Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '06

 
Kategori
Felsefe
 

Doğru rakamları yerleştirmek

Doğru rakamları yerleştirmek
 

Uzun süredir o masanın başında. Kafasını kaldırmadan, pür dikkat önündeki gazeteye bir şeyler yazıyor. Ne yaptığını sorduğumda "Sudoku" diyor. O da bu fırtınaya kapılanlardan demek ki. Nasıl da kopmuş görünüyor hayattan. 9 kutuluk bir kare içine tıkıştırmaya çalıştığı rakamlar alıp koparmış onu etraftan. Tam oldu derken minik bir hata yaptığını görüyor. Oflayarak kafasını kaldırıp, başını geriye atıyor. Gözleri gökyüzünde ama beyninin gözleri hala o rakamlara bakıyor. "Neden bu kadar önemli?" diye soruyorum, "Çünkü bunu yapabilirim." diyor. Gülümseyerek başımı sallıyorum. Onun onlarca ihtimal içinden doğru olanı bulacağına olan inancı beni sevgiyle gülümsetiyor.

"Denemek ister misin?" diyor. Elimle hayır işareti yapıp kitabıma dönüyorum. Ama aklım kitabın sayfalarına bakan gözlerimle uyum içinde çalışmayı redediyor. O çoktan başka mecralara kaçıp gitmiş bile. Beni de peşinden sürüklüyor. Sudoku konusunun izinden gidiyoruz birlikte. Ama sudokuyu sadece bir bulmaca olmaktan çıkarıp başka bir şeylerle harmanlıyoruz.Hayata eşitliyoruz en basitinden.

Kafamı kaldırıp sudokunun üzerine kapanmış ve kendini rakamlar içinde kaybetmiş adama bakıyorum. Hala kutucuklara doğru rakamları yerleştirmeye çalışıyor. Her rakamı bir kez yazmak zorunda. Kural bu. Aynı rakamdan iki kez yazmamak için tüm dikkatini yoğunlaştırmış. Doğru olanını bulacağına inanıyor. Tıpkı tüm insanların mutluluk, aşk, huzuru milyarlarca ihtimal içinden çekip çıkaracağına ve doğru kutulara yerleştireceğine inanması gibi o da çözümü bulacağına inanıyor.

Sudoku hayata olan tavrımıza ne de çok benziyor. Doğru rakamları doğru karelere yerleştirmek zorunda hissediyoruz kendimizi. Çözümü bulacağımıza eminiz ve bu umutla saatler akıp gidiyor. Kurallar konmuş ve o kuralların dışına çıktığımız vakit her taş yerinden oynuyor. Her kare kendine ait olmayan bir rakamı taşıyor ve baştan başlaman gerekiyor. Saatlerini harcadığın ve emekle yorularak yerleştirdiğin rakamların aslında hiç de oraya ait olmadıklarını görüyorsun. Saatler geçmiş oluyor ama sen bulmacanın üzerindeki silgi izleriyle o bomboş karelere bakıp kalıyorsun. Yeniden başlaman gerekiyor, kendinde yeniden başlayacak gücü bulman gerekiyor. Galiba bulmacanın başına oturmadan önce aklına şunu yerleştirmen gerekiyor öncelikle "Deneyeceğim. Olmazsa tekrar deneyeceğim. Çünkü bunu yapabileceğimi biliyorum." Tek önemli olan bakış açın. Başlıyorsun, olursa oluyor olmazsa yeniden başlıyorsun, sıfırdan. Başlıyorsun olmazsa bir kenara fırlatıp atıyorsun ama içinde bir tırnak izi bırakıyor yapamamış, becerememiş olmak. Başlıyor, yapamıyor, bir kenara atıyor ve bir süre sonra tekrar gelip deniyorsun ya da. Hangisini seçeceğin sana kalmış.

"Sonunda yaptım" diyor. Başımı kaldırıp gülümsüyorum. Elinde silinmekten yıpranmış gazete parçası, yorgun ama gülümseyerek bakıyor. "Yapabileceğimi biliyordum."

Resmin Kaynağı:http://www.ulu.co.uk/coffee/assets/sudoku-not-reg.jpg

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..