklarımızdan da konuşmuştuk oysa...
Çeşitli eşyaların pazarlamasını yapan deprem zamanı da medikal ürünler satan çok sevdiğim bir insandı. Herşeyini paylaşır, saatlerce işten güçten konuşurduk. Kime ne borcu var bilirdim. Çarşıya uzakta olsa elimdeki ürünleri sergileme imkanı olan bir dükkan açmıştı. İstanbuldaki bir firmaya da bu ürünler sebebiyle epeyce borcu vardı.
Dükkan sahibi, depremde camları kırılan dükkandaki ürünleri toplamış güvene almıştı.
Geçici adresimiz diye bahsettiğimiz dükkana bir gün elinde çanta olan iki kişi geldi. Pazarlamacı görüntüsündeydiler.
Israrla sizi tarif ettiler siz bilirmişsiniz, diyerek arkadaşımın ailesine nasıl ulaşacaklarını soruyorlardı.
Firma ismi ve medikal ürünler sattıklarını da öğrendiğimden,
- Dükkan sahibi sizin ürünlerinizi güvene almış. Size borcu olduğunu biliyorum. Ürünlerin yerini göstereyim oradan alabilirsiniz. Ama aileyi rahatsız etmeyin, size para ödeyebilecek kimse yok diye sesimi de yükseltmişim.
O psikoloji ve ortamında tesiriyle eline çanta alıp daha üzerinden zamanda geçmeden alacak peşine düşen adamlara şarlamaya hazır vaziyetteyim.
Yaşça biraz daha büyük olan benim durumumu sezmiş, hafifçe tebessüm ederek
- Siz bizi yanlış anladınız, biz alacak ya da buradaki ürünlerimiz için gelmedik. Onları aileye bırakacağız. Ancak bundan sonrası için çocuklara nasıl bir yardımımız olur, ne yapabiliriz diye de sormak için buradayız, demişti.
Sonra mı?
Üzerinden geçen on beş yıla rağmen hala burnumun direği sızlıyor.
O an ise gözümden yaşlar boşanmış, boğazım düğümlenmişti.
Daha uzun yazmama gerek var mı?
İşte bizim insanımız...
Bu iyi niyeti istismar edeni de Allah islah etsin, islahı yoksa...

 
Toplam blog
: 25
: 449
Kayıt tarihi
: 17.08.06
 
 

Kendimi bildim bileli işim ticaret. İçimden geldiğinde de yazıyorum geldiği gibi. Kendi çapımda e..