Doğa cenneti Artvin

Kıvrımlar çizerek akan çoruh nehri, kıvrılarak giden bir yola dönüşür yol boyunca. Bir vadiki sonsuzmuş gibi, sonsuz bir cennet. Cenneti tasvir edenler bu vadiyi görmemişlerdir. Yoksa düzlüklere değil hırçın bir doğaya yazılırdı cennet.

Yolun bitmeyen bir noktasında, köprü başında; “doğa cenneti artvin’e hoşgeldiniz” yazısı karşılar sizi. Artvin yoktur ortalıkta, görünen lif levha fabrikasıdır. Şehrin tek sanayi tesisi...

Yol kıvrılarak ilerler, yolda tek tük gibi görünen evlere rastlarsınız. Sonsuz bir yüksekliğe doğru gidiyormuş hissi uyanır içinizde. Bu yol sizi bir kente değil bir yaşama götürür. Benim tanımlamamla döne döne yukarı doğru giderken tanrıya 5 km kala vardığınız il artvindir.

Kent merkezine vardığınızda tek kıvrımlı yol tek cadde olur. Adı mecburiyet caddesidir. Son bir gayretle açılmıştır ikinci cadde adı veresiye caddesi.ay başında bakkala, kasaba, manava hesabı takanların kullandığı cadde.

Caddeleri olmayan kaç kent varki gördüğünüz. Kaybolmuşluk yoktur o yüzden bu kentte.

Yol hep sizi dolanı dolanı götürür, en keskin virajlarla, en dar sokaklarla, bazen merdiven olur sokaklar, kaç şehrin sokakları merdivendir.

Köprüler asmadır. Her bir santimetrekaresinde insan emeğinin zerafeti yatar. Dağları el değmemiştir, adem evelinden beri. Herdem yeşil, sarı, mavi, turuncu, kızıl, turkuaz tabiatın tüm renklerinde.keşfedilmemiş gölleri,, kasabaları, ormanları ile bakir ve sonsuz yeşil bir yaşamdır.

Kafkasörü bir başka güzel, her yıl şenliklidir boğa güreşleri ile. Suyu rakıya buzsuz konur, buz ılık kalır sovuğunda suyunun.

Tüm zamanlarda süzülen bir insan sıcağıdır oysa artvin. Sizi sonsuz bir sıcakla kucaklar tüm konukseverliği ile. Kendinizi kayberdsiniz bu kentin sıcağında. Küçücük, şirin, sıca bir kenttir. Efkardan aşağılar çoruha bakınca, efkar dağıtırsınız. Yollar sanki yanyana dizilidir ve s kıvrımında. Çoruh kıvrılarak akar lif levha fabrikasını yalayarak. Şavşat’ın efkar tepesidir romanlara konu olan. Geniş bir yeşilin maviye bulandığı bir ufuk çizgisidir baktığınız. Kara gölün de muhteşem manzara eşliğinde, sazan balıklarıyla ziyafet çekilir.

Borçka daracık bir vadide çoruhun iki tarafına dizilmiştir.murgul ormanları hüzünlü. Bakır işletmesinin hoyratlığına kurban. Kızıla çalan yanık rengidir. İçiniz acır.

Borçkadan karadenize yol alırken cankurtaran geçidini aşarsanız hopa ve arhavi yan yana iki inci tanesi gibi dizili karadenize nazır. Karadenizin hırçın dalgalarıyla kucaklaşır iki kasaba. Yeşil aniden mavi olur, mavi ise hep hırçın olur buralarda.

Yusufeli meyve cennetidir dingin bir yaşam barındırır sakinliğinde. El değmemiş doğası tüm renkleri ile muhteşemdir. Asla kendizi alamazsınız renk cümbüşünden. Ardanuç en düz olanıdır kasabaların. Fakat gördüğünüz konya ovası düzlüğü değil tepeleri olan asla düz olamayan bir kasabadır. Eğimli bir arazinin yer yer hırçın olmayan hali. Dağlardan süzülen tüm sular sonunda çoruh ta buluşur. Tüm derelerinde alabalık yaşar lezzetli.

Atabarı tüm artvinlilerin bildiği oyundur. Zengin folkloru ve harabe haline gelen tarihi yapılar ilginizi çekebilir.

Kentlerin boğucu kirliliğinde kaçmak için muhteşem bir fırsattır artvin. Rafting yapanların en zevkli parkuru. Bu doğa baraj altında kalmadan son bir kez sizde ziyaret edin yoksa çok şey kaçıracaksınız.

Görmeden dönmeyin;

Ağgöl, arsiyan gölleri,borçka karagöl, şavşat karagöl, cehennem dersi kanyonu, çoruh vadisi, hatila vadisi, ardanuç kalesi, livane kalesi, şavşat kalesi, (diğer 20 küsur kale harabe haldedir genellikle), bağcılar manastırı, barhal kilisesi, bulanık manastırı, cevizli manastırı, hamamlı manastırı, kaçkal manastırı, porta manastırı, tekkale manastırı, ibrikli kilisesi, beyazsu yaylası, kafkasör yaylası, kaçkar yaylası, bilbilan yaylası, mersivan yaylası, sahara yaylası, eren köy camisi, kemalpaşa kilise camii, demirkent camii,

Yemeden dönmeyin;

Hinkal, garşo, gaviçi, su böreği, çimur, kete, çadi, silor, bişi, çinçar, motrella, cağ döneri, kuymak, küme, şoti baklava, kabak tatlısı.

Konaklama; konaklama için yeterli tesis mevcuttur.