- Kategori
- Futbol
Dinle..
İnsanı önemsemek, değer vermek ona hakettiği kadar..
Her insanın ayrı bir hayat hikayesi var, az ya da çok ama mutlaka biriktirdiği tecrübeler, yaşama dair. Ama gelin görün ki, insana değer vermeyince, onun yaşanmışlıklarına da kapatıyoruz kendimizi ve toplumca bildiğimizi okuyoruz.
Dinlemek en büyük sanattır düsturunu unutup, kendimizce yaşıyoruz hayatı. Sormak eziklik gibi geliyor belki. Belki ondan, yolumuzu kaybetmeyi göze alıyoruz da, adres sormuyoruz çevremizdekilere.
Gazetelerin hafta sonu ekleri benim için ayrı bir değerli. Farklı çevrelerden bir sürü ünlü-ünsüz kişilerle yapılan röportajlar yayınlanıyor. Ve o röportajların hepsinde insanların hayatı gözümüzün önüne seriliyor. Yaşanmışlıklar, acı ya da tatlı tecrübeler önümüze koyuluyor. Bazen, içimdeki o güne kadar adını koyamadığım bir duyguyu bile bir cümleye sığdırılmış halde buluyorum satırlarda.
Dinlemek.. Ukalalığın zıddı belki de.
Kaçımız başkalarının kusurlarıyla uğraştığımız kadar kendi kusurlarımıza bakıyoruz acaba?
Eski Türk filmlerini hayranlıkla izliyoruz ülkece. Defalarca, bıkmadan.. İnsana dair hikayeler var onlarda çünkü, sevmek var, sevilmek var.. Birliktelik var. Ahde vefa var, dosta vefa var, aşka vefa var.
Hani hepimizin kullandığı deyim haline gelmiş bir cümle var; ne eski aşklar kaldı, ne eski sevgiler. İktisatçıların meşhur ‘fayda’sı var ya, onu aşklara da, sevgilere de karıştırdık da ondan.
Arabayla yolda giderken herkes bana saygı duruşuna geçsin, ne kimseye yol vereyim ne de sağımdakine solumdakine bakayım. Gerekiyorsa onlar bana baksın, ama ben değil..
Ben, hep ben..
“Bana değer veren sensin, seninle iyiyim ben, seninle varım” diyebilecek miyiz bir gün?
Son günlerin moda tartışma konusu Abdullah Avcı. Göreve geldikten sonra, daha önce görev almış bir sürü futbolcuyu sildi ve Almanya’da yetişen oyuncuların ağırlıkta olduğu yeni bir yapı oluşturdu. Kafasındaki düşünce şuydu belki de, “Göreceksiniz sıfırdan bir kadro oluşturacağım ve altında ‘Abdullah Avcı’ imzası olacak. Ne oldu peki, “Ben yaparım” dedi, yapamadı. Sizce, daha önce Milli takımlarda görev yapan Fatih Terim, Ersun Yanal ya da Şenol Güneş’ten herhangi biriyle birebir görüşmüş müdür Avcı, onların tecrübelerinden faydalanmış mıdır?
Hani makbul yönetici kendi aklını kullanan değil, başkalarının aklından en iyi şeklide yararlanmasını bilendi?
Bizde tecrübe beş para etmez.
Her yeni gelen baştan kazar temeli..
Ve her yeni, daha derine vurur kazmayı..
Her kazıkta daha dibe ineriz..
Oysa ilk emir “Oku” olmuştu..
Oku, öğren, dinle..
Birey olmayı çok abarttık galiba..