Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '19

 
Kategori
Gelenekler
 

Diyarbakır Karpuzu

FOLKLOR:
DİYARBAKIR KARPUZU, MANİLER VE BİR EFSANE

Güney kentlerimizden olan Diyarbakır geniş folklorunun (Halkbilimi), yanında karpuzuyla da ünlüdür. Diyarbakır denilince, karpuz, Karpuz denilince aklımıza Diyarbakır gelir. Dedelerimiz şöyle anlatırlar: ”Yetiştirdiğimiz karpuzların ikişer tanesi birer deve yüküydü. Yıl olur bir karpuz tanesinin 60 kilo,70 kilo geldiği görülürdü. Şimdilerde bereket kalmadı. Her yıl Karpuz Festivali yapılmakta ve de 40-50 kilo gelen karpuzlar yetiştirilmektedir.

Diyarbakır karpuzu için, halk düğünde, bahçede,, harmanda ve de bostanda eğlenirken şu manileri söylemektedirler.  İşte Diyarbakır karpuzu için bilinen ve söylenen yöresel manilerden birkaçı:

Çay öğünde karpuzlar
Uruldum yaram sızlar
Ben bu dertten ölürsem
Mezarım kazsın kızlar.


Karpuz içinde çiğit
Elimde altın divit
Dostlar size emanet
Bir ocakta bir iyit (yiğit).

Kapuz kestim yiyen yokh.
Halin nedir diyen yokh
Ele(öyle) bir yâr sevmişem
Gözün aydın diyen yokh.


Kavun, karpuz almalı
Pahalıya satmalı
Seninkimi (gibi) güzelle
Kış gecesi yatmalı.

Karpuz kestim sulandı
Yedim midem bulandı
Kırılası kollarım
İnce bele dolandı.


Karpuz kestim kan kimi
Uzandı urgan gibi
Benim bir sevdiğim var
Kınalı kurban kimi (gibi).

Karpuz kestim kırmızı
Şu gelen kimin kızı
Gerdanında ”ben” i var
Sandım seher yıldızı.


Çay öğünde karpuzlar
Çay kenarı bostanlar
Diz dize oturaydı
Okuyaydı destanlar

Dicle etrafı bostan
Bir ziyan gelmez dosttan
Aklım başımdan gitti
Yâri düşündüğüm an…

Diyarbakır Halk Hekimliğin karpuzun ayrı bir yeri vardır. Yine büyüklerimiz anlatırlar, “ilaç olur ve sağlığımıza dermen olur” diye karpuzu ta Ocak, Şubat ve ocak aylarına kadar saklayanlar vardır. Karpuzun idrar söktürdüğü, böbrek taşlarını döktürücü olduğuna inanılır ve karpuz için şu sözler dile getirilir:

“ Karpuz ye, bileğen bak
 Üzüm yede rengen bak
 Karpuz ye işeğen bak”

Ayrıca, karpuzun hazmı çok kolaylaştırıcı bir niteliğe sahip olduğuna inanılır. Bununla ilgili bir efsane vardır. Halk arasında meşhur olan Hâkimi Lokman ilgili bu efsane şöylece dile getirilir:

Lokman Hekim, peygamberlik mertebesine erişmiş, bütün dertlerin dermanını bilen bir hekimmiş. Herhangi bir hastalığın dermanı bilmezse başını alır kırlara, dağlara çıkar dolaşırmış. O dolaşırken her çiçek, her ot, her bitki dona hangi derdin dermanı olduğunu söylermiş. O da buna göre her hastalığın dermanı, çaresini bulurmuş.

Günün birinde  Lokman Hekim ölümsüzlüğün  dermanını bulmak istemiş. Kırları dolaşa dolaşa, dağları aşa aşa, diyar diyar gezerek yolu Diyarbakır’a düşmüş.  Urum ( Urfa ) Kapısı’ndan içeri girmiş. Zerzevatçılar (Sebzeciler)  meydanına gelmiş. Orada gözü, yığın yığın patlıcanlara duran patlıcanlara değince “ Hayret” demiş, “ bu patlıcanları yiyen halk, nasıl oluyor da hasta olmuyorlar?” Biraz daha yürümüş , dağlar gibi koca koca  karpuzları görünce “ Ha “ demiş, “ Yemekten sonra, bu karpuzlardan bol bol yıyıyorlar, sebebi” bu demiş.


İşte o gün bugündür Diyarbakır karpuzu halk arasında bir efsane halinde çağdan çağa,  kuşaktan kuşağa bugüne değin dertlere derman olmuş ve hâlâ bu inanç dertlere devam ediyor. Gerçekten de bugün bile her mevsimde ve her evde mutlaka bir iki karpuz saklı olarak bulunmaktadır. Zaten doğal olarak karpuzun kabukları da çok kalın olduğu için kolay kolay da bozulmuyor. Halk arasında kimi evlerde özel olarak saklanan bu karpuzlar hastalara şifa olur diye çoğu kez hediye olarak verilmektedir.  

Karpuzun Kabuğu ve Çekirdeği de faydalıdır.

On dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, besin değeri kabuğun da saklı olan karpuzun, kırmızı etli kısmının altındaki beyazımsı bölümü “tüketilmeli” dedi. Karpuzun vücudu temizleyici özelliği bulunduğunu bildiren F. Elmacıoğlu,“ Karpuz, böbreklerdeki üre ve ürat tuzlarını temizliyor. Taştan yakınanların da tercih edeceği bir meyve, kanser türlerine karşı etkili olan beta karoten ve bol miktarda vitamin de getirir. Karpuz çekirdeklerinin de kan basıncını düşürmeğe ve böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur” dedi. Samsun- Gazetelerden. 22 Ağustos 2005.

        ****        *****        ****

KARPUZ KABUĞUNDAN REÇEL YAPILIR: 

Rahmetli annem, Diyarbakır karpuzunun  kalın kısmından çok  güzel ve hoş bir recel yapardı, tadına  ve lezetine  doyum olmazdı...Bunun ayrı bir yapma özelliği vardır..Yazın  Bu karpuzların  iç kısmı yenildikten sonra, kabukların yeşil kısmı  bıçakla  soyulur,  beyaz kısmı yalrnız bırakılır ve bu şekilde güneşe bırakılır. Dyarbakır'ın bu kızgın sıcağında   kabuklar iyicene kurur. Daha sonra bu kabuklar  sıcak  suda  kaynatılır, ayva ve  armut recali  yapıldığı  gibi bu karpuz kabuğundan reçel yapılırdi. Reçeli yapılırken şeker yerine pekmazle kaynatanlar daha çok tercih ediliyor..Bu receli daha çok  kış aylarında annem bizlere  ve  konuklarımıza ikram ederdi.  Onun tadına ve  lezetine doyum olmazdı...  Bu  vesile ile güzel anneciğıimi de  rahmetle anıyor ve mekanı cennet olsun diyorum.. .. 

  • Kaynaklar:
  •     Diyarbakır İl Yıllığı / 50 Yıl Baskısı, Ajans Türk Yayınları Ankara 1973
  •     Yaşar Ercan, İlkokul Öğretmeni 1946 doğumlu- Diyarbakır- 1973
  •     Seyfettin Dilekçi, İlkokul mezunu,1936 doğumlu, Diyarbakır.
  •     Derlemenin yapıldığı tarih:16 Haziran 1975 Diyarbakır.
  •     Türk Folklor Araştırmaları, Abdülkadir Güler, Sayı:313, Ocak 1975,S.7406- İstanbul.
  •      Karpuz kabukları ve Çekirdekleri, Doç. Dr. Funda Elmacığolu- Samsun 19 Mayıs             Üniversitesi- Öğretim. Üyesi, 22.8.2005-

 

Abdülkadir GÜLER
29 Eylül 2019- SÖKE

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..