Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Devletin elinde ne var

Devletin elinde ne var
 

GOOGLE


FEDJULLAH GÜLENİ DOĞURAN KİRLİ DOĞRU-3

          İleri teknolojileri olan Ülkelerin, bilimde sanayide çok güvendikleri teorileri, son on yılı okumada sınıfta kaldı. Kendi kurguladıkları finansal krallığın kölesi oldular. Kralı insan olmayan bu imparatorluk; sosyolojiyi, toplum bilimini, tarihi, toplumsal tarihsel süreçleri, ahlakı, evrensel insanoğlu kültürünü, İnsanlığın bilimsel modellemelerini kendi aklına uydurdu.

           Son on yılı 2016 yılı üzerinden bakarak eldeki teorilerle okumak neredeyse imkansız. Anlaşılamaz bir şekilde; batılı gelişmiş Ülkelerin finansal kapital bakımından ve teknolojik olarak, tarihsel toplum süreçleri çerçevesinde her şey olağan gibi görünüyor ama gelinen nokta fiyasko.

          Bilim yanılmaz!. Koca üniversiteler eldeki teorilerle gelecek öngörülerini yazıya döktüklerinde yaptıkları hesaplar tutmuyor.

          Akdeniz çanağının çevresinde öngöremedikleri sosyal dramatik olaylar cereyan ediyor. Bu cereyanlar; sosyal, psikolojik, toplum bilimi, ekonomi bilimi, strateji ve askeri olarak ne varsa hiçbir teori ile okunamıyor.

          Üniversiteler, strateji ve düşünce kuruluşları ellerindeki bilimse teorilerle durumu okuyamadığı için önünü göremiyor. Bu cümleden olarak batı kapitalizmi yani ‘finansal krallık’ endişeli.

         Türkiye Cumhuriyeti olarak bu açıdan iki sonucumuz var. Bir FETÖ terör örgütü, diğeri FETÖ darbe girişimine Türk Milletinin darbeyi yüreği ve çıplak elleriyle engellemesi. İlgili bilim dalları çaresiz.

         Türk milletinin destanı; Avrupa’nın tarihsel toplumsal yaşamsal evrimlerinden çıkarımlanmış bilimsel teorilerle analiz edilemez okunamaz. Çünkü, toplum bilimi teorileri genellikle Avrupa coğrafyası içindeki yaşanmışlıklardan yola çıkılarak modellenmiştir. Davranış bilimleri ve antropolojik analizlerle açıklanamıyor ise, Batı emperyalizminin egemenliği altındaki evrensel bilim, bilimsel değildir evrensel değildir.

T.Cumhuriyeti devletinin elinde ne var?

        Türkiye Cumhuriyeti bir Devlettir. Dünyada 5-6 tane devlet vardır, Türkiye Cumhuriyeti onlardan biridir. ABD, Almanya, devlet değildir, finansal-endüstriyel organizasyonlardır. Bunlar Türkiye’nin kadim müttefiki ve dostu gibi görünseler de, aslında Türkiye’den çok rahatsızdırlar. Özellikle bağımsız, kalkınmış, kendi özgün stratejik hedefleri olan güçlü Türkiye’ye tahammülleri yoktur. Bu bakımdan İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Japonya, İran devlettir, diğerlerinde bu devletlerde olan, devlet olma temel unsurları yoktur.

       Çok büyük beklentilerle büyütüp, 40 yıllık sabırla nakış nakış işledikleri FETÖ lerinin başarısızlığına hiç ihtimal vermemişlerdi. Açıktan FETÖ terör örgütünün başarısızlığının hırçınlığı üstünde olan ABD ve Almanya, düşmanlıklarını gizlememektedirler.

        Gelelim Türkiye Cumhuriyeti’nin iki ‘sonucu’na. FETÖ terör örgütü bir projedir. FETÖ tarafından Devlete sızma girişimi Türkiye Cumhuriyetinin devlet olarak ve Türk Milletinin millilik aklı başına gelmeye başladığı son on yıllık süreç için hızlandırılmış bir operasyondur.

         En başta Üniversitelerimiz ve siyasetin bir kısmı milli değildir. Bilim üretsin bilim adamı yetiştirsin diye göz bebeğimiz muamelesi yaptığımız Üniversitelerimiz, sırf pozitivist akla uygun düşüneceğim diye hala dünya ‘yaratılmadı güneşten koptu’ diye okuyor. Fransız Üniversiteleri toplum biliminin babası olarak İbni Haldun’u bilirken, Türk Üniversiteleri Karl Marks’ı, Darwin’i okutuyor.

          Sırf Kuran’da var diye Bing-Bang, yani dünya bir patlama ile oluşmuştur diyememektedir.

          On yıldan bu yana; iç ve dış siyasette, adım adım kendi özgün stratejilerini geliştiren Türkiye Cumhuriyeti’nin yürütme ve yasama bakımından Devletin başında olan AK PARTİ’nin hükmü şahsiyetiyle, Türk Milleti milli bir tavırla 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini sadece yüreği ve çıplak eliyle durdurmuştur.

Bu gerçeği öncelikle; AK PARTİ, sonra Üniversiteler özgün mutfak çalışmasıyla doğru okumalıdır. AK PARTİ; Türkiye Cumhuriyetinin yakaladığı tarihi fırsatın bilincine varıp üstündeki tarihi sorumluluğu içselleştirmelidir.

          Diyalektik olarak, Akdeniz çanağında meydana gelen jeo-stretejik arka planı olan toplumsal patlamalar, Ülkemizde Türk Milletinin milli şuurunu harekete geçirmiştir. Tabidir AK Parti ve Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu milli şuuru uyaran bir hükümet etme farklılığının tetiklediğini anlamak zor değildir.

           Türkiye Cumhuriyeti’nin milli kurumlara sızma operasyonu ile tamamen FETÖ terör örgütü tarafından ele geçirildiği halde neden darbeye ihtiyaç duyuldu? AK PARTİ kitlesel ve kurumsal olarak FETÖ Terör örgütü kullanılarak gerçekleştirilecek olan işgalin önünde en büyük engeldi.

           Türkiye Cumhuriyeti zaten Ak Parti öncesi devlet kurumları çetelerin (kontrgerilla) kontrolü altındaydı. Bu sayede sözde müttefiklerimiz! Rahatlıkla devlete diz çöktürebiliyorlardı.

           ŞİMDİ:

           Ya Devlet Başa, Ya kuzgun leşe.

           Darbe öncesi içine sızılmış ve darbe sonrası içindeki ajanlar tutuklanmış olan, devletin kuvvetler ayrılığı prensibinin unsurları niteliğindeki kurumlar, teşkilat yapılanması bakımından zayıflamışlardır. Bunlardan güvenlik güçlerimiz sağlam hiyerarşileri sayesinde çabuk toparlanmıştır. Ancak adliye yani yargı aynı güveni sağlayamamıştır.

           Burada 15 Temmuz saldırısı karşısından hala en güçlü güvence, Güvenlik güçlerimizdir, AK PARTİ ve Milli şuura sahip aziz Türk Milletidir.

            Nisan 2003 tarihinde Rahmetli Prof.Dr Toktamış Ateş Başbakan R.Tayyip Erdoğan için şöyle demişti. Başbakan R.Tayyip Erdoğan ‘iyi bir takım kaptanı ve iyi bir orkestra şefidir’ demişti.

           Türkiye Cumhuriyeti Devleti millileşme yolunda kendi özgün kişiliğine kavuşma sancıları içindeyken, 15 Temmuz saldırısının yaralarını sarılması, hainlerin temizlenip adalet önünde adil yargılanmaları, aşamalarında görevli kurumlar aynı milli şuurla davranacaklar mı? Çıplak eliyle tanka karşı koyan Aziz Türk milleti, bu süreçte adliyenin milli devlet şuuru ile davranacağı konusunda endişelidir. ‘At izi it izine karıştı’ demek tam anlamıyla tutuklamalar hakkında halkın kanaati halindedir.

           Ak Parti kendi içindeki Fetöcüleri temizlemediği düşüncesi vicdanları rahatsız ediyor. Teşkilatların süreci seyretmeleri ve ‘olağanüstü hal var’ın arkasına saklanmaları milli duruşa yakışmıyor. Olağan üstü hal uygulamasının kamu kurumlarının başında bulunanların elini güçlendirdi o ölçüde keyfilikler aldı başını gidiyor gibi görünüyor.

           Adliyenin ve kamu kurumlarının keyfiliği Ak Parti’ye mal edilmekte. Yürütme ile Yargının ayrılığı halk tarafından anlaşılmış bir doğru olamamıştır. Halk adliyelerdeki uygulamalardan Ak Parti’yi suçlamaktadır.

             Bu noktada; tüm kamu kurum ve kuruluşlarına çağrıdır. Şimdi, baştaki hoşlanmadığınız iktidardan öç alma zamanı değildir, herkes görevini milli bir şuur ile yapmalıdır. Aksi ise, bu aziz Türk Milletine yani Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılabilecek en büyük ihanet olacaktır.  Herkes ya milli devletten yana yada hain tarafına düşecektir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..