Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Doğa ve Şiir

Doğa ve Şiir
 

Dünyaya bir midye kabuğunun aralığından bakmak nasıl bir duygudur? Ve nasıl görünür dünya o daracık aralıktan? Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinlerken neler duymuştur şairimiz? Ve çiçeklenmiş bir ağaç gördüğümüzde hangimiz Orhan Veli kadar seviniriz?
"Deli eder insanı bu dünya
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku
Bu tepeden tırnağa çiçek açan ağaç."

Doğa şiiri yazmak aşk şiiri yazmak gibidir. Hissetmeden yazamazsınız! İçinde onunla yaşamanız, ona aşık olmanız gerekir. Bulutların hüznünü, bir tohumun çatlarken çıkardığı sesi, ağaçların bilgeliğini, telaşlı bir karıncanın ayak seslerini duyduğunuzda ruhunuzu saran büyü şiir olur dökülür satırlara.
"Dört nala haberci ilk yazdan / Aşağıdan,inceden,beyazdan
Dumanı tüten sıcak tohum / Dolan kara toprağı dolan / Ulaş yer yüzüne ak tohum.
"
(...)
"Önce yeşil yeşil bak tohum / Sonra sarı sarı gülümse."
(...)
"Kim bilecek ...kapalı kutu / Ama bulut yağmur bulutu
Gelir kararır neredeyse / Tohum altta nefes nefese / Kulağı gök gürültüsünde."
(1)

Yükseklerden bakıldığında vadinin derinliğinde, ağaçların, çalıların ardında sessizce akan suyu göremezsiniz. Tıpkı bazı insanlara baktığınızda onları göremediğiniz gibi... Görünmez değillerdir elbet! Ama "saklı"dırlar.
"Anla sıkıntımı geç git dost / Nedendir sorma
Gür bitkiler altında benim için akar / Alıngan,onurlu / İstemez görsünler, saklı su."
(2)

Bazı şiirlerde doğa nerede biter, aşk nerede başlar bilinmez. İkisi birbirinin içindedir. Şair, aşkını mı yazmış, doğayı mı anlatmış anlayamazsınız.
(...)
"Benim doğduğum köylerde /Ceviz ağaçları yoktu
Bu yüzden serinliğe hasretim / Okşa biraz!"

"Benim doğduğum köylerde / Buğday tarlaları yoktu
Dağıt saçlarını bebek / Savur biraz!"
(3)
(...)

Doğa ve şiir denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biridir Ahmet Muhip Dıranas. Kederleri lavanta çiçeği kokar, ihtiyar ağaçlı kuytu bahçelerden seslenir, sevdiği kadın bazen bir yapraktır bazen bir rüzgar... Fahriye Abla' nın penceresinde yaz, kış yeşil bir saksı ıtır ve bahçesinde akasyalar... Ve belki de bence en güzel şiiri Serenad:
"Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi
İşte mevsim gibi geldim kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ."

"Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimlerden şarkılar getirdim sana."


Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak
Senin için dallardan süzülen ıtır
Senin için yasemin,karanfil, zambak..."

"Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler
Düşen bir öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher."
(...)

"İçeri" de en çok özlenen elbette dışarısıdır. Dışarısı, alabildiğine gökyüzüdür.Ağaçlardır,çiçeklerdir, denizdir, buluttur... Yalınayak dolaşmaktır kumlarda, bir ağaç gölgesinde oturmaktır, martıların, kırlangıçların çığlığıdır... Kısaca özgürlüktür dışarısı. Ve tüm duygular daha yoğun yaşanır içeride. Gece bir türlü sabah olmayı bilmez.
"Akşam erken iner mapusaneye
İner yedi kol demiri
Yedi kapıya
Birden ağlamaklı olur bahçe
Karşıda duvar dibinde
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe..." (4)
(...)
Oysa, yedi kapıya inen yedi kol demiri Ahmed Arif'in yüreğine kilit vuramaz. O, ruhuyla dışarıda yaşar.
(...)
"Şafakları ben balığa çıkarım /Akan, akmayan sularda
Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden / Bir bahar akşamı bu dünyada
Ben dört duvar arasında değilim/ Pirinçte, pamukta ve tütündeyim
Karacadağ, Çukurova ve Cibalide." (5)

Dışarısını özler de sevdiğini özlemez mi insan? İkisini bir arada aynı dizelerde buluşturmak bir ustalıktır:
(...)
"Ard arda kaç zemheri / Kurt uyur, kuş uyur,zindan uyurdu
Dışarıda gürül gürül akan bir dünya... / Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar /Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım/ Bir o yana / Bir bu yana..."
(...)
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin / Yitirmiş öpücükleri
Payı yok, apansız inen akşamdan / Bir kadeh,bir cigara,dalıp gidene
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır / Üşüyorum, kapama gözlerini..." (6)



Alıntılar:
1- Melih Cevdet Anday/ Tohum
2- Behçet Necatigil / Saklı Su
3- Cahit Külebi / Hikaye
4- Ahmed Arif / Akşam Erken İner Mapusaneye
5- " " / Yalnız Değiliz
6- " " / Hasretinden Prangalar Eskittim


 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..