Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

Dilay Turan Kerman

Dilay Turan Kerman
 

Dilay Turan Kerman'ın facebook sayfası.


Tunceli'de şehit edilen komiser ve eşini; televizyon haberlerinde ''Görünce moralim bozuluyor değiştir şu kanalı'' yapmamışsa eğer evdekilerden birisi, duymuş olmalısınız. Ya da işe giderken yolda, vapurda, metroda, otobüste okuduğunuz gazetede, Türk bayrağına sarılı ortada yanyana iki tabut ve etrafında da nöbet tutan polisler şeklinde yukarılardan bir yerlerden çekilmiş fotoğrafıyla beraber, okurken üzülüp lanetler yağdırıp ama birazdan da günlük telaşemiz yüzünden aklımızdan çıkıp gidecek bir haber mutlaka çarpmıştır gözünüze, yüreğinizi de acıtarak.  

Cem Kerman, Polis Akademisi Spor Kulübü’nün, eşi Dilay Turan ise Çankaya Belediyesi Spor Kulübü’nün lisanslı sporcularıydı. Cem 19 Eylül 2010’da Dilay ile hayatını birleştirdi. Bu sırada Dilay öğretmen olmaya hak kazandı ve onun tayini çıksın diye komiser Cem 5 yıl görev yaptığı Sakarya’dan tayinini Tunceli’ye istedi.  

Kendisi Tunceli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği’nde eşi ise sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. Zihinsel ve görme engelli çocuklara hizmet etmekten çok mutluydu Dilay, ailesi ile yaptığı telefon görüşmelerinde “Biz biraz daha burada kalmak istiyoruz. Burayı çok seviyoruz’ diyordu.”  

Cem 27, Dilay 28 yaşındaydı. Bu genç çift dün akşam çok sevdikleri kentte teröre kurban gitti.

Yerde süründü


PKK’lı teröristler halı saha maçı yapan polislere kurşun yağdırırken eşini izlemek için orada olan Dilay kör kurşunların hedefi oldu.  

Eşinin vurulduğunu gören Cem ise yaralı olduğu halde sürünerek eşine ulaşmaya çalışıyordu. Onun hareket ettiğini gören teröristler tetiğe defalarca bastı ve Cem’i de şehit etti.  

Peki bizim televizyonlarda seyrettiğimiz(!), radyolarda dinlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz bu haberi; teröristler, onların anaları, babaları, kız kardeşleri, akıl hocaları, siyasi temsilcileri, yandaşları.... Kimse okumuyor mu? Arda'nın son dakika golüne çığlıklar atarak sevinen taraftarlar misali herkes mutluluktan havalara mı uçuyor, yan yana öldürülen iki vatan evladını duyunca? Ya da İngiltere, Polonya'yı yenince bir üst tura çıkmamızı sağladı ya hani, sanki bölücü örgüt bu iki gencin hayatını ellerinden alınca yandaşlar da bir üst tura mı çıkmış oluyorlar? Level mı atlıyoruz artık ölümlerin sayesinde.  

Şehit polisin eşinin öğretmenlik yaptığına hem de 'Zihinsel ve görme engelli çocuklar' için sınıf öğretmenliği yaptığına dikkat ettiniz mi? Acaba zihinsel ve görme engelli olanlar çocuklarımız mı yoksa ülkeyi bu hale getirip ondan sonra da ''Alın ne haliniz varsa görün'' deyip bırakıp gidecek olan bizler miyiz?  

Bu kadar mı 'engelli' olur insanlar, bu kadar mı kör? Ne düşmanlarını ayırt etmeyi becerebiliyorlar ne de davalarını bu kadar akıldan, sağduyudan uzak, herkesi düşman ederek kendilerine savunmayı becerebiliyorlar.  

Okudunuz mu o güzel kızımızın facebook'taki sayfasını? Hobiler ve ilgi alanları bölümündeki tercihleri bir kez daha yıktı beni...  

Dumansız hava sahası, Nihat Genç, Türkan Saylan, Bilinmeyenler Ansiklopedisi, Pratik ev yemekleri, hayvanseverler.  

Nereden bilsin bir gün hain bir pusuda öleceğini? Yazmıyor ki o hayatı sorgulayıp öğrenmeye çalışırken okuduğu 'Bilinmeyenler Ansiklopedisi'nde. Böyle bir madde yok. Nihat Genç, her gün sabah akşam ''Biz bir bütünüz, sevelim birbirimizi, gelmeyelim oyunlara, güzel ve akıllı halkım'' derken nereden aklına gelsin sevgili eşini izlerken uzaklardan gelecek bir kurşunun hayatını elinden alacağını.  

Belli ki örnek almış Türkan Saylan'ın hayatını kendisine. O da uzaktaki (!) çocuklara bir şeyler verebilmek için gelmiş bu topraklara. Hem de en zorunu seçerek zihinsel ve görme engelli kardeşlerine bir şey öğretsem, annelerinin babalarının dertlerini, üzüntülerini biraz azaltsam hiç yoktan o da iyidir diyerek. Bilememiş ki esas görme ve zihinsel özürlü olanlar o ufacık çocuklar değil.  

Hayvansevermiş de aynı zamanda. Eminim akşamları, kaldıkları evin çevresinde yaşayan kediler için kendi yemeklerinden artanları ve içine su koyduğu plastik kapları düzenli olarak kapı önüne koymayı da ihmal etmiyordu. Ve hemen hemen her kadın gibi de, akşama işinden yorgun argın, belki kendisinden sadece kısa bir süre önce eve gelip sofrayı hazırlamakta olan eşine ne pişireceğim telaşı olmasın diye takip ettiği 'Pratik ev yemekleri' sitesi de var o listede...  

En kısa sürede pratik bir çözüm bulunmaz ise eğer bu soruna, teker teker azalıyor iyi insanlar. Yok oluyoruz, neslimiz tükeniyor bilesiniz. Kötülük kazanıyor, iyilikle olan savaşını. Duyarsızlaştıkça, kaçtıkça şehit haberlerinden içimiz acımasın diye, içimiz çürüyor aslında da farkında bile değiliz.  

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..