- Kategori
- Kitap
Dewey ve korkularım

Dewey
Oldum olası çılgın kurgular, mistik tasarımlar ilgimi çekmiştir. Ne zaman yalnız kalmak istesem, veya yok olmaya çalışsam muhakkak bir kitap kurtarıcım olur. Kitap karakterlerinin hayatlarını ödünç alır, kendiminmişçesine onlar adına yaşarım, onlarla farklı bir boyutta nefes alırım. Kitap okumayı asla bir eğitim aracı veya zorunluluk olarak görmedim ve böyle görmediğim için daha çok sevdim.
Kitap okumak benim için boşlukları doldurmak, bir nevi bilinmeyen bir yerde dans etmekti.
Yazmak; kelimeler ile sihir yapmaktır, yazarlar sihirbazdır…
Çoğunlukla kitapları internetten sipariş ettiğimden dolayı, kokusu ile temasını ayırt etme yetimi kaybetmişim. Merkezde bir kitapçının önünden geçerken, şekerci dükkanının önünden geçen çocuk gibi gözlerim parladı.
Çoğunu elimle yokladım kimi aşırı siyasiydi, kimi yapış yapış romantizm kokuyordu.
Çoğununsa teması soyut kavram aşk ile ilgiliydi. İçlerinden biri çok farklıydı. Yakışıklı bir sarı sarman kedinin bulunduğu bir kapak, gözleri beni al dercesine masum masum bakıyor. Hemen aldım kütüphanemin en ücra köşesine koyup onu orada unuttum.
Yine zor günlerin ardı ardına sıralandığı ve yok olmak istediğim dönemler…
Elim kütüphaneme gitti. Fakat, hangi kitabı seçeceğim konusunda kararsız kaldım. Aslında vazgeçip güzel bir film izleyebilir veya arkadaşlarımla sanal ortamda aylaklık edebilirdim.
Sonra elim Dewey’a uzandı. Kahvemi elime alıp oturdum başına. Farkına bile varmadım yarılamışım.
Olaylar daha önce adını sanını duymadığım Amerika kıtasındaki Spencer kentinde geçiyor. Sarman kedi Dewey ve bu kitabın yazarı Vicki başkahramanlar.
Vicki Hayatın çemberinden geçmiş. Yürümeyen evliliğini bitirmiş, kalbinin yara izine birde ameliyat izleri eklenmiş. Sağlık problemleri, geçim derdi derken Vicki hayat salıncağında kurumuş dal gibi sallanıyor.
Spencer’da yılın en soğuk gecesi, Vicki’nin anlatımına göre hava nefesinizi kristalleştirecek derecede dondurucu. Hayata yeni merhaba demiş bir kedi yavrusu, densizin biri tarafından kütüphanenin kitap iade kutusuna çöp gibi ölmezsi için atılıyor. Ancak Dewey şanslı bir kedi. O zamanlar kütüphane müdürlüğü görevini yapan Vicki ile hayatları bu noktada kesişiyor.
Dewey Kütüphaneye gün geçtikçe alışıyor ve bir anda tüm kütüphane ziyaretçilerinin odak noktası oluyor. Dewey büyüdükçe kütüphanenin maskotu haline geliyor. Ünü diğer kasabalara yayılıyor. Kütüphaneyi ziyaret edenlerin sayısı artıyor. Dewey ise gelen ziyaretçileri kapıda karşılıyor. Hatta Japonya’dan bir grup Dewey’in öyküsünü belgesel yapmak için Amerika’ya uçuyor. Günler geçiyor Dewey her gün farklı bir macera ve şaklabanlığın altına imza atıyor. Yer yer konu geçişlerinde kafanız karışabiliyor, Vicki’nin aile yaşamı ve yaşadığı şehirle ilgili gereksiz ayrıntıları konsantrasyonunuzu bozsa da ardından Dewey’ın ufak şirinlikleri, bunları katlanır kılıyor.
Zaman Dewey için de tesirini gösteriyor. Sarman kedi gittikçe yaşlanıyor, hastalıklar yakasını bırakmıyor. Kimse Dewey’a bir hayvan gibi davranmıyor, oda etrafındakilere üç yaşındaki bir bebeğin sevgisini veriyor.
Dewey’ın hastalığı ilerliyor, Vicki hayatının en zor kararlarından birini verip, üvey oğlunun acılarını bitiriyor. Dewey’i uyutan ilaç tesirini gösterinceye kadar Vicki onon patilerini tutuyor, burnunu öpüyor, onunla konuşuyor.
Dewey ünlü bir kedi olduğundan ölümü şehirde büyük bir üzüntü yaratıyor. Dewey’in ölüm sahnesini kafamda canlandırırken benim içinde kaçınılmaz bir son olacağını bildiğim gerçekle yüzleştim.
Dewey’ı kendi kedimle bağdaştırdım. İster bir hayvan sever olun ister hayvanlardan nefret edin bu öykü karşısında gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. En zor günlerde kenetlenmeyi, yaşama tutunmayı, karşılıksız sevip, sevilmenin tadını bu sayfalarda alacaksınız.
Kitabı bitirip gözyaşlarımı sildim,
Dönüp kedime baktım benimleydi ona içtenlikle sarıldım.
Dewey, hep erteleyip kendimle konuşamadığım gölgede kalmış korkularımın somut temsilcisiydi.
Kitabın Adı: Dewey
Yazarı: VİCKİ MYRON
Puanı: ****