- Kategori
- Doğal Hayat
DOĞADA ,BEN VE O
İnsan bazen kafa dinlemek ister, bazen bir dere kenarında, bazen bir ormanda, bazende rastgele deniz kenarı, aklınıza neresi gelirse. Bazen yanına çayını alır, bazen kitabını, bazende iki bira.
Küçük ölçekli şehirlerde bu daha kolaydır. Şehir merkezinden 25-30 km uzaklıkta yarım saat içinde ulaşabileceğiniz bir sürü yer vardır.
Bazen o dediğimiz yerde bulutların üzerinde olursun bazende sanki balıklarla beraber denizin içinde. Kuş sesleri müzik dinletisi gibi gelir, dalga sesi dinlendirir.
Bir yıldan beridir tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de pandemik salgınla yaşamaya başladık. Zaman zaman çeşitli kısıtlamalar hepimizi yordu. Bazen kendi sağlımızı unutur hale geldik dört duvar arasında.
Ancak yinede aklı selim olarak kişisel tedbirlerimizi alarak da olsa hayatımızı devam ettiriyoruz.
Yasaklardan fırsat buldukça işte o kafa dinlemeyede vakit ayırıyoruz. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum. Sağlık personeli olduğumuz için bu sene neredeyse doğru dürüst izin yapamadık, dinlenme fırsatı olmadı. Maalesef vatandaşlarımız rahat bir şekilde gezerken bizler azalmayan vakalar nedeni ile bir türlü rahatlayamadık.
Bulunduğum şehir orman denizi denilebilecek bir yer, Karabük’ten bahsediyorum. Hani şu fabrikalar kuran Demirçelik Fabrikasının olduğu, Cumhuriyet kenti Karabük.
Dışarıdan gelenler bu şehirde ne var derken haklılar, çünkü sadece Safranbolu’yu biliyorlar. Hâlbuki Eskipazar ilçesinde Hadrianapolis antik kentini bilmezler, Eflâni ilçesinin göletlerini, Safranbolu’da bulunan kanyonlarıda bilmezler. Yenice ilçesi ormanları hele. Ve buralardaki yaylaları, göletleri de.
İşte böyle bir coğrafyada Karabük ili Safranbolu ilçesi sınırlarında bulunan Sarıçiçek yaylası ve göleti yaz kış kafa dinleyebileceğiniz güzel yerlerden bir tanesi.
Yaklaşık yükseklik 1200 metrede bulunan gölet yazın serinlik, kışında görsellik isteyenler için muhteşem bir yer. Aynı zamanda çeşitli yabanıl hayata da ev sahipli yapmaktadır. Bizde iki arkadaş buraya bir çıkalım dedik. Ekmek arası köftemiz, yanına da meşrubat. Kamp sandalyelerimizi koyduk göletin yanına. Tam o anda da hafiften kar atmaya başladı. Kar kokusu, orman kokusu birbirine karıştı sanki. Allahtan birazda sağlam giyinmiştik, ne de olsa kışın tam ortasındaydık. Karnımızı doyurduktan sonra göletin etrafında dolandık, kuş seslerini dinledik. Hele o rüzgârın sesi, bazen insanın içini ürpertmiyor değil. Gün geceye dönmeye başlarken bizde yavaş yavaş toparlandık ve artık bu güzel manzaralı yerden ayrıldık. Sizlerde yolunuz düşerse bence bir uğrayın derim.
Dedim ya, ya kitabınızı alın yanınıza ya da çayınızı, biranızı. Canınız ne istiyorsa. Ya da kendinizi atın orman denizinin içine, aman dikkat ha. Yaban hayatı olduğunuda unutmayın.