Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Ayşenur Kurtuluş Peltek

http://blog.milliyet.com.tr/ayk

21 Ağustos '07

 
Kategori
Güncel
 

Dilenci

Dilenci
 

-Eveeett… söyle bakalım ne kadar topladın bugün?

Ufaklık bütün ceplerini boşaltıp eteğini kaldırarak çukurlaştırdığı penyesine boşaltı…

-Bu kadar.

-Hmmm. Aferin! Peki sen?

Dağınık saçlarını yüzünden çekip sağa attı….

Elinde buruşturduğu parayı uzattı. Avucunu açarken düşürdüğü bozuklukların sesiyle irkilip onları almak için eğildiğinde ne var ne yoksa dağıldı yerlere…

-Hah hah ha…korkak! Ne korkuyon lan o kadar….Topla hadi. Ahmet! Sen ne kadar topladın?

Elini sağ cebine attı, boş. Gömleğinin cebine baktı, bir tane buruşuk kağıt para buldu.

“Diğer cebin!” diye hiddetlenince Deli Hasan, korkup aceleyle elini sol cebine attı, gevşeyen iplik bu ani hareketle kumaşı terk etti ve bir kaç bozukluk yere saçıldı.

-Bu kadar mı?

Başını yukarı aşağı salladı Ahmet, sesi çıkmadı.

-Eeeeh beceriksizler! Getirin şu sopamı da yarın sızladıkça oranız buranız, yüzünüz biraz buruşur da, acırlar, daha çok verirler bari.

Sedat oturduğu yerden fırladı.

-Yok Hasan abi sen yorma kendini, ben derslerini veririm onların.

- Nasıl? Oyun oynatarak mı? Şımarttın bunları zaten bi şey beceremez oldular.

- Yok abi olur mu hiç. Valla kızıyorum hepsine. Bak yarın da böyle olursa beni döversin.

- Döverim tabi. Para lazım paraaa!! Bu gün son defa ellemiyorum size. Yarını iyi değerlendirin yoksa parti var, dayak partisi. Cümlesi biter bitmez attığı pis

kahkahası küçücük kalplerini, çarptığı kapı da çerçevelerdeki camları titretti.

Ahmet ağlamaya başladı. Eve gitmek istiyormuş, hangi eve? Rıza yerdeki minderin altına koyduğu bilyeleri arıyordu, Deli Hasan umurunda değildi. Zaten babasından da her akşam dayak yemez miydi? Mıstık , Ali ve Burak oldukları yerde sağa sola sallanıp birbirlerine dil çıkarıyorlardı. Yüzler toz topraktan kararmış, kıyafetler parçalanmış, olması gerektiği gibi.

- Bugünü de atlattık, dedi Sedat. Ahmet’i kucağına almıştı. Kendisi çok büyüdü ya ağabeylik yapıyordu yavrucaklara.

- Hadi bakalım, başlıyoruz… Hadi Ahmet, in bakalım, ağlama artık. Rıza sonra oynarsın bilyelerinle. Heeey duymadınız galiba, dayak mı yemek istiyorsunuz?

- Yok abi olur mu hiç.

Fısıltıları iyice azaldı ve yan yana dizilip Sedat’ı dinlemeye başladılar. Gözlerini ondan bir dakika bile ayırmıyorlardı.

- Şimdi yüz ifadelerini çalışıyoruz tamam mı? Gözler! Gözler hep dalgın bakacak! Bakın bakalım. Tamam oluyor biraz. Sonra kaşlar, kaşlar çok önemli, yukarı kalkacaklar. Hepsini birden değil! Korkmuş gibi bakmayın.

Alinin karşısına geçti. Ona kızarak bakmasını söyledi, Ali çattı kaşlarını. Sedat baş parmağıyla iki kaşının ortasına koyduğu parmağını yukarı çekti…

- İşte böyle! deyip çocuklara döndürdü Ali’yi. Hepsi gülüşmeye başladılar. Ali koşarak aynanın karşısına geçip aynı şeyi yaptı, gülmeye başladı. Hepsi kaşlarını çatıp ortadan parmaklarıyla kaldırıyorlar, birbirlerine bakarken kahkahalara karışıyorlardı.

- Ama ben böyle hep gülerim , dedi Mıstık.

- Olmaz, gülmek yok. Şimdi kaşlar ve gözler birlikte. Bakın yüzüme.

Dikkatle inceliyorlardı onu, hepsi onun gibi yapmaya çalışıyordu.

- …Ve boyun hafifçe yana yatacak. El öne uzanacak ama almak istemezmiş gibi. İstiyormuş gibi de, ama mecbur olmasanız istemezmişsiniz gibi. Çok açmışsınız gibi de diğer elinizle karnınızı ovuşturun, sürekli değil ama arada bir, eliniz uzun süre karnınızda olabilir. Sakın insanlara yalvarmayın, nefret ederler peşlerinden dolaşıp sürekli konuşursanız. Akşama doğru baktınız çok para yok, o zaman yapabilirsiniz bunları. Arada aklınıza kötü bir şeyler getirip ağlamaya çalışın.

- Ne gibi kötü şeyler?

- Deli Hasan’ın bağırması gibi mi?

- Evet o olabilir.

- Ben korkmuyorum ki ondan, dedi Rıza gururla.

- O zaman yılanları düşün sen de, Burak yılanlardan korkuyordu.

- Korkacak şeyler değil, üzücü şeyler… Ağlamaklı bakmak için, bir kaç damla gözyaşı da akıtabilirseniz iyi olur .

Ali ağlamaya başladı.

- Ben annemi özledim.

Sedat şaşırdı, bütün çocuklar ağlamaya başlamışlardı.

 
Toplam blog
: 6
: 402
Kayıt tarihi
: 30.07.07
 
 

1982'e doğdum.Uludağ mimarlık mezunuyum. Masalları çok severim...