- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Dikkat! bu yazı pis kokuludur

Şu sıcak yaz günlerinde size farklı bir istanbul gezisi öneriyorum,
hazır mısınız?
Önce efendim deniz kenarına gideceğimizi bilin, şöyle püfür püfür
deniz havası alacağız. Deniz tutar mı? Yok canım
geçin deniz tutmasını, bekleyin sizi neler tutacak neler.
Çıktık mı yola, hadi ver elini Galata köprüsü, niye mi
Galata köprüsü? Bekleyin, sabredin biraz.
Geldik mi Galata köprüsüne ne duymaya başladınız?
Yahu bırakın kulaklarınızla duyduğunuzu; biliyorum
ordan bir okuyucum "vapur sesi " diye cevap veriyor.
Geçin onu, başlıyor bir açık hava tuvaletine girmişlik
hissi veren kesif bir koku; o güzelim Galata köprüsünden
hızla geçmek istiyorsunuz, şimdi inelim merdivenlerden aşağı,
restaurantların olduğu bölüme, merdivenler de her türlü
işeme izleri (Özür diliyorum bu kadar açık
konuştuğum için, lütfen yüksek sesle okuyup çocukları haberdar etmeyin)
ve ağırlaşan kesif koku, sanırsınız lağım patlamış. Sıcakla da öyle bir hale gelmiş ki anlatılır gibi değil. Şimdi inelim
restaurantların olduğu yere, deniz püfür püfür, koku yok. Nasıldı gezi? Biliyorum şimdi kalktık evden geldik bu
sıcakta buralara kadar, ne oldu yani şimdi diyenleriniz olacaktır. Bunu mu soruyorsun be okuyucum? Daha ne olsun
Galata Köprüsü İstanbul' un merkezinde hepimizin defalarca geçtiği, Turistlerin üzerinde cirit attığı önemli bir
köprümüz değil mi? Arada restaurantlarına inip denize karşı balık yiyip şöyle soğuk bir bira götürmüyor muyuz?
Yani şimdi aklımıza bir soru gelmiyor mu? Neden temizlenmiyor Galata Köprüsünün merdivenleri? Saygılarımla...