Devasa Kedi - Taksim'de, Beyoğlun'da gördüklerim

TAKSİM MEYDANI VE İSTİKLAL CADDESİ, BEYOĞLU HABERLER- 25 Mayıs 2012 Cuma

Sabah yolculuğunda otobüsle gelirken, Harbiye Ordu evi ve Radyo evi yakınlarındaki yol ortalarındaki çiçeklerin güzelliği karşısında, bakmamak elde değildi. Fakat otların biçilmeyişi, çöplerin temizlenmeyişi, güzelliklerine gölge düşürmese de, İstanbul’ un ne hale geldiğinin ifadesi ortadaydı.

Saat 09: 20 de geldim Taksim’ e. Kahvaltılık aldım, börekçiden.

Ofise doğru yürümeye başladım.

Meydanda yeni kurulmakta olan standı fark ettim. DASK – Doğal Afet Sigortalar Kurumu tanıtım amaçlı, sigorta konularında kurmuş standı.

Hava bu sabah oldukça serin.

Yürürken dev bayrağımıza ve kedi heykeline bakmadan geçemiyorsunuz.

Ofise geldim, görevli bayan penceremi sonuna kadar açmış, içerisi püfür püfür esiyordu.

İnternet haberlerine baktım kahvaltımı yaparken.

Beyoğlu için güzel bir haber gördüm. Binasını güzelleştiren esnaflar için artık, sokaklara masa sandalye atma yasağı kalkacakmış. Hem vatandaş hem de esnaf rahat edecekmiş. İyi olur.

Kahvaltımı bitirdikten sonra, işime başladım.

Bu arada işimizin ne olduğuna gelince Proje üretiyoruz.

Saat 12: 30 dışarı çıkalım bakalım ne var ne yok.

Hava serin, gezi parkına doğru yöneldim. Meydanda dev kedi heykeline bakmadan edemedim.

Meydana bakan tarafta iki polis memuru, gezi parkı cephesinde bir polis memuru nöbet tutuyorlardı.

Çeşit çeşit insanlar var. Kuşkuyla bakanlar. Köşelerde sevgililer. Çimenlere uzanmış kadınlar ve erkekler. Uyuyanlar, sohbet edenler.

Çocuk parkında çocuklarını eğlendirenler.

Gezi parkının havuzu çok güzel, hele kuş seslerine ve yeşilliklerine, çiçeklerine doyum olmuyor.

Nikâh salonu tarafı bomboş, çay bahçelerinde kimseler yok.

Gezi parkında sadece bir kadın yabancı turist görebildim. O da çimenlere uzanmış uyuyordu.

Oradan meydana doğru yol aldım.

Meydanda, metro girişine yakın tarafta, Büyükşehir danışma konteyneri ve DASK – Doğal Afet Sigortalar Kurumu tanıtım amaçlı, sigorta konularında kurmuş konteyneri vardı. 

Işıklardan anıt tarafına geçtim, orda da Büyükşehir Belediyesinin bedava internet konteyneri vardı.

DASK ve bedava internet ile ilgilenen hiç kimse yoktu.

Uzun zamandır tramvaya binmemiştim. Meydanda tramvaya bindim. Yabancı turist çoğunluktaydı.

Galatasaray Lisesini geçtikten sonra Oda kule durağında indim.

Amacım geriye dönüp ofise kadar yürümekti.

Oda kule yanında asılı bez afiş gördüm. Beyoğlu belediyesi harcı benden, boyası senden diye bez afiş asmış. Bina cephelerini güzelleştirmek için güzel bir kampanya.

Meydan pek kalabalık değildi. İstiklal caddesi ise oldukça kalabalıktı. Genelde gezen ve fotoğraf çeken insanlar vardı. Ayrıca öğlen olduğu için kafe ve restoranlarda yemek yiyenler.

Galatasaray Lisesi önünde İstanbul Valiliği Deprem Eğitimi standı kurulmuştu. Birkaç kişi yetkililerle konuşuyorlardı.

Bu arada tramvay çanları ortalığı inletiyordu. Yayaları uyarıyordu, çarpmamak için.

Ağa cami tadilattan dolayı kapalı kapalı olduğu için, millet ara sokaklarda Cuma namazlarını kılmaya çalışıyorlardı.

Hava gezi parkında ve meydanda gayet serindi. İstiklal caddesinde ise, nem ve sıcak hâkimdi. Binalardan dolayı rüzgâr adına hiç esinti yoktu.

Meydana doğru yürüyerek ofise yöneldim. Saat 13: 30 olmuştu.

Bu arada yemek yemeği unutmuşum.

Ofise geldim ve işime başladım.

Yoğun bir iş günü oldu.

Bu arada havanın sağanak yağmaya başladığını fark ettim. Geçen ki gibi sel götürmez inşallah.

Saat 16: 30 Taksim meydanı karışmış. Trafik tıkalı kilitlenmiş. İnsanlar yağmurdan kaçıp, duraklara sığınmaya çalışıyorlar.

Bazıları ise metro ya sığınıyorlar.

Saat 17: 30 sağanak yağmur dindi şimdilik, hafif serpiştiriyor, hava kapalı. Ne olup olmayacağı belli olmaz.

Saat 17.55 tekrar başladı yağmur, hem de ahmak ıslatan türden.

İzlenimlerimi, önce kısa notlar alıyorum, akşam yazıya döküyorum. Ertesi gün yayınlıyorum.

Bu gün lük bu kadar çalışma yeter. Saat 18: 35 paydos ediyorum. Yolcu yolunda gerek, hava hafif yağıyor, ıslanmadan eve varırız sanırım.