Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Dikkat: Türkiye kan kaybediyor!

Dikkat: Türkiye kan kaybediyor!
 

Kahraman askerlerimiz Allah sizi korusun.


Dün 2012 yılının Yüksek Askeri Şura kararları ile Hasdal’a, Silivri’ye darbe yapıldı. Bu her ne kadar tasfiye denilse de bence askerin askere yaptığı bal gibi darbedir.

O Yüksek Askeri Şûrada masa başında oturan komutanların ruhsuz yüzlerini fotoğraflardan teker teker inceledim.

Böyle bir Şûradan da bu beklenirdi zaten. Yazıklar olsun!

Şuradaki komutanların İçinde Silivri ve Hasdal’da esir tutulduklarını haykıran komutanlarla mesai arkadaşlığı yapanlar yok muydu acaba? Bu ne vicdansızlık ve bu ne rütbe sevdasıdır?

Nasıl içlerine sindirebildiler?

Siyasette olan koltuk sevdası demek ki askerler arasında da rütbe olarak oluyormuş. (Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali.) Bu karara imza atanlar yarın bir gün çocuklarına karşı kendilerini ve kararlarını nasıl izah edecekler acaba?

Tutuklu komutanlarımızın yaptıkları hizmetlerden ötürü madalyalar ile onurlandırılmış olanların yanı sıra madalya almayanların da hepsi onurlu Türk askerleridir. Vatana ihaneti hiçbir zaman akıllarının köşelerinden bile geçirmemiş olanlardır.

Hani darbe ayaklarına esir alındılar ya ben inanıyorum ki isteselerdi bal gibi de yaparlardı. Evren darbesinden sonra hiçbir asker darbeyi düşünmemiştir bile. Çünkü onlar Atatürk devrimlerine gönülden bağlı, demokrasiye inanan insanlardı. Suçsuzluklarını biliyorlar, halkın kendilerine inandığını silah arkadaşlarının da böyle düşündüklerini sanıyorlardı. Kırgın ama umutla serbest kalacakları günü bekliyorlardı.

Nereden bilsinler ki silah arkadaşları da onları arkadan vuracaklardı.

Yıllarca canlarını dişlerine takıp terörle mücadele etmiş, Amerika’ya baş eğmemiş generallerimizi, silah arkadaşlarının kendilerine yaptıkları bu tasfiye (darbe ) özel yetkililerin yaptıklarından daha çok yıkmıştır. Buna eminim.

Vatan savunmamız için çok değerli olan 56 General ve amiralin emekliye sevk edilmeleri bence onları suçlu göstermenin başka bir yoludur. Onların suçsuz olduklarını ve Amerika’nın orduyu çökertme planları dâhilinde adeta esir tutulduklarını sağır sultan bilirken diğer silah arkadaşlarının onlara bunu reva görmeleri affedilir gibi değildir.

Kadıköy Kadın Kolu başkanlığım sırasında ve Sn. Önder Sav genel sekreterliğinin isteği doğrultusunda görevden alınmam söz konusu olmuştu. Suçum partinin daha rasyonel çalışmalar içerisinde olmasını talep etmem ve bu konuda eleştiri yapmamdı. Görevden alınmak istendiğimde karar defterimize gerekçeli karar isteyerek şerh düşmüştüm. Görevden alınmam bana resmi olarak bildirilmemişti ama yapılan, onuruma dokunduğu için görevi ben bırakmıştım.

Yani bu generallerden bir tanesi bile benim kadar olamadılar. Yine söylüyorum ki yazıklar olsun!

Ben hükümet bastırsa bile böyle bir karar karşısında düşünmeden istifa ederdim. Çünkü bende o yürek var.

                                                              ****

Dün akşam bir dost arkadaşımla dışarıdaydım. Çoktandır deniz kıyısında oturmamıştım ve o iyot kokusunu, dalgaların sesini özlemiştim. Her gün gelen şehit haberleri ve ordumuzun Şemdinli’de bir türlü başarılı olamadığını bilmek ruhsal dengemi bozmuştu. Biraz ferahlarım diye düşünmüştüm.

Arkadaşım beni evimden aldı ve ricam üzerine sahilde oturacak bir yer aramaya başladık. Şemsipaşa Kızkulesi, Üsküdar ve nihayet Çengelköy’e kadar aranarak gittik. Bir karış boşluk bırakılmamıştı.. Sahiller ve paralel sokaklarda dahi arabayı park edecek yer bulmanın imkânı yoktu. Neyse Çınaraltı sokaklarından birisinde zar zor bir yer bulduk. Sahildeki çay bahçelerinden birisine doğru yürüdük. Ana baba günü olan bir bahçeye girdik ve deniz kıyısında masa aradık. Ne gezer? Denize bir masa mesafedeki masaya geçebilmek için üç masa değiştirdik.

Çevreme bakındım, aman Allah’ım! Bu ne kalabalıktı. Kendisini sahillere atan, hararetli konuşmalar ile kendi havalarında olan insanlara göz gezdirdim. Arkadaşıma; Türkiye’de, dünyada neler oluyor acaba içlerinde takip edenler var mıdır?

Bizler burada serinde otururken askerlerimiz can derdinde ve çatışma içindeler. Kim bilir şu anda kaç yaralımız, şehidimiz vardır yine. Allah onları korusun dedim.

( İşte ben bunları düşündüğüm sıralarda ne yazık ki Hakkâri’nin Geçimli Karakolu ile Çukurca'da üç ayrı karakola teröristlerce gerçekleştirilen eş zamanlı saldırı olmuş 6 askerimiz ve 2 köy korucumuz şehit olmuşlar ve de 15 civarında askerimiz, köy korucularımız yaralanmışlar. Eve döndüğümde bunu öğrendim.)Türkiye kan kaybediyor daha ne kadar bekleyeceğiz ve sessiz kalacağız?

                                                        **** 

Çay bahçesinde yeterince oturduktan sonra dalgaların sesini dinleyebilmek için sahil boyu yürümeye başladık. Dolmabahçe Sarayını karşıdan gören bir yer bulunca orada durduk.

Oraya bakarken inanın içim cız etti. Atatürk bir uyanıp ayağa kalksaydı da, Türkiye’nin şu haline baksaydı diye düşündüm ve sonra düşüncemden dolayı utandım.

Çünkü bu hale gelmemizde hepimizin suçu vardı.

                                               ****

Türkiye çok karanlık bir süreçten geçiyor ve rejim değişikliğine gidiyor. Okullar İmam Hatiplere dönüştürülüyor, BOP projesi tıkır, tıkır işliyor. Şemdin li de kan gövdeyi götürüyor, vatanımız parçalanmak üzere.

Ordumuzun Tecrübeli Komutanları içeride, askerimizin morali düşük ve 14 gündür savaşıyor ama neticeye varamıyor. Amerika’nın istediği oluyor. Bu da bizleri kahrediyor.

İşte böyle bir tarih içerisindeyiz. Burada CHP nin yapacağı her şeyden önce halkı alanlara çekip bu olanları anlatması ve halkı yanına almasıdır.

En büyük güç halktır. Basın yazmıyor, CHP ‘in sesini duyurmuyorsa el ilanları ve bunların dağıtımı ile, mitinglerle mutlaka bu ABD planlarını bozmaya çalışmalıdır.

Askerlerimiz PKK ile çarpışırken bu teröristlere silah, mühimmat temin eden hatta yetiştiren Amerikan ajanlarını Türkiye’den def ettirmek, İncirlik’i kapattırmanın yollarını aramalıdır.

Barzani denen adamın ticari mallarına el konulmalı, elektriği suyu kesilmelidir.

CHP in çok yapacak işi vardır. Atatürk’ün partisi olarak CHP in misyonu bu olmalıdır. Bırakın kadın haklarını savunmayı, bırakın 4+4+4+ dü. Vatan elden gidiyor. UYANIN.UYANALIM ARTIK.

CHP bunu gönülden isterse bu gücü vardır. Buradan Sn. Kılıçdaroğlu’na  ve CHP li milletvekillerine avazım çıktığınca sesleniyorum.

Lütfen aklımızı başımıza toplayalım ve Türkiye’yi aydınlıklara çıkartalım.

Bir ağaç gibi hür, Bir orman gibi kardeşçe yaşayalım.

Tünay Süer

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..