Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Devlet Bahçeli'yle Mhp ana muhalefete doğru...

Devlet Bahçeli'yle Mhp ana muhalefete doğru...
 

Türk siyaset yelpazesinde önemli gelişmeler olmaktadır. Çok partili demokrasiye geçişimizle baraber şekillenen merkezde CHP ve AP'den oluşan iki ana eksenli oluşum 12 Eylül'le beraber yerini belirsizliğe bırakmıştı. Türkiye 80'li yılları dört eğilimi birleştirme iddiasındaki ANAP'la geçirmiş ve 90'lı yıllarla beraber yeniden taşlar yerine oturmaya başlamıştı.

Merkezde yeniden şekillenen partilerin 70'li yıllardan miras kalan kötü alışkanlıklarını 90'lı yıllara taşımaları sonlarını hazırladı. Her seçimde bir başkasını deneyen halkımız çaresiz kalmıştı. Demokrasilerde meşruiyet içerisinde çareler tükenmez sözünde olduğu gibi 2000'li yıllarla beraber çareler ortaya çıkmaya başladı.

Burada sevindirici olan halkımızın çok sağduyulu olmasıdır. Merkezden ayrılarak ülkeyi maceralara sürüklemek istememesidir. Marjinal hareketlerin kendi içlerinden çıkardığı, geçmiş olaylardan dersler almış, kendisini yenilemiş ve geliştirmiş liderlerle merkeze yönelmeleri ikinci büyük şansı oluşturmaktadır. Yani halkımız uclara gitmemekte, uclar merkeze gelmektedir.

Öncelikle anti laik geleneğin içerisinden, 28 Şubat'la beraber, halkımızın laiklik ilkesini benimsediğini görmüş, esasında İslamiyet'le laikliğin de bir arada olabileceğine inanmış yeni bir hareket ortaya çıktı. Aslında bu gelenek belediyelerdeki örnek hizmetleriyle halkın gönlünde yerini almıştı. Merkez seçmenlerin laiklik kaygılarının Kasım 2002 seçimlerinde kısmen devam ederken, Temmuz 2007 seçimlerinde bu kaygının tamamen ortadan kalktığı anlaşılmaktadr.

İkinci marjinal gelenek olarak milliyetçileri içine alan MHP'de de önemli gelişmeler olmaktadır. 70'li yıllarda anarşik olayların bir tarafını oluşturan bu geleneğin bazı üyeleri 90'lı yıllarda karanlık olaylarla anılıyorlardı. Derin devlet ilişkileri, çete faaliyetleri, çek-senet tahsilat işleri gibi. Bu olaylar halkı tedirgin ediyor ve güvensizlik veriyordu.

2000'li yıllara doğru, özellikle Devlet Bahçeli'nin partinin başına gelmesiyle, partide gözle görülür gelişmeler ve iyileşmeler yaşanmaktadır. Partide iki türlü islahat yapılmaktadır.

Birincisi; geçmişte karanlık olaylara karışmış ve halen toplumda pek saygın karşılanmayan faaliyetler içerisinde yer alan kişiler özenle partiden temizlenmektedir. Bunlar yerine, Türk bürokrasisinde çok önemli noktalarda başarılı hizmetler yapmış ve toplumda öne çıkmış saygın kadrolar alınarak yeni vitrin oluşturulmakta ve yeni bir imaj verilmektedir.

İkincisi; gerçekci olmayan ve toplumun çoğunluğunca da onay görmeyen katı milliyetçilik fikirlerinden vazgeçerek daha ılımlı ve gerçekci görüşlere yönelinmektedir. Yeni yeni politikalar üretilmekte, halkın pratik ihtiyaçlarına cevap verecek ve önünü açacak programlar hazırlanmakta ve merkeze doğru gidilmektedir.

MHP'de yaşanan bu iki gelişmede Devlet Bahçeli'nin kişisel katkıları inkar edilemez. Başka bir vesileyle bir yazımda da belirttiğim gibi, Bahçeli, eski siyaset geleneğimizde alışılageldiğimiz çirkin ve düzenbaz ilişkilere prim vermemekte, basit siyasi hesaplar içinde yer almamaktadır. Disiplinli, mantıklı, az ve öz konuşan, demagojiye bulaşmayan, karar vermeden önce çok düşünen, iyi analiz eden ve bu şekilde aldığı kararların da arkasında durmasını bilen istikrarlı, ciddi bir siyasetçi profili çizmektedir.

MHP, Şubat 2001 krizi iş kazasını yaşamamış olsaydı bugün çok daha farklı bir yerde olacaktı. Buna rağmen Devlet Bahçeli'nin liderliğinde yeniden toparlanarak 22 Temmuz 2007 seçimlerinde önemli bir başarı elde etti.

Şimdi de, geniş halk kitleleriyle problem yaşayan, gerilim üreten ve bu haliyle kan kaybetmeye devam eden ana muhalefet partisi CHP'nin yapamadığı tutarlı ve yapıcı muhalefeti gerçekleştirmekte, örnek olmaktadır. Bu haliyle toplumun sempatisini kazanmakta ve yelkenlerini doldurmaktadır.

Siyaset mühendisliğine soyunmaya çalışan bazı köşe yazarlarının geleneksel merkezleri yeniden hortlatmaya çalışmaları ve bu oluşumları desteklemeleri beyhude uğraşlardır. AKP'ye kerhen oy vermiş veya pişman olmuş olanların, hatta CHP'den halen devam etmekte olan kaçakların gidecekleri adres bellidir. O da MHP'dir.

Belki kehanet olacak ama, 2009 baharında yapılacak yerel seçimlerde MHP'nin CHP'yi geçerek fiilen ana muhalefet partisi olacağı gözükmektedir. Trend bu yöndedir. Zaten son yapılan kamuoyu araştırmaları da bu durumu teyit etmektedir. Bir sonraki seçimlerde iktidar şansını yakalaması sürpriz olmayacaktır. Özetle marjinal MHP kitle partisi olma yolunda hızla ilerlemektedir.

Başlangıçta da söylediğim gibi, esas sevindirici olan; halkımızın yüksek temyiz gücüne sahip olması, iyiyi ve doğruyu takdir edebilmesidir. Artık siyaset şarlatanlarına kanmamakta ve onlara yüz vermemektedir.

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..