Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Ekim '12

 
Kategori
Futbol
 

Futbolun geleceği karanlık

Futbolun geleceği karanlık
 

Del Boske, Toschak, Rejkard, Aragones. Bu dörtlü dünya futbolunun lideri İspanya’da gerek milli takım seviyesinde ve gerekse ülkenin iki futbol ekolü Real Madrid ve Barcelona’da görev almış isimler. Ortak bir noktaları daha var; dördü de Türkiye’de çalıştığı takımlardan kovularak gitti. Dahası, arkalarından bir teneke çalmadığımız kaldı.

Özellikle üç büyükler her sezon teknik direktörlerinin önüne onlarca milyon euro koyar ve derler ki, “Hadi bu paralarla istediğin futbolcuları al”. Sonrasında ise, üç-beş hafta kötü sonuçlar alınmaya görsün, o tereyağı-balla beslediğimiz teknik direktörleri bir anda kapının önüne koyuveririz. Geçtiğimiz günlerde Kasımpaşa teknik direktör Şota Arveladze ile 4.5 yıllık sözleşme imzaladı ya, siz hiç o 4.5 yıla falan inanmayın. Kasımpaşa şöyle yedi-sekiz hafta kötü sonuçlar alsın, görün bakalım o teknik direktör yerinde durabiliyor mu? Geçmişte Fenerbahçe’yle bir yıllık sözleşme imzalayan Aykut Kocaman’a sormuşlardı, “Neden uzun süreli sözleşme imzalamadınız” diye. Kocaman’ın yanıtı ise net olmuştu; “Türkiye’de sahada başarılı olamazsanız, sözleşmeniz istediğiniz kadar uzun olsun, koltuğunuzda fazla kalamazsınız”.

Size bir örnek daha... Şimdilerde Karşıyaka’nın teknik patronluğunu yapan Cihat Arslan’la yapılan bir röportajda, hocaya sormuşlar “Bir sıkıntınız var mı?” diye. O da ailesinin İstanbul’da olmasından dolayı özlem yaşadığını ifade etmiş ve neden eşini-çocuklarını İzmir’e getirmediğini ise şu sözleriyle açıklamış: Türkiye’de önümüzü göremiyoruz ki, on hafta sonra hala Karşıyaka’da çalışacağımın bir garantisi yok, sonuçlara göre yaşıyoruz..

Sadede gelelim mi? Aykut Kocaman’ın ortaya attığı ‘antrenör takımı’ konusunu ülke olarak tartışma ortamlarında değil, futbolun felsefi yanını da önemseyenlerin ağzından uzun uzun konuşmalıyız. Anadolu’da koltuğunu kaybetme korkusuyla, gençleri oynatıp risk almaktansa iyi ya da kötü de olsa eskileri sahaya süren hocaları konuşmalıyız, gerekçeleri doğru mu diye. Bugünü düşünen ve geleceğinden bi haber bir ülkede yaşadıkları ve böyle insanların kulüp yönetimleri ve tribünleri doldurduğu için, ‘geleceği boşveren’ uygulamalarını suçlamalı mıyız? Türk hocaların..

Bırakın üstyapıyı, kağıt üzerinde başarının önemsenmediği ve güya, dillere pelesenk olan cümleyle, önemli olanın futbolcu yetiştirmek olduğu altyapılarda bile kaç takım beş yıldır aynı direktörle devam ediyor. Bugünü düşünen ve bugünü yaşayan bir ülke futbolunun geleceğini kimler nasıl planlayacak?

Türk Milli Takımı’nın son dört teknik direktörünü sayayım size, Ersun Yanal, Fatih Terim, Guus Hiddink ve Abdullah Avcı. Hepsini de göreve getirirken dedik ki, “Yeni hocamızla yarınların planlarını yapacağız. Amacımız Milli Takım’da bir futbol ekolü oluşturmak.” Ve her seferinde üst kategoriden alta kadar bütün yaş kategorisi Milli Takım’larda neredeyse sil baştan yenilenmeye gittik. Hedef belliydi, yarınlar adına sağlam adımlar atmak.. Oysa hep ‘bugünlerde’ kaybettik kendimizi, yarınlar hep buğulu camların ardında kaldı.

Şimdi Abdullah Avcı var görevde. Hedef yine aynı, geleceği inşa etmek.. Oysa biz daha baştan, sadece bir oyuncuyu, Selçuk İnan’ı oynatmadı diye idam sehpasını hazırladık kendisine. Önemli olan Selçuk İnan mıydı, yarınlar mı? Yine derede boğulduk anlayacağınız?

Son olarak Aykut Kocaman-Alex De Souza ikilisiyle ortaya konuldu bu oyun.  Aykut Kocaman’a kalsa Alex’i daha baştan gönderecekti belki. Belki kamuoyu baskısından korktu. Koskoca bir futbol takımını onlarca miyon euroluk bütçeyle bir kişiye emanet ediyorsunuz ama sırf, adı ne olursa olsun, bir futbolcuyu kadroya almadı diye yerden yere vuruyorsunuz. Sonra diyorsunuz ki Aziz Yıldırım’ın soyunma odasında ne işi var? Biz ülkece hep o soyunma odasının içerisindeyiz ki zaten. Aziz Yıldırım fiziki olarak orda, biz de yarattığımız kamuoyu baskısıyla... Netice aynı, teknik direktör hep birileri tarafından kafa kola alınıyor.

 

 
Toplam blog
: 3
: 120
Kayıt tarihi
: 15.05.09
 
 

Uzun yıllar gazetecilik yaptım. Mürekkep kokusunu bir kere koklayan bir daha yazmaktan geri kalam..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara