Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Aralık '11

 
Kategori
Futbol
 

Direkler arasında bir Hagi: Muslera!

Direkler arasında bir Hagi: Muslera!
 

O varsa, güven var!


Galatasaray Ordu’yla savaştı.

Savaştı diyorum çünkü çok iyi oynayamadı. Ancak bunda sahanın bozuk zemininde payı vardı. Bol pas yapmaya alışkın Galatasaray’a zemin bu fırsatı vermedi. Buna rağmen mücadele gücüyle ve ileri ikilinin güzel oyunlarıyla maçı koparmasını bildi.

Bu noktada, sağ ve sol kanatlarda etkili oyuncuları olmadığı halde Galatasaray’ın sezon başından beri neden iki forvetle sahada yer almadığını sorgulamak gerekir.

Orduspor maça hızlı başladı ve bu hızını 20 dakika kadar devam ettirdi. Bunda teknik adam değişikliğinin ve Galatasaray’ın son haftalardaki başarılı futbolunun olduğu kadar Culio’nun da etkisi vardı.

Culio maç boyunca sahanın her tarafında çalıştı ama bu çabaları sonuca dönüşmedi. Ancak yine de onun büyük takım oyuncusu olmadığını düşünenlerdenim.

Sahanın yıldızı tartışmasız Baros’tu. Muhtemelen hemen her yorumda bunu okuyacaksınız. Devamlılığının olmasını dilerim.

Galatasaray’ın defansındaki problem, Fatih Terim’in inadına rağmen yaşanan sakatlıklar sonrası kendi kendine giderilmiş görünüyor. Sağ bek hariç sahanın her yerinde denediği Ebue, bugün tüm Türkiye’ye “sağ bek nasıl olmalı” dersi vermektedir. Son maçların kahramanı dün yine ilk golün hazırlanışında kendini gösterdi.

Birilerinin Kazım ve Melo’ya gol sevinci konusunda biraz nasihat vermelerinin yerinde olacağını düşünüyorum.

Orduspor’un iptal edilen golü yok!

Orduspor’un iptal edilen golünden bahsediliyor.

Orduspor’un iptal edilen golü yok! İptal olması için önce gol olması lazım.

Yan hakemin yanlış bayrak kaldırdığını kabul ediyorum ancak top daha havadayken hakemin düdüğünü çaldığını hepimiz duyduk. E tabi Muslera da duydu. Beşiktaş maçında da yaptığı gibi, havaya sıçrarken düdüğü duymasıyla beraber hamle yapmaktan vazgeçerek ellerini indirdi. Muslera’nın o golü yiyeceğini düşünmek için futboldan anlamamak gerekir. Şanssızlık şu ki, hamle yapmaktan vazgeçtiği her top kaleye giriyor! :)

Galatasaray takım oluyor

Galatasaray’ın şu anda geldiği noktadaki en büyük farkı, sahaya daha özgüvenli çıkmaları ve takım savunmasını mükemmele yakın uygulamaları.

Deplasmanlarda 7 haftadır gol yememenin ilk nedeni bu şüphesiz. Maç boyunca oyunda üstünlüğü ellerinde bulundurmasalar bile “her an golü yiyeceğiz” korkusuyla da yaşamıyoruz artık.

Bunlarda, sahaya iyi yayılmanın ve müthiş takım savunmasının yanı sıra çok önemli bir faktör daha var:

Muslera!

Dün iki kaleciyi yer değiştirin, sonuç çok farklı olurdu.

Muslera öyle bir güç ki;

Örneğin maç 0-0 giderken bazen normal bir kalecinin yiyeceği öyle bir top çıkarıyor ki, yese durum 0-1 olacak ve maçın gidişatı ve psikolojik durum değişecek. Bunu birçok maçta yaptı. Aklıma hemen gelen örnek Gençlerbirliği maçıdır.

Defans oyuncuları da ona güvendiklerinden dolayı, gereğinden fazla iş yapmaya çalışmayıp hata yapmıyorlar.

Hava toplarında hakim, yan toplarda çok iyi, çevik, refleksleri olağanüstü, karşı karşıya kaldığında mükemmel.

Turgay Şeren’e ve Yasin’e yetişmedim ancak..

Ben bugüne kadar Galatasaray’da bu kadar iyi bir kaleci görmedim. Taffarel’in en büyük özelliği duracağı iyi yer tutmasıydı ancak çevik değildi. Mondragon da çok iyiydi ama biraz ağır bir görüntüsü vardı.

Muslera futbol sahasındaki direkler arasının Hagi’sidir!

Onun kurtarışlarını seyretmek keyif veriyor.

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara