Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '12

 
Kategori
Dostluk
 

Derin dostluklar hayatımızı olumsuz etkiliyor; yüzeysel ilişkiler daha sağlıklı

Derin dostluklar hayatımızı olumsuz etkiliyor; yüzeysel ilişkiler daha sağlıklı
 

Dost, akraba, arkadaş dayanışma içinde olacaklarmış, birbirlerine yardım edeceklermiş. Arkadaşlık, dostluk bunun için oluyormuş. Yani benimle ileride belki bana faydası olur diye tanışıyor. Yani dostluklar, arkadaşlıklar menfaate dayanıyor. Ama bunda sizlerin suçu yok. Suç size akıl verenlerde. İlişkilerimizin menfaat temeline dayanmasından şikâyet ediyoruz. Ama bize akıl verenler zaten düzeni böyle kurmuşlar. Dayanışma içinde olacakmışız. Birbirimize yardım edecekmişiz. İlişkimizin felsefesi zaten menfaate dayanıyor; insanlara niye suç buluyorsunuz?

Birlik ve beraberlik fikri ya doğru değil ya da biz abartıyoruz. Dün tapılan dayanışma ve yardım söylemleri bugün tartışılıyor. Çoğumuz arkadaşlarımızın, dostlarımızın bize faydası olup olmadığına bakıyoruz. Para istediğimizde verecek, zor günlerimizde destek olacak, bir müşkülümüzü çözecek… Hep menfaat, hep menfaat… Keçi sakallı ermişleriniz, pirleriniz söylemiyor mu bunları? Hala bu cahil adamlara hâşâ tapıyorsunuz? Ne desteği kardeşim, ne müşkülü? Tanıdıklarınız sizin sorunlarınızı çözmek için mi var? Bir güzellik, sohbet, muhabbet, eğlence için değil mi onlarla tanışmamız. Balta suratlı hozikçi Kamil “ Beş kuruş faydan mı var…” derken sohbeti, muhabbeti mi kastediyor? İnsanlarla tanışmanın maddi bir beklentisi ya da karşılığı olamaz.

Tamam, insan ilişkilerinin temeli yanlış atılmış ama maalesef felsefesi de doğru değil. İlişkilerimiz pazara kadar değil mezara kadar olmalıymış. Öyle ya benim için dünyada bir tek sen varsın. Ben her zaman diyorum, bazı kimseleri diğerlerinden fazla sevdiğimiz zaman sorunlar başlar. Ne yapmıştır bu en iyi dost? Çocuğunu işe sokmuştur, bir kavga da yardım etmiştir, borç para vermiştir… Bu menfaatlenme devam ettiği sürece o kişi onun en iyi dostudur. Mezara kadar denilen dostluk işte budur. Size faydası olmayan birisiyle uzun yıllar dost kalabilir misiniz? Hiç sanmıyorum.

İnsanları suçluyoruz ama temele indiğimizde maalesef düzenler suçlu. İnsanlarla çok yakın diyalog içinde olmalıymışız. Napacaksın, koyununa mı alacaksın? Dostluk, arkadaşlık ilişkileri sorun çözme vasıtası değildir. Ben tanıdıklarımdan hiçbir maddi beklenti içinde değilim; onlar da olmasınlar. “Vergi dairesinde tanıdığın var mı?” Var, ne olacak? “Az bir işimiz vardı da, belki yardımcı olur…” Sittir git!

Gördüğünüz gibi Kerim Korkut’un kurmak istediği düzen çok farklı. Maddi menfaat olmasa bile uzun süreli derin dostluklar bize zarar veriyor. Tanıdığımız ve çok sevdiğimiz birkaç kişiyle yetinip dünyaya açılamıyoruz. Dostumuz Ayı Kazım’ın yağlı ellerini tutup köpüklü ağzından hava raporu dinlerken uzaklarda kim bilir ne dünyalar kurulup yıkılıyor.

Bir kimseye kötü düşünmediğiniz zaman onun dostusunuz demektir. Dostluğunuzun ispatı için illa da koyun koyuna yatmanız gerekmez. Hep benimle olsun, arasın sorsun, dar günümde yanımda olsun, başım sıkışınca ona koşayım, her derdime deva olsun… Deme ya! Bebeğini de bezlesin mi? Türkiye’deki insanlarla dost olmak gerçekten sorun. Merhaba diyorsun, yarım saat sonra para istiyor.

Yani dost ya da arkadaş olduklarımızla çok fazla içli dışlı oluyoruz. Onlara yaşam alanı bırakmıyoruz. Ama bu bizim suçumuz değil. Türkiye’de tanıdıklarını gerektikçe aramak ayıpmış. Akşam evine gittiysen sabah da nasılsın diye sorman lazımmış. Değilse senden dost arkadaş olmazmış. Anlayacağın esir ediyorlar adamı. Bu ülkenin hacı yağ kokulu ulemaları, sözde bilginleri böyle buyurmuşlar.

Dost ve arkadaşlarıyla içli dışlı olmayan kimselere bir de isim takılmış. Buzdolabı diyorlar. “Hiç gelip gitmiyorsun, adam mısın lan sen…” diye toplum içinde rencide ediyorlar. Şimdi dostunuz (Dost kime denir, bunu da anlamıyorum ya) veya tanıdığınız kimselere ne kadar yakın olmanız gerektiği konusunda bir ölçü var mı? Cenaze, düğün ve hastalık halinde önemli mazeretiniz yoksa bulunacaksınız. Gerisi size kalmış. Onu görmek istiyorsanız göreceksiniz. Dostlarınız, arkadaşlarınız, tanıdıklarınız hayatınızın tamamı değil küçük bir ayrıntısıdır. Çok sevdiğimiz insanlar da olsa sık görüşmek, her gün beraber olmak hayatı kısıtlı yaşamamıza neden olur. Tanımadığımız kişilerle konuşma kültürü maalesef ülkemizde yok; ama olmalı.

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..