Dikili bir ağacın olsun

 ' Yuvayı dişi kuş yapar ', demiş atalarımız ve bütün yükü atmış üzerimize. O gün bu gün bütün dişi canlılar büyük bir özveri ile çalışmakta. İyi mi yapmışlar, yoksa kötü mü bilmiyorum ama, şimdinin dişileri pek bir yorulmakta. Dışarıda para kazanıp, içeride tüm sormluluğu yüklenerek, önce kocasına mükemmel bir eş, sonra çocuklarına fedakar bir anne olmalı. Aksi takdirde ailede bölünmeler başlıyor. Öncelikle anne ve baba bir ağacın gövdesi gibi yara almamış ve bütün olmalı. Dal, budak ve kök salabilmek için tek şart ' bir ve bütün olabilmek. ' Şartlar çetin, hiç de kolay değil. ' PARA ' gibi acımasız bir padişahın yönetimi altında imanımız gevriyor. Duygularımızı, sevgilerimizi, İNSANLIĞIMIZI bir bir satın alıyor, maddeye bağımlı robotlara dönüştürüyor. Anne,baba çocukları ile kök salıyor, fakat yaralanmış bütünlük duygusu, kökleri yani çocukları olumsuz etkileyerek,  zorluklara direnci kırıyor ve geriye sadece çocuklar için sürdürülen ruhsuz birliktelikler kalıyor. Bu dünyada dikili bir ağacın olsun. Hiç düşündünüz mü bu sözün manasını. Tabii para gibi bir efendimiz varken bunu mal, mülk olarak algılamak çok doğal. Oysa işin gerçeği hiç de öyle değil. Tüm fırtınalara, depremlere rağmen dikili kalabilecek kuvvette, sağlam köklere sahip, sıkı sıkıya birbirine bağlı AİLE kurabilmektir. Yani, bu alemdeki en büyük güç, sahip olduğun ailendir. Evin,yuvan senin limanın. En yapmacıksız, en gerçek, en saf, en temiz, en kutsal aşk, sevgi, yaşam buradadır. İşte tam burada, atalarımızın bahsettiği dişi kuş devreye girer. Allah'ın kendisine bağışladığı, o yüce rahim sıfatı ile ailesini sarıp sarmalar ve kutsal sevgisini hiç karşılıksız akıtmaya devam eder. Dişiye düşen bu görev ailenin bütünlüğünü sağlar. Eğer içinde çıkar,riya yoksa O dişi ağacını diker.