- Kategori
- Edebiyat
Divan şiiri eğitimi zulüm mü...?
Divan Edebiyatı şiiri için genel kanı "soyut" bir edebiyat olduğu, hayatın gerçeklerine inmediği şeklindedir.
Divan şiiriyle lise eğitimi yıllarında tanışanlar için, bu yargı bütünüyle yanlış da değildir üstelik.
Çünkü Lise Edebiyat kitaplarına örnekler, her yüzyılın başat örnekleridir. Divan Şiirinin başat örnekleri de, daha çok "tasavvufi" içerik ya da dil kullanan örneklerdir.
Ya da Baki örneğinde olduğu gibi, g erek yaşamında gerek şiirinde tepe noktalara ulaşmış şairlerdir. Ancak Üniversite eğitiminin konusu olabilecek bu şahsiyetleri Lise öğrencisine vermeye çalışıyoruz bugün. Vermeye çalışıyoruz da verebiliyor muyuz..? Hayır! Oysa "ikincil" diyebileceğimiz pek çok Divan şairi, şiiri gerek konu, gerek dil bağlamında , hayata indirmek konusunda başarılı örnekler vermiştir.
Benim Yüksek Lisans tezi olarak Transkripsiyonunu yaptığım Belig Divanı'nda şu söylediklerime örnek olacak çok sayıda şiir vardır.
Ancak, dediğim gibi, tanınmış belli örnekler dururken bu tür şairlere pek yer verilmez Lise kitaplarında..
Burası geniş örnekler vermek için yeri değil elbette..Ama şu kadarını söyleyim;benim incelediğim Beliğ Divanında, Berberlik, Terzilik, Hamamcılık..gibi pek çok mesleki alan ve bunlar çevresinde yaşanan "sosyal hayat" son derece canlı tasvirlerle dile getirilmiştir.
"Beni yabana atar eski babuç gibi o yar/Çıkma yoldan sağ ayakkabı değildir agyar"
Veya:"Şaşurup hefte başın oldı o fettane nedim/Akıbet eyledi sakalın dildare teslim"
"Peştamal ucu gibi çekmedi uşşakını yar/Tasma kayış gibi sarkar o miyane agyar"
Bugün bile kullanılan pek çok mesleki terimler, zamanına göre "halk dili" sayılabilecek bir sadelikle verilmiş sözünü ettiğim eserde..
Belki de Divan Şiiri eğitimi konusunda tavır değişikliği yapmak zamanı gelmiştir.Fuzuli gibi, uzman sayılabilecek kişilerin bile zor anladığı şairlerden önce, sözünü ettiğim "ikincil" şairlerden örnekler vererek başlamalıyız Divan şiiri eğitimine..
Hiç değilse Lise yıllarında gençlerimiz, Klasik şiirimizi yanlarında ve yakınlarında hissederek bir ölçüde sevmeye başlayabilirler böylece..
Aksi halde, daha elli yıl öncesinin şiirlerini anlamakta zorlanan Lise gençliği için, Divan Şiirini anlatmak, anlatana da dinleyene de zulüm yapmaktan başka bir şey olmayacaktır.