Devlet BAhçeli'nin puşisi!

Her milletin, her halkın kendisi ile özdeşleşmiş sembolleri vardır, bu sembol bazen bir saat kulesi, bazen bir yel değirmeni, bazense bir giysi parçası olabilir, tıpkı İtalyanlarla özdeşleşen pizza kulesi gibi, İspanyollarla özdeşleşen matadorlar gibi, Meksikalılarla özdeşleşen şapka gibi, Araplarla özdeşleşen entari gibi “puşi” de Kürt halkıyla özdeşleşmiş bir giyim eşyasıdır; geçmişi bilindiği kadarı ile 18.yüzyıla doğru gider, o dönemlerde D.bakırdaki halk siyah-beyaz, mavi-beyaz ve kırmızı-beyaz karelerin işlendiği kumaş parçasını kimi zaman bele, kimi zaman boyuna ve kimi zaman başa dolayarak kullanmış ve puşi günümüze kadar kullanılagelmiştir. Puşi aslında siyasi ve ideolojik bir sembolden çok bir halkın tercihidir denilebilir, ama son çeyrek asırdır Ülkenin güneydoğusunda devlet ile çatışan ayrılıkçı PKK militanlarının kullanması ve örgüt sempatizanlarınca tercih edilmesi ile “illegal” ve siyasi bir hal almıştır; özellikle son zamanlarda kızlı-erkekli genç kuşaklarca bir “ikon” bir “moda” olarak tercih edilmesi bazı vatanseverleri(!) rahatsız etmekte gecikmedi, tıpkı örgüt militanlarının araziye olan renk uyumundan tercih etmeleri muhtemel ”mekap” spor ayakkabılarının bazı kesimlerce bir bölücü unsur olarak görülmesi gibi traji komik bir Durumun göstergesi gibi değil mi?

Aslında kıyafet ve takılara takılıp bunu bir ulusal sorun veya bir “kimlik “sorunu olarak görmek saçma bir düşünce, bir Kürt olarak başkalarının puşiyi takmasından ancak mutlu olurum, tıpkı yeri geldiğinde benim de bir fransızın taktığı kemeri, bir almanın giydiği ayakkabıyı giymekten beis görmediğim gibi başkaları da istediği şeyi giyebilmeli. Puşi olayının bir anda gündeme gelmesi ne ayrılıkçı militanların tercihi olması, ne de sempatizanlarının ilgi odağında olması, puşiyi ilginç hale getiren, puşi takanlara karşı acımasız ve vicdansızca politikalar üreten ve puşinin gerçek sahibi bir halkı yok sayan bir ırkçı parti liderinin Kürtlerin gözlerinin içine baka baka o puşiyi boynuna dolamasıdır. MHP lideri Devlet Bahçelinin 27 mart 2010 ş.urfa gezisinde her anlamda karşı olduğu, hasım olduğu bir zihniyetin gençlerinin taktığı bir sembolü boyuna dolaması benim adıma gülünç ve acı bir durumu gösteriyordu doğrusu. Gülünçtü; tıpkı CHP’nin yobaz yaftasını yapıştırdığı çarşaflı kesime şirin görünme çabasını anımsattı bana, gülünçtü; tıpkı AKP’nin hep dışladığı, hep bir başka gözle baktığı Alevi kesime şirin görünme çabası gibi, MHP liderinin ş.urfada puşi takması da gülünçtü. Bu coğrafyada kardeşçe ve birbirimizi kabul ederek yaşama gerçeğini kabul etmeyen, buna karşı çıkan kim olursa karşısında durmak bir erdemdir, bu coğrafyada bir birimize muhtacız.