- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Dizi İzleyicisinin, Sete Girişi Yasaklanabilir mi?

İletişim çağı nimetlerini sunmaya devam ederken, televizyon izleyicisi internet iletişimini ve bu amaçla kurdukları forumları sevdi sanırım.
Bildiğiniz gibi forumlar insanların belli konular üzerinde kurmuş olduğu ve internet üzerinden oluşturmuş olduğu serbest tartışma alanlarıdır.
Dünyayı bilemem ama bizim ülkemizin insanı bu oluşumları çok sevdi. Bunun da sebebi seslerini daha iyi duyurduklarına inanmaları olsa gerek.
Ben sizlerle bu yazımda bunların arasında en çok dikkatimi çeken dizi forumları ve sanatçılar için hayranları tarafından kurulmuş kişisel fan siteleri üzerinde konuşmak istiyorum. Çünkü;
Sanatçı hayranlığının sınırı nereye kadardır?
Dizi izleyicisinin sınırı nereye kadardır?
Yapımcının, yönetmenin sınırı nereye kadardır?
Sanatçının sınırı nereye kadardır?
Bu soruların cevaplarını bulmak istiyorum son birkaç gündür.
Bunun sebebi de yakın bir tarihte internet üzerinde gezerken dikkatimi çeken birkaç şeyi gözlemlemem ve önceki hafta okuyucularımdan gelmiş olan birkaç emaildir.
Konuya girmeden önce biraz bu forumları açalım istiyorum.
Gördüğüm kadarı ile televizyon dizilerinin çoğunun resmi web sitelerinin yanı sıra izleyiciler tarafından kurulmuş kişisel web siteleri vardır. Bu sitelerin forumlarında dizilerin bölümleri, oyuncuların oynadıkları karakterler izleyicileri tarafından tartışılmaktadır. Kimi dizinin ise birden çok sitesi vardır.
Bu forumların olması bana göre çok anlam taşımaktadır. Nedenini aylar önceki bir yazımda uzun uzun anlatmıştım. Kısaca yeniden geçmek istiyorum daha iyi anlaşılması adına.
Bu tür forumların kurulması bir yerde izleyicinin tepkisidir. İzleyici artık ne verirsek onu izlersiniz devrini kapatmak istiyor bunun için de bu tür forumları bir yol olarak görüyor. Açıkçası ben de bunun bir yol olduğunu bu yüzden de önem taşıdığını düşünüyorum.
Bana göre böyle forumların RTÜK tarafından izlenmesi ve aylık raporlar çıkarılması gerek. Hatta daha ileri gidilerek televizyon kanalları eleştirileri forumları bile kurulmalıdır. Sadece diziler değil tüm programların izleyiciler tarafından bu tür forumlar çatısında eleştirilmesi gereklidir bu yüzden bu forumlar gereklidir ve kurulmalıdır bana göre.
Hani bilirsiniz hep tartışma programlarında izleyici suçlanır “izlemesinler efendim” denir. Arz talepten doğan bir yaklaşım sergilenir.
Oysaki gerçek şudur izleyici ses veremediği için hep bir birinin benzeri olan yapımları dayatma ile izlemektedir. Bu yapımların çoğu da sistemin, postmodern yaklaşımın bir ürünü olduğu için yozlaşmaya çanak tutarak birbirinin benzeri yapımlarla toplumu zehirlemiştir, zehirlemeye devam etmektedir. İşte şimdi kurulan bu forumlarla izleyici sesini duyurmaya çalışmaktadır. Şimdiye kadar duyuramadığı kadar yapıcılıkla, şimdiye kadar duyuramadığı kadar özlemle.
Ne var ki izleyicinin bu forumları çok sevmiş olduğu kadar dizi yapımcıları aynı oranda bu forumları sevmemiştir. Kendilerine müdahale olarak görmüş ya da düzenin bozulmasından duydukları korkuyla alışık olmadıkları bu seslere karşı tepki vermeye başlamışlardır.
Dünyanın birçok yerinde bu tür forumlarla değil gerçek zeminde yapılan bu yaptırımlar bizde daha henüz yaptırım özelliğine sahip değilken bile birilerini daha şimdiden rahatsız etmeye başlamıştır. Bunu örnekler üzerinde anlatırsam sanırım daha iyi anlaşılmış oluruz.
Yazımın başında gelen okuyucu emailerinden bahsetmiştim. Bu emailler bir dizi sitesinin izleyicilerinden gelen emaillerdir. Konunun gelişimi aynen şu şekilde olduğunu anlatmaktaydı email gönderen okuyucularım. Ben de sizlere onların bana aktardığı şekilde geçiyorum olayı.
Sıla Dizisi yapımcısı Gül Oğuz tarafından yine aynı adı taşıyan kişisel web sitesi olan sila.gen.tr üyelerine yani Sıla Dizisi izleyicisine sete girme yasağı getirilmiştir iddiaya göre. Ve yine iddiaya göre başka bir site üyeleri bir sanatçı için kurulmuş sadece hayranlarından oluşmuş kişisel bir fan sitesi tarafından Mardin ziyaretine hem sanatçıyı görmek hem de ekiple tanışmak için gidilmiş. Ziyarete giden bu kişilere Gül Oğuz sözde “sila.gen.tr üyeleri dışında herkes bu sete girebilir onlar giremez” demiş. Ziyarete giden bu kişilerse kendilerinin sanatçı için kurmuş oldukları sitelerinde dizinin yapımcısı Gül Oğuz tarafından söylendiği iddia edilerek yazmış ve duyurulmuştur. Yani “siz girebilirsiniz çünkü sila.gen.tr üyesi değilsiniz olsaydınız sizde girmezdiniz setimize” demek istenmiş.
Bu konuyu iki yönden incelemek istiyorum ben.
Sıla Dizisi sitesi sila.gen.tr gibi birçok kişisel Sıla Dizisi sitesi vardır. Her sitede de dizi tartışılmaktadır. Ancak bu siteyi diğerlerinden ayıran daha bilinçli bir izleyici kesiminin olması, daha objektif olması ve seviyeli bir tartışma ortamı yaratıyor olmalarıdır. Bu fikre nereden vardığıma gelince hemen hemen tüm televizyon dizi sitelerini mercek altına alıp uzun zamandan beri takip etmekteyim yazılan yorumları okuyarak gerçekten izleyici nerede ne istiyor, izlediği diziyi niçin izliyor, ne bekliyor anlamaya çalışmaktayım. Bu yüzden bu oluşumlar üzerinde yaptığım gözlemlere dayanarak bunu rahatlıkla söyleyebilir ve iddia edebilirim sila.gen.tr’nin farklı olduğu adına. Tabii bu şu an konu Sıla Dizisi olduğu için söylediğim bir sitedir diğer diziler arasında da gerçekten seviyeli tartışmaların yaşandığı farklı siteler mevcuttur ayrıca.
Gelelim konumuza. Bu sitenin izleyicilerine gerçekten yasak konulmuş mudur?
Konulmuşsa neden yasak konulmuştur?
Seviyeli tartıştıkları için mi?
Dizinin konusundan uzaklaştığını dile getirdikleri için mi?
Objektif olarak dizi içerisinde olan hataları dile getirdikleri için mi?
Bilinçli bir izleyici kesimi oldukları için mi?
Zaman içinde otorite olabilme sinyallerini verdikleri için mi?
Cahil, cühela olmadıkları için mi?
Yoksa bir şeylerin değişime uğratmaya çalışmalarından dolayı sila.gen.tr izleyicisinden korkulduğu için mi?
Peki, izleyici beğendiğini söylediği gibi beğenmediğini söyleme hakkına sahip değil midir?
Sırf beğenmedikleri yerleri söyledikleri için izleyiciye yasak konabilir mi?
Bu sen beyazsın, sen zenci demekle eşit değil midir?
Şimdi şöyle düşünelim bugün Mardin’e es kaza yolunuz düştü ya da her hangi bir dizinin çekim yapıldığı alana tesadüfen düştünüz ve seti ziyaret etmek istediniz. Daha adımınızı atarken hangi sitenin üyesisin giremezsin mi denilecek ya da yakanızda alnınızda üye olduğunuz forumun linkimi yazılı ki anlaşılacak durun girmeyin ya da girin denilecek.
Örneğin Binbir Gece’de Onur Aksal karakterinin durup dururken eski Yeşilçam filmleri karakterine büründürülerek ortaya bir çocuğunun çıkarılması konusunu eleştiren izleyiciye dizinin yapımcısı sen şu sitedensin gelmeyin mi diyecek?
Ya da Yaprak Dökümünün Ferhunde’sini, Nejla’sını eleştiren izleyiciye ambargomu konulacak?
Size de tuhaf geldi değil mi?
Olay ne kadar doğrudur gerçektir bilemem bildiğim şey bu duyum üzerine bana gelen emailde anlatıldığı kadarı ile ve sitelerinde dile getirdikleri kadarı ile sila.gen.tr üyeleri bu söylenen iddiayı sorgulamak ve kendilerine açıklama yapılması için Gül Oğuz’un kendisine faks yollamış cevap beklemişlerdir. Faks Gül Oğuz’un bizzat eline geçtiği halde birkaç gün geçmesine rağmen konu açıklık kazanmamıştır. Most yapımsa set ziyaretine gitmek için telefonla randevu alanlara direk hangi sitedensiniz sorusunu sormaktadır. Buda ilginç bir diğer yaklaşımdır.
Konunun bu yönü böyle dursun bir diğer yönüne gelelim. Gül Oğuz gibi yıllarını sosyal projelere adamış bir insanın böyle talihsiz bir söylemi başka sitenin çatısında olan bir izleyiciyle düşünüyor dahi olsa dile getirmesi, paylaşması mümkün müdür?
Ya da gerçekten söyledi ise hemen dedikodu amaçlı bir forum çatısına taşınarak dillendirilmesi mi gerekir, bu yaklaşım ne kadar etiktir?
Açıkçası ben bir profesyonelin böyle bir söylemi dile getirebileceğine inanmak istemiyorum, böyle olmadığını umut ediyorum. Hiçbir yapımcının da böyle bir şey yapacağına inanmıyor, inanmak istemiyorum.
Bu paylaşım diyelim şaka ile karışık oldu peki o sitenin bunu hemen yemeden içmeden kendi sitelerinde yazması ne kadar etiktir?
Söylenmiş ya da söylenmemiş bir şeyi sırf rekabet adı altında dillendirerek saygın bir yönetmenin adını kullanmaları ne kadar etiktir?
Üstelik bir dizi sitesi bile olmayan bu sitenin yaptığı Sıla Dizisi izleyicilerini ve diziyi yıpratmaz mı?
Ve fanları oldukları sanatçıyı da zor duruma sokmaz mı?
Sözü edilen bu fan sitesini inceledim. Açıkçası bu fan sitesinin adını vermek istemiyorum hem sanatçı için hem de çok seviyeli bir site olduğunu düşünmediğim için reklâmlarını yapmak istemiyorum bu yüzden de adını vermek istemiyorum bu fan sitesinin. İyi ya da kötü bir bayanın aşırı hayranlığının tekeline girmiş neredeyse o sanatçı için sadece bana aittir yaklaşımı bulduğum bu fan sitesini ve bunun gibi siteleri kontrol altına almak gerek görüşündeyim bunun neden gerekli olduğunu da ayrıca açıklayacağım.
Bu tür olaylar sadece diziler içinde geçerli değildir. Gözlemlerime düşmüş birkaç notu sizlerle paylaşmak istiyorum konunun ciddiyetini daha iyi anlamak ve bu tür fan sitelerinin neden kontrol altına alınmasının gerektiğini görmek adına.
Sanatçı adına kurulmuş fan sitelerini bilirsiniz onlardan biri hayran oldukları sanatçının ziyaretine gitmiş. Sanatçıyı ziyaretleri sırasında bazı çekimler yapılmış amatörce hayranlar tarafından ve bu çekim sanatçıya bile sorulmadan youtubeye atılmış. Çekimi youtubede görünce kulaklarıma inanamadım. Bu sanatçımız izleyicilerinin samimiyetine güvenerek çok rahat bir sohbette bulunduğu için ağzından çıkan kelimeler aynen çekilip youtubeye atılmış. Sözde bu kişiler sanatçının hayranları ve onun adına kurdukları sitede onu yüceltiyorlar. Sanatçıyı tanımasam genelde patavatsız, nerede ne konuşacağını bilmeyen biri olarak düşüneceğim, ama ya tanımayanlar onlar ne düşünürler?
Yine başka bir fan sitesinde sırf dedikodu amaçlı bir sanatçının gizlice evlenip çocuğu olduğu yönünde söylemler yazıldı. Olayın gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığı için de hemen aynı gün yazılanlar o site tarafından kaldırıldı.
Bir başka olayda da bir sanatçımız hayranlarından biri ile samimi bir soruya email aracılığı ile samimi bir şekilde cevap vermiş ve o hayranı özel olan bu emaili özelliğine saygısızlık ederek sanatçı için kurdukları fan sitesinde yayınlamıştır.
Bu olayların etikliği konusunda ki tartışmayı sizlerin yorumlarına bırakıyorum.
Ben bir magazin gazetecisi olmadığım için bu konular üzerinde sadece okur olarak kalmayı tercih ediyorum olayların toplumsal yaralarına bakmaya çalışarak sizlere aktarmaya çalışıyorum. Bugün bile olayları anlatırken olaya sebep olan siteleri ve olayın içine sokulan sanatçıların adını vermiyorum. Beni bağlayan yanı bir gazeteci olarak magazin yanı değildir çünkü. Oysa magazin basını olsaydı bunları çok güzel ıdısına dısına kadar işlerdi.
Henüz magazin basının tam keşfetmediği bu fan siteleri bir gün keşfedilirlerse sözde fanları oldukları sanatçılarını ne tür sorunlarla baş başa bırakacaklarının farkında değiller. Bu son olayda bir fan sitesinin yazdığı bir söylem olarak bir yönetmeni izleyicisiyle karşı karşıya getirmiştir.
Bunlardan yola çıkarak şimdi soruyorum;
Sanatçılar için kurulmuş fan siteleri kişisel özellik taşıyabilir mi?
Kişiler bir sanatçı adına site kurarak dilediklerini yazabilirler mi?
Gerçekliği hakkında kimler ne diyebilir?
Bu sitelerin kişisel olması kuran kişinin hastalıklı yaklaşımlarının önüne ne oranda engel koyabilir?
Öyle ya bir sanatçıya hastalık derecesinde hayranlık duyan bir kişi kendi egoları oranında hayallerini kurgulayarak bunu forumlarda dile getirince kim önüne geçebilir?
Gerçekliğini kim sorgular?
O sanatçı bu söylemlerle hırpalandığı taktirde buna kim dur diyebilir?
Bütün bu sorular uzar gider. Söylemem o ki internet çağının önemini gerek yapımcılar, gerek RTÜK gerekse sanatçı menejerleri iyi algılamalıdırlar.
Yapımcılar iyi algılamalıdırlar çünkü yapmış oldukları yapımların ölçüsü artık reytinglerle belirlenmiyor. Kurulmuş olan dizi forumları altında enine boyuna tartışılıyor. Yapımcıların iyi birer ekip kurarak bu siteleri incelemeleri ve bölümler hakkında yapılan yorumları ciddiye almaları gerekmektedir. Bu hem dizilerin reytinglerinin yükselişi için fayda sağlar hem de izleyicinin isteklerinin gerçekte hangi yönde olduğunun göstergesi anlamına gelir ve gelecek bölümlerde ve yeni yapımlarda aynı hatalar yapılmamış olunur. Ve hepsinden önemlisi bu sitelerle barışık olmayı becerebilmelidir yapımcılar.
RTÜK bu forumları iyi algılamalıdır çünkü artık izleyici ne istediğini bu forumlarda dile getirmektedir. Bunun için RTÜK bu forumları mercek altına alan ciddi bir ekip kurmalıdır, izleyici ne istiyor, neden şikâyetçi, kendilerini korkutan gerçekler nelerdir, neleri istemiyor bunları iyi algılamalı ve ona göre ayrıtına vararak izleyici yaptırımları uygulamalıdır diziler üzerinde.
Menejerlerin bu forumları iyi algılaması gerekir çünkü menejerliklerini yaptıkları sanatçılar her an yıpratılma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar yalan söylemlerle. Menerjerlerin bu forumları takip eden bir ekip oluşturması gerekir kendi sanatçıları hakkında oturdukları yerden yapılan söylemlerin bir gün gerçekten magazin basının radarlarına girmesi kendi sanatçılarını zor duruma sokacaktır. Ayrıca sadece bu forumlar değil youtubeyi de takip etmek zorundadırlar. Her hangi bir izleyicinin çektiği amatör ama bir o kadar tehlikeli videoların her an her alana yayılmasının önüne geçmek adına. Bu fan sitelerinin kurulabilip kurulamaması hakkında da sanatçının ciddi önlemler alması gerekmektir.
Dizi siteleri diziyi bağlar dizi biter site kapanır ama sanatçılar için iş daha ciddidir tüm sanat yaşamını etkiler.
Özetle artık internet üzerinden kurulmuş bu forumları kulak arkası yapmak gerçeklerden kaçmak demektir. Bu forumlar artık kaçınılmazdır gerçektir. Şuna inanıyorum ki dizi siteleri için kurulan forumlar bir gün Realleşerek gerçek izleyici platformlarına dönüşecektir. Daha denetleyici hal alacaktır. Bu kaçınılmazdır. Bu gerçeğin farkına bir an önce varılması yapımcılarında önünü açar.
Gelelim olayımıza Gül Oğuz bunları söylemiş midir, söylememiş midir? Aslında söylenmesinin ya da söylenmemesinin bu saatten sonra pekte önemi yoktur. Her iki tarafta yaşanılan olayın üzüntüsünü yaşamaktadır.
Sila.gen.tr üyeleri yani Sıla dizisi izleyicileri üzgündür. Değer verdikleri bir dizinin yapımcısı tarafından bu şekilde yaşadıkları bir olayın açıklamasını alamamak onları hem şaşırtmış hem de üzmüştür. Emek verdikleri bir dizinin karşılığında bunu yaşamış olmayı kabullenmemektedirler haklı olarak.
Gül Oğuz’un da üzgün olduğunu düşünüyorum adının şaka yollu ya da gerçek olarak söyleyip belki de hiç söylemediği bir olaya karışıp bazı forumlarda dillendirilip izleyicisi ile karşı karşıya getirilmiş olması kendisini üzmüştür diye düşünüyorum. O halde gelen faksa niçin cevap vermekten kaçınmıştırı düşünmek istemiyorum bu olayın gerçek olmamasını umuyorum hiçbir yönetmen ve yapımcıyla izleyicinin bu şekilde karşı karşıya gelmemesini diliyorum.
Dilerim kısa zamanda olay çözülür Gül Oğuz izleyicilerinin gönlünü alır. Kalınan yerden yola devam edilir. Kalınmayanlarda silinir gider….