Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '21

 
Kategori
Dilbilim
 

Dilimiz Ne Durumda?

Türkçe Ne Durumda?

Dil,bir toplumun bütün kültürel varlığını geçmişten geleceğe aktaran bir öğedir. Bir dilin gelecek kuşaklara doğru biçimde aktarılması toplumun tüm bireylerinin ve kurumlarının görevidir. Hızla ilerleyen bir teknoloji ve iletişim dönemi yaşadığımız günümüzde, teknolojik gelişmelerin ve iletişim araçlarının dile etkisi tartışılmazdır. Günün büyük bir kısmını televizyon karşısında geçiren çocuklarımız, televizyondaki konuşmacıları öykünmekte, yayınlanan dizi ve filmlerdeki konuşma şekiller evde, sokakta, okullarda sürdürülmektedir.

 Dilimize hızla akın eden yabancı kaynaklı, özellikle Amerikan İngilizcesindeki sözcükler bugün dilimizi hem çocuklarımız hem de sonraki kuşaklar için bozulma, gelecekte yok olma, asimile olma tehlikesiyle yüzleştirmiştir. Bu durum sadece okullarda dil bilincinin verilmesiyle çözümlenebilecek bir sorun olmaktan çok öte geçmiştir.

 Medyave iletişim araçları, eğitim kurumları elimizdeki silahlardır. Şimdi biz bir seçim yapmak zorundayız. Bu silahları ya dilimizi yok etmek, öldürmek için bu amacı güdenlerle birlikte çalışacağız, ya da uyanık olup dil bilincini, dili doğru kullanmayı öğretmek amacıyla silaha sarılacağız. Sonuçlarına katlanmak da yaptığımız seçimler doğrultusunda bize düşecektir.( Filiz Şensoy)

Bir dilin zenginliği, o dilin kendine özgü sözcüklerin çokluğu ile ölçülmelidir.1998 yılında, Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük ’ü üzerine yapılan bir araştırmanın, sonuçları bize göstermektedir ki:

Sözlükteki söz varlığı: 98.107

Sözlükteki Türkçe söz sayısı: 45.888

Sözlükteki yabancı söz sayısı: 14.264

Bizi biz yapan, bizi bir ulus yapan en önemli öğe dildir. Bu bakımdan dilimizin üzerine titremek, onu yabancı sözcüklerin etkisinden korumak, onun serpilip gelişmesini sağlamak Türk dilini kullanan herkesin görevidir. Özellikle dil bilginleri, yazar ve şairler, mesleklerinin en önemli aracı olarak dili kullanan basıncılar yayıncılar bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmak zorundadır. Devlet adamlarımızın ve siyasilerimizin de örnek alınacak bir Türkçe ile konuşmaları beklenmektedir.

Türkçe dünyanın en eski, en köklü, en zengin dillerinden biridir. Yeryüzünde en kalabalık insan topluluğu tarafından konuşulan beşinci dil olma özelliğini de taşımaktadır. Fakat zaman içinde, ilişkiye girdiğimiz toplumlar, teknoloji ve bilim alanındaki gelişmeler, yabancı dille eğitim alma istemimiz gibi çeşitli nedenlerle yabancı dillerden alıntıların ve kuralların dilimize girmesi, dilimizin özünde barındırdığı güzellik için bir tehlike öğesi oluşturmuştur. Bu tehlike, dilin yabancılaşarak kirlenmesi nedenidir.

Dil kirliliği; hava, su, çevre kirliliğine hatta ve hatta ahlak kirliliğine benzemez. Dil kirlendi mi düşünce de kirlenmektedir. Dil kirliliği toplum kirliliğiyle özdeştir. Dil, kültüre ve düşünceye can ve ruh verir. Düşüncenin de kültürün de özü dildir. Dil düşünceye, düşünceler de topluma biçim kazandırırlar. Kültürel zenginliklerini koruyamayan toplumların kimlik bunalımına düştükleri tarihi bir olgudur.

Yabancı sözcüklere kendi dilimizde farklı anlamlar verdiğimizde ya da bunları farklı biçimde kullandığımızda bu sözcüklerin Türkçe olarak kabul edilmeleri ne derece geçerlidir? Ya da daha önemlisi böyle bir hakkımız var mıdır? Yabancı bir dildeki sözcüğü alıp ona bütünüyle yeni bir anlam ya da bütünüyle değişik bir kullanım biçimi verebilir miyiz? Verdiğimiz zaman da ona Türkçe diyebilir miyiz? Yabancı sözcükler Türk dilinin kurallarına göre yazmak veya konuşmak Türkçe mi sayılacaktır? Osmanlı Türkçesinde hiç değilse eylemlerimiz yabancı dillerin eylemlerine karşı koyabilmiştir. Şimdi ise yabancı sözcükler eylemleriyle birlikte gelmektedir. Yabancı sözcükler, artık sadece el yazması kitaplarla gelmemektedir; bu geliş tankla, tüfekle gelişten daha tehlikeli bir durum almıştır. Bilgisayar adlı dev bir canavar Türkçenin sözcük zenginliğinin temeline dinamit koyarken zengin kurallarının da kökünü kazımaya çalışmaktadır.

Cumhuriyetdöneminde  Atatürk'ün üzerine titrediği Türkçe, bugün orta ve yükseköğretim kurum ve kurullarının yöneticileri tarafından bir tarafa itilip İngilizceye ağırlık verilmesi gayreti gösterilmekte, çocuklara ve gençlere Türkçenin yeterli olmadığı düşüncesi işlenmekte, bunlara çanak tutan kitle iletişim araçları, özellikle radyo, televizyon, bilgisayar ve basın kuruluşları kendi adlarından başlayarak bir İngiliz ya da Amerikan sömürgesi kimliği edinmeye çaba harcamakta, bu tür girişimleri destekleyip ödüller dağıtmaktadır.

İletişim araçlarının dilimize etkileri kaçınılmaz etkilerdir. Sözgelimi, cep telefonlarında ve internette yaratılan şifrelenmiş ya da tele grafik dil kendi başına bir kötülük sayılmalıdır. Modern yaşam, kendi gereksinimlerine uyarlanmış alt dilleri elbette oluşturacaktır. Burada temel sorun, olup bitenlerin bilince çıkarılması ve belleklerde egemenlik kurmasına olanak verilmesi sorunudur. Düşünce ve eğitim yaşamımız yeterince gelişmiş olmazsa, Türkçe, bu yeni alt dillerin darlığından ileri gelen sorunlarla karşılaşabilir. Gelişmeyen kuşaklar, gelişmeyen bir dil vb. sorunlar.

Günümüzde yüz yüze kaldığımız bu ve bunun gibi pek çok sorun Türkçenin söylenişi, vurgusu ve tonlaması üzerinde radyo ve televizyonun bir tür okul işlevi, eğitici işlev görmesi beklentisini ortaya koymaktadır. Televizyon ve radyolardaki kişilerin çeşitli konuşma biçimleri özellikle gençleri ve çocukları etkisi altına almaktadır. Oysa ki bu kişiler Türkçemizi bilen, onu güzel konuşan insanlar olmalıdır.

Her gün tanıtım filmlerini izlediğimiz, satın aldığımızda okumak için sayfalarını çevirdiğimiz yazılı basında da durum pek iç açıcı görünmemektedir. Durum sadece beli bir kesimi değil tümümüzü ilgilendiren bir sorunu açıkça gözler önüne sermektedir. Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulunda da dilimize yeni giren terim ve sözlerin gümrük kapılarından başlayarak Türkçeleştirilmesine girişilmesi gerektiği sık sık vurgulanmıştır. Fakat bu sorunun çözümü sadece bir kurumun ya da birkaç kişinin yapacağı çalışmalarla gerçekleştirilebilir olmaktan çok öteye geçmiştir.

Dilimize giren yabancı kaynaklı sözcüklerin Türkçeleri

abes :  Anlamsız, saçma, abluka: Kuşatma, çevirme, abone : Sürdürümcü, Absürt : Saçma, usdışı, adapte : Uyum adi : Bayağı, sıradan, adisyon : Hesap, agresif : Saldırgan, ahize : Almaç ,aidat : Ödenti, air bag : Hava yastığı,  air- conditioner:  Havalandırma,ajanda : Andaç, aksiyon : Eylem, edim, aktif : Etkin, aktivite : Etkinlik, aktüel : Güncel, aleyhtar : Karşıtçı, karşı görüşlü, alternatif : Seçenek, amatör : Deneyimsiz, amblem : Belirtke,  ambulans : Cankurtaran, ampermetre : Akımölçer, analitik : Çözümleyici, analiz : Çözümleme, anarşi: Kargaşa, anatomi : Gövdebilim, anekdot : Öykü, angarya : Yüklenti, animasyon : Canlandırma, anons : Duyuru, anket : Sormaca, anons : Sesli duyuru, ansiklopedi : Bilgilik,antetli : Başlıklı,antipatik : Sevimsiz, antifriz : Donma önleyici, antrenman : Alıştırma, çalışım, antrenör : Çalıştırıcı, aranje etmek : Düzenlemek, argüman : Donatı, kanıt, dayanak, arkeoloji : Kazıbilim, aroma : Hoş koku, arşiv : Belgelik, artist : Sanatçı, oyuncu, asayiş : Düzenlilik, güvenlik, asistan : Yardımcı, asparagas : Uydurma, astronomi : Gökbilim, ateizm : Tanrıtanımazlık,atıf : Yöneltme, ilişkili bulma, gönderme, atmosfer : Havayuvarı, atom : Öğecik, atölye : İşlik, avans: Öndelik

bahir: Deniz, baht: Yazgı, kader, bakiye: Kalan, bandaj: Sargı,bandrol: Denetim pulu, banliyö: Çevre, yörekent, bariyer: Engel, bariz: Belirgin, açık, bariyer: Engebe, barkot: Çizgi im, beraat: Aklanma, best-seller: Çok satan, billboard: Duyuru tahtası, bilhassa: Özellikle, biyografi: Öz geçmiş, bizzat: Kendisi, blender: Karıştırıcı, blöf: Kandırmaca, bodyguard: Koruma,bone: Başlık, bonkör: Eliaçık, botanik: Bitkibilim, boykot: Direniş, branş: Dal, kol, brifing: Bilgilendirme, sunu, brüt: Kesintisiz, buldozer: Yoldüzler, burjuva: Kentsoylu, burjuvazi: Kentsoyluluk, buton: Düğme, by-pass: Damar aktarma, call center: Çağrı merkezi, camia: Topluluk, cari: Yürürlükte olan, catering: Yemek hizmeti, celse: Oturum, cengaver: Savaşçı, çenter: Merkez, cenup: Güney, cereyan: Akım, cetvel: Çizelge, düzçizer, cevap: Yanıt, karşılık, change: Para değişimi, chat: Sohbet, check-in: Giriş işlemi, check-out: Çıkış işlemi, check-list: Denetim çizelgesi, check-point: Denetim noktası, check up: Tümtanı,  tam bakım, cheese cake: Peynirli kek, corner: Köşe, cihaz: Aygıt, cracker: Çökertici, Çek etmek: Yoklamak, denetimlemek, çip: Yonga

dahil: İç, içsel, darbımesel : Atasözü, darphane : Para basımevi,data : Veri,debriyaj : Kavrama, defans : Savunma defansif : Savunmaya dayalı, deforme : Şekli bozulmuş, defroster : Buz çözer,deklarasyon : Bildiri, açıklama demo : Tanıtım,  demonstrayon : Gösteri, deep-freeze: Derin dondurucu, dejenerasyon: Yozlaşma, dejenere : Yozlaşmış, dekont : Hesap belgesi, departman : Bölüm, deplasman : Yabancı saha,depresyon : Ruh çöküntüsü despot : Buyurgan, dijital : Sayısal, direktör : Yönetmen, distribütör: Dağıtıcı, dizayn : Tasarım, done : Veri doping : Uyarıcı, download : İndirmek, yüklemek,driver : Sürücü, dublaj : Seslendirme,dubleks : İki katlı

ebedi: Sonsuz, ebeveyn : Ana baba,ecnebi : Yabancı, edat : İlgeç,edip : Yazar, editör : Yayımcı, efor: Çaba, gayret, güç,egale etmek : Eşitlemek, egoist : Bencil, egzersiz : Alıştırma, ego : Ben, ekarte etmek : Elemek, ekoloji : Çevre bilimi,eksper : Uzman, ekstra : Fazla,  fazladan,ekstre : Hesap özeti, elastik : Esnek, elimine etmek: Elemek elimine olmak: Elenmek, e-mail: E-posta, empati : Duygudaşlık, empoze etmek : Dayatmak, enformasyon : Danışma, entegre : Bütünleşik,entern : Yetişici, enstrümantal: Sözsüz. entegre : Bütünleşmiş,envanter : Döküm eskiz : Taslak,eskort : Koruma aracı, ,exit : Çıkış, eyeliner: Göz kalemi, faal : Çalışkan, etkin, Factoring : Aracı, aracılık,fahri : Onursal,fail : Yapan, eden,faiz : Getiri,faktör : Etken

faks: Belgegeçer, belgeç,final : Son, fanatizm : Bağnazlık,fasıl : Bölüm, federal : Birleşik, fermantasyon : Mayalanma, finish : Bitiş, varış, firmware: Bellenim, first lady: Başhanımefendi, fitnes center: Sağlıklı yaşam merkezi,fotokopi : Tıpkıçekim,full : Tam, full Time : Tam gün, tam zamanlı, fullemek : Doldurmak,gala: Ön gösterim, garp : Batı, gıyabi : Yokken, global : Küresel, grafik : Çizge, çizenek, gramer : Dilbilgisi, grev : İşbırakımı, gurme : Tatbilir,gurup : Gün batımı,güruh : Toplaşım, kalabalık güya : Sanki, sözde, hacker : Kırıcı,hakiki : Gerçek, handikap : Engel, happy-hour : İndirim saatleri,harcırah : Yolluk, hard disc : Ana Bellek, harfiyen : Değiştirmeksizin, hasıl : Ürün, verim, hat-trick : Üçleme, hayalperest : Düşkurucu, haysiyet : Onur, saygınlık, ,hinterland : Art bölge,

 ice tea : Soğuk çay, buzlu çay,idefiks : Saplantı, sabit fikir, imtiyaz : Ayrıcalık, instant coffee: Hazır kahve ,İnternet : Genel ağ, ifrite etmek : Kızdırmak, iskonto : İndirim,izolasyon : Yalıtım, jakuzi : Sağlık havuzu, jaluzi : Şerit perde,jenerasyon : Kuşak , nesil, jeneratör : Üreteç,jenerik : Tanıtımık, jenosit : Soy kırım, jeofizik: Yer fiziği, jeolog : Yerbilimci, jeoloji : Yerbilim,joystik : Yönetme kolu,kabine : Bakanlar kurulu, kabotaj: Gemi işletimi, kadastro : Yeryazım, kadir: Değer, kadük : Düşmüş, kaide: Değer, kainat: Evren,kalibraj: Ayarlama, kalite : Nitelik, kamera: Alıcı, kampüs : Yerleşke, karambol : Karışıklık, kartel : Tekel kartvizit : Tanıtma kartı, kombinasyon : Birleşim, komite : Kurul, kompetan : Uzman, komplike : Karışık, dolaşık komplo : Tuzak, komünikasyon : İletişim, konfeksiyon : Hazır giyim, konferans : Konuşma, toplantı,konfigürasyon : Yapılandırma, kongre : Kurultay, konsantre : Yoğunlaştırılmış, konsept : Kavram, konsültasyon : Danışım, kontrast : Zıtlık,  karşıtlık, kozmik : Evrensel

labirent: Dolambaç, laboratuvar: Beklemelik, lağvetmek: Kaldırmak, lansman: Tanıtım, laptop: Dizüstü bilgisayar, leasing : Kiralama, libero : Son adam,limit: Sınır, uç, link : İlişim, bağlantı, liposuction : Yağ aldırma literatür: Yazın,loder: Yükler, lojman: Kurum konutu, lokal : Yerel, mahalli, lümpen : Sefil, seviyesiz

makro: Geniş, büyük, mamafi : Bununla birlikte, maraton : Uzun koşu, marj : Pay, marjinal : Sıra dışı market : Satış merkezi, marketing: Pazarlama, mecmua : Dergi, mega : Çok büyük, mega store: Büyük mağaza menajer : Yürütücü ,mesaj : Bildiri, ileti, metamorfoz : Başkalaşma, değişme, metot : Yöntem, metropol : Ana kent mikro : Dar, küçük, minimum : En az, misyon : Özel görev, modern : Çağdaş, modernize etmek : Yenilemek modül : Parça, modüler sistem: Parçalı sistem, montaj : Kurgu, motive etmek : İsteklendirmek, mouse : Faremönü : Yemek  listesi ,multimedia : Çoklu Ortam

naçizane: Önemsiz, değersiz, nadide : Görülmemiş, az görülen, nafaka : Geçimlilik, nafile : Boşuna, nağme : Ezgi, nahiye : Bölge, bucak, nahoş : Tatsız, kötü, yakışıksız,nakden : Para olarak,nasihat : Öğüt network : Bilişim ağı, nezaket : İncelik, ,no-frost : Karlanmaz,non-stop : Duraksız, molasız nötr : Yansız, tarafsız, nüans : İnce ayrım, küçükfark

obje: Nesne, ofansif : Atak, offline : Çevrim dışı, off the record : Yayın dışı, ofis : İşyeri, ofsayt : Açığa düşme ofset : Düzbaskı,  okey(lemek) : Onay,  onaylamak,oley : Yaşa!ombudsman : Kamu denetçisi, online : Çevrim içi optima : En uygun, optimist : İyimser, optimizasyon: En iyi duruma getirmek, ordövr : Ön yemek, organizasyon : Düzenleme,orijinal : Özgün, oryantasyon : Alıştırma, uyum, otistik : İçe kapanık, otokritik : Öz eleştiri, overclock :  Hız aşırtma

panoramik: Genel görünümlü, paradigma : Değerler dizisi,paradoks : Aykırılık, çelişki, paraf : İmce, parafe etmek : İmcelemek, parametre : Değişken, part time : Yarım gün, yarı zamanlı, partikül : Parçacık,patchwork : Kırkyama, yama işi,patent : Buluş, patent hakkı : Buluş hakkı, patentine almak : Tekeline almak, patentli : Buluşlu, penaltı : Ceza vuruşu, periyot : Devir, devre, perspektif : Bakış açısı,plaza : İş merkezi, polemik : Söz dalaşı, dalaşma, poşet : Torba, pozisyon : Durum, prime-time : Altın saat, profil : Görünüş, görüntü, prosedür : İzlek, provokasyon : Kışkırtmak, provokatör : Kışkırtıcı,prömiyer : İlk oyun, açılış

radyasyon: Işıma, ışınım, rakım : Yükseklik, yükselti, rakip : Yarışmacı, rampa : Yokuş, randevu : Buluşma randıman : Verim,rant : Getirim,rapor: Yazanak, rasat : Gözlem, rastgele : Gelişigüzel, realite : Gerçek, gerçeklik, reflektör : Yansıtıcı, restorasyon: Onarım, yenileme, revize edilmek : Düzeltilmek, yenilenmek. revize etmek : Düzeltmek, yenilemek, revizyon : Düzeltme, yenileme, yenilenme, reyting : İzlenme oranı, rezervasyon : Yer ayırtma, rezidans : Konut, roof : Çatı, rövanş : İkinci karşılaşma

sabotaj: Kundaklama,sansür : Sıkı denetim, sauna : Buhar banyosu,seans : Oturum, kez, süre, sekreter : Yazman selfie : Özçekim, self-servis : Seçal, sembol : Simge, sembolik : Simgesel, seminer : Topluçalışım,sempati : Cana yakınlık,sempatik : Sevimli, cana yakın, sempatizan : Duygudaş, senkron : Eşzaman, sentez : Bireşim, server : Sunucu, sezon : Sürem, show-Şov : Gösteri ,showman : Gösteri adamı, simülatör : Öğrencelik, simültane : Eşzamanlı,sirkülasyon : Dolaşım, sistem : Dizge, skandal : Utanca, skor : Sonuç, skor board : Sonuç tahtası slayt : Saydam, yansı, slogan : Savsöz, software : Yazılım, solaryum : Güneşletici, sorti : Çıkış, sosyal : Toplumsal sosyalist : Toplumcu, sosyolog : Toplum bilimci, sömestr : Yarıyıl, dönem, spesifik : Özgül,spesiyal : Özel spiker : Sunucu, sponsor : Destekleyici, stabil : Oturmuş, istikrarlı, sabit,staj : Uygulamalı öğrenim, yetişim star : Yıldız, start : Başlangıç, start almak : Başlamak, stil : Biçem, stok : Yığım, stres : Gerilim, süper : Üstün, en büyük, sürpriz : Şaşırtı  şantaj : Göz korkutma, şark : Doğu, şekil : Biçim, tutum, şerh : Açma, ayırma, şofben : Su ısıtıcısı, şoför : Sürücü şok olmak : Çok şaşırmak, şov : Gösteri, şovrum : Sergi evi, şube : Dal, kol

taahhüt: Üstlenme, tahkim : Pekiştirme,tahlil : Çözümleme, tahliye : Salıverme, taklit : Öykünme, tali : İkincil talk şov : Söz gösterisi, tansiyon : Kan basıncı,  gerilim, tasarruf : Biriktirme, artırım, tatil : Dinlence,taviz : Ödün tazminat : Ödence, tebliğ : Bildiri,tedavül : Geçerlik, sürüm, tekabül etmek : Karşılamak, teknik : Yol, yöntem

tekzip: Yalanlama, temyiz : Ayırt etme, teorem : Önerme, teori : Kuram,teorik : Kuramsal, terapi : İyileştirme tercüme : Çevirme,  çeviri, termometre : Sıcaklık ölçer,terör : Yıldırı, tesir : Etki,tesisat : Kurum, kuruluş test : Sınama, tezat : Çelişki, karşıtlık, tiraj : Baskı sayısı, torpil : Kayırma,totaliter : Baskıcı, bütüncül trafik : Gidiş-geliş, trajedi : Ağlatı, transparan : Saydam, trend : Yönelme, eğilim, turizm : Gezim, tümör :

Ur, türbülans : Ters akıntı uhde : Görev, sorumluluk, ultrasonik : Sesüstü, uzuv : Örgen, ultraviyole : Morötesi ümitvar : Umutlu,ümmi : Okur yazar olmayan, ünite : Birim, üniversel : Evrensel, üniversite : Evrenkent, bilimtay üryan : Çıplak, yalın, ütopik : Hayali, düşsel, ütopya : Hayal, hayal ülke vazo : Çiçeklik, vantilatör : Yelveren, estireç, VCD : Görüntülü yoğun disk (GYD), versiyon : Sürüm,vesaire : Ve benzeri, vesait : Araçlar, vestiyer : Askıyeri, askılık, video : İzlemece, vitrin : Sergen, sergilik, viraj : Dönemeç virman : Aktarım, viyadük : Aşıt, kuruköprü, vize : Görüldü, vizyon : Ufuk, ileri görüş, vuslat : Kavuşma vuzuh : Açıklık, aydınlık walkman : Gezerçalar, yürürçalar, web : Ağ, webmaster : Site yöneticisi, ağ yöneticisi, web sayfası : Ağ sayfası. web sitesi : Ağ sitesi.yakamoz : Parıltı, yeknesak : Tekdüze, yekûn : Toplam, yevmiye : Gündelik zaaf :Güçsüzlük, düşkünlük, zabıt : Tutanak, zamir : Adıl, zaping : Geçgeç, zevat : Kişiler, ziraat : Tarım zirve : Doruk  (www.Dilbilgisi.not)

 

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..