Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Devlet gizlice Terör örgütü ile anlaştı mı?

Devlet gizlice Terör örgütü ile anlaştı mı?
 

İktidar ile nasıl anlaştıklarını açıkladı!


Siyasetin ne kadar kirli olduğunu görmek için siyasi liderlerin birbiri hakkında söylediklerine bakmak gerekiyor.

Referandum meydanlarına çıkan Sayın Başbakan halka ne diye haykırıyor? CHP, MHP, BDP ve PKK aynı safta yer alıp, ülkenin kalkınması ve “ileri demokrasi”nin kurulmasına mani oluyorlar!

CHP kimin partisi?

Bu ülkeyi kurtarıp, kuranların kurduğu bir parti! Darbelerden en fazla zarar görenler her nedense bu partinin elemanları! İşte hesaplaşılacağı meydanlarda bağırılan 12 Eylül Askeri Darbesinden zarar gören CHP ve onun yönetim katındaki insanlar. İşte MHP, 12 Eylülden en fazla zarar görenlerin barındığı bir kurum.

Ya AKP?

27 Nisan’da kendilerine muhtıra veren bir Genel Kurmay Başkanına önce “Devlet Üstün Hizmet” madalyası verdiler, sonra da emekli olunca altına, o zamanın değerleri ile 1.5 trilyon lira vererek zırhlı bir araba aldılar. 28 Şubat sürecinin ünlü paşalarının her birini de; iktidar yandaşı işadamlarının şirketlerinde yönetim katına yerleştirdiler!

Bu durumda CHP, MHP ve diğerleri darbeci, AKP demokrat ve darbe karşıtı mı oluyor?

İktidar saman altından su yürütürken, uzun zaman suyla temas eden samandan(!) çürüme kokuları da gelmiyor değil. İşte Başbakan’ın toplama halk yığınlarına söylediği CHP, MHP, BDP ve PKK ile aynı saftalar söyleminin asılsız olduğu, terör örgütünün bu günkü yöneticilerinin söylemleri ile ortaya çıktı.

Ayrıca referandumda “Evet” oylarının fazla çıkması için hangi tertipler içine girildiği de gün yüzüne çıktı. Yani samanın kokusu ortalığı kapladı!

Evet, terör örgütü PKK’nın liderlerinden Murat Karayılan, “tek taraflı ateşkes” kararının Devlet ile Öcalan arasında sağlanan temaslar sonucu alındığını ileri sürüp, devleti yönetenlerin nasıl bir tertip içinde olduğunu açığa çıkardı.

Murat Karayılan’a göre “Talep üzerine önderliğimiz yeniden devreye girip hareketimize mesaj gönderdi” diyerek, mesajın içeriğine uymak için tek taraflı ateşkes ilan ettiklerini açıkladı.

Milliyet gazetesinde yer alan habere göre;

Fırat Haber Ajansı’na örgütün 13 Ağustos’ta ilan ettiği ‘eylemsizlik’ kararını değerlendiren Murat Karayılan, ateşkesin devlet içerisinden bazı yetkililerin terörist Abdullah Öcalan’la sağlanan temasların ardından geliştiğini ileri sürüp, “Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak, talep üzerine yeniden devreye girerek, çağrıları ve devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak, bir kez daha barışa şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.” Şeklinde yer alıyor.

Bu haber ve sözlerden sonra söylenecek her hangi bir söz kalmış mı? AKP’nin devleti kiminle yönettiği açıkça görülmüyor mu?

Hemen şunu belirtelim; 73 milyonluk koskocaman bir ülke, 700.000 askeri boşuna mı besliyor. Terör olayları başlayalı 27 yıl olmuş, bu zamana kadar onların yöntemiyle, onlarla mücadele edilecek bir birim niye kurulamadı? Bu orduyu yönetenler, darbe(!) yapmaktan veya kanunsuz eylem yapmaktan başka bir iş yapmamışlar mı? Savcıların iddialarına ve bazı mahkemelerin verdiği kararlara bakılacak olursa; Orduyu yönetenlerin en az yüzde 25’i ülkeyi değil kendisini düşünüyor.

Orduya bakıyorsunuz, içinde her türlü görüş var. Bu görüşler eyleme dönüşmüş. Sadece ülkeyi bölünmekten kurtarma düşüncesi yok. Onlar da varsa, hemen bölücülükten(!) içeri tıkılıyor. Bu zamana kadar yapılması düşünülen onca darbe iktidarın ve yandaşlarının üstün gayretiyle(!) önlenmiş ve ülkede demokrasi yeniden tesis edilirken(!) ordu içindeki demokrasi düşmanları(!) bir bir ayıklanmış!

E… Bir ordu bu kadar yıpratılırsa, sonunda terör örgütü ile pazarlığa evet dersiniz ve içeride beslediğiniz terör örgütünün başından medet umar hale gelirsiniz! Sonra da ortaya çıkıp, kendiniz dışında kalan herkesi suçlarsınız. Hatta bu suçlamayı o kadar ileri götürür, referandum’da “Evet” dememenin akılsızlık olacağına kadar götürürsünüz!

Devleti yönetenler, ülkeyi karanlığa gömmemek için 35.000 kişinin ölmesine neden olanlardan yardım dilenip, sonra da ileri demokrasiden bahsederken, bu ülke nasıl bağımsız kalacak?

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..