- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Devrim'in 50. yılında merhaba

DEVRİM Gazetesi'nde Yerkesik Kütüphanesi Kitap Kurdu öğrencileriyle birlikte
Gazetem DEVRİM’in 50. Yılı Yarım asır yani, dile kolay. Bir yarım asır. Ben yarım asrında yeniden “merhaba” derken heyecanlıyım.
İlk gün, yani 19 Ekim günü yazmak için çok heyecanlıydım. Niçin olmadı? İşsel yoğunluklarım ve meşguliyetimden olsa gerek, heyecanımı şu ana bıraktım.
20 Ekim Salı şu an saat 18.20’yi göstermekte. Yerkesik akşam sessizliğine bırakmakta, günü yavaşça. Güne şiirler de vurmuş, bir ucu Marçalı’ya diğer ucu Sandras’a dek karışan.
Öylesine gecikti ki yazım, Gazeteden Güliz ve Nazife arayana dek gecikmiş, işte.
Yerkesik’te bugün neler oldu?
Yöremin şairi Mehmet Karabulut kitaplarından yolladı. Kimlere verilecek? Kimler dile getirecek Mehmet ağabeyi. Ünal Şöhret Dirlik, İbrahim Ergin, Sadettin Özbek...
Kütüphanemin minik öğrencilerinden Sedanur Kandemir, çok güzel okuyor, okuduğunu olayları kişileri düşüncelerinde tasvir ediyor, hemen şekillerle resimliyor. Mine Anbarlı, Melisa Toprakçı, Nazlı Anbarlı. Nazlı şiirlerden yazdı demet, demet. Okuduklarını, yazma, resimle çizme saatlerinin ardından, kütüphanenin bahçesinde o sesleriyle cıvıl cıvıl koşarak, atlayarak oynadılar, güldüler.
Kütüphanemin Kitap kurdu Sultan aradı mailden, kitap gönderir misiniz diye? Elbette göndereceğim.
Bugün duygularıma, düşüncelerime bir başka izler hayaller ve idealler düştü, çok heyecanlandım.
Düşündüm. Bahçede dolaştım, düşündüm. İşlerimi sakin düşünmek istersem, o an bahçeye çıkar caddeden Kütüphaneye bakar, kütüphaneyi seyreder, resmini çekerim. İçeriye girer notlarımı alırım, sonra hemen işime koyulurum. Dinlenip düşünmem, soluk almam böyle gerçekleşir.
Şu bahçede neler olmaz ki? “Bahçede minik, küçük bir havuz, bir çocuk figürü elinde kitap okuyor, su fışkırıyor musluklarından, çiçekler ve küçük , güzel oturma grupları ne anlamlı olur. Yöremin çocuklarını simgeleştiren bir düzenleme, bahçede. Bir yetişkin, Yerkesik sakini gazetesini alır, burada okur”. Hele Yerkesik’in caddesinden giriş ne etkileyici, diye düşlemek.
Bugün Cumhuriyet Gazatesi’nden Cumali Tunçay aradı. Raflar yıkılana dek kitap, kitap yollayacağım diyerek, kütüphaneye. Yerkesik’le bir kan bağı olduğunu söyledi. Yaylada bir arsa satın aldım, diye söyledi.
Yerkesik’e ne sesler, ne dostlar merhaba diyor, ne mutlu beldeme birbirleriyle yarışırcasına “Kütüphane ve Yerkesik” diyorlar.
Daha sonraki yazılarımda bunları dile getireceğim. Bahsedeceğim ne çok şeyler var. Anılar, belgeler, sesler, kitaplar... Neler neler çıkacak beldemden.
50 .Yılı’na erdi gazetem Devrim. “İlkeleri, inançları, ruhu ve özüyle”. Yarım asırlık DEVRİM. Bilgi ve kültür, tarih ışığında Anadolu Basını mutlu gününü yaşıyor.
Kimlerle? 19. Ekim.1960’dan bugüne kurucuları, sahipleri, yazarları, dostları, çalışanları ile erdi bu mutlu 50.Yıla.
Ali Abbas Çınar Muğla Üniversitesi’nden hocam, DEVRİM’in 19 Ekim 1960’da kurulduğunu çıkarttı Ankara kütüphanesinin arşivlerinden.
1960 henüz ben dünyaya gözlerimi açmadan gelmiş DEVRİM. Üstünden bir 50 Yıl geçti, kocaman. Bu 50 Yılda ülkede ne acılar, ne sevinçler, ne hüzünler, ne mutluluklar yaşanmış. Siyasi süreçlerinde izlenmiş. Tarihi portresi çizilmiş.
Bu süreçte hiç ödün vermeden, tarafsız haber ve yazılarıyla her kesime ses ve dost olmuş, inançları ve ilkelerinden kopmadan DEVRİM.
Ünal ağabeyden bahsedelim biraz da;
Her ne kadar gözlerini Bodrum Turgutreis’te açmış olsa da Yerkesik kökenlidir. Annesi rahmetli Firdevs teyze ve babası emekli başöğretmen Hüsnü amca. Evleri Yerkesik Akıncı mahallesi Tatarlar Sokak’ta Menteşe’ye giden yola da bağlanan yerdedir. Geniş bir bahçe ve arsa içinde, eski yapı “iki katlı” bir ev. Zeytin bahçesine dek uzanır. Evin girişindeki bahçesinde çiçekler, ağaçlar vardır, bir ömür geçirmişler, “Firdevs teyze ve Hüsnü amca, burada”. Her gün elinde Cumhuriyet Gazetesi evin bahçesinden okuma köşesine geçerek aydınlanmanın ışığını çocukları İbrahim Türkeş’e, Ünal Türkeş’e, Tuğrul Türkeş’e, Ünsal Türkeş’e (Şeker) yansıtmışlar.
Ağırbaşlılığın ve mütevazi duruşun, iyi komşuluk ilişkilerine yansıyan ışığıyla bakmışlar, komşularına. Aynı mahallede evimiz var. Firdevs teyze yaşarken hatırını sorduğum günlerde sohbet ettiğim, sohbetinden huzur duyduğum bir büyüğümdü.
Bu mahalleden bazen İbrahim Türkeş ağabeyim geçer, bazen de Ünal Türkeş ağabeyim, görüşürüz.
Onlar Yerkesik’in aydınlık duruşlu insanlarıdır.
Ünal Türkeş Yerkesik ve Muğla’nın, ülkenin bir tarihçisi, yanan meşalesi’dir. Zengin tarihi arşivi ile. Prof.Dr Şadan Gökovalı hocam der ki, Muğla yansa küllerinden çıkartır Muğla’yı, Ünal Türkeş.
DEVRİM bir ÇINAR, kutlu olsun 50.Yılı.
50. Yılı’nda DEVRİM’de yazmanın keyfini ve tarihi tadını yaşıyorum, ne mutlu. Kutlu olsun DEVRİM.
İnançlı, ilkeli, ideal ellerde bilinçle geleceğe taşınıyor DEVRİM.