- Kategori
- Güncel
Doğru yerde durabilmek!

“İnsan hakları” denilip duruluyor, beş cümlemizden birini insanlığımız ve haklarımız, pardon, uğradığımız haksızlıklar dolduruyor, her birimiz ufacık bürokratik bir işlemden sonra çılgına dönüyor, var olan sistemi eleştirmiyor muyuz, asgari ücret karşısında celallenmiyor, hastanelerde sıkıntılar çekmiyor muyuz?
“Yok canım, daha neler!” diyenler var mıdır bu noktaya kadar, bilemiyorum, tecavüzler, tecavüzcülere indirimler, kol kanat germeler…
Okula gönderilmeyen çocuklar, tartaklanarak, dövülüp, sövülerek eğitilmek istenen çocuklar, gençler ve dahi kadınlar!...
Çocuk esirgeme yurtlarındaki çocuklar gayet iyi durumda diyebilir miyiz, örneğin?
Ben diyemem!
Bir çoğumuz bu sıkıntılarımızı ifade ediyoruz, bir çok gazete ve televizyon haber de yapıyor, sonuçta ne elde ediliyor?
Üzerine bir avuç kum atıldı mı işlem tamamdır!
Bir Ergenekon, bir Üzmez, hop gündem sihirli değnek değmişçesine değişiverdi!
Ülke vatandaşı olarak bizler önemsenmiyoruz, fikirlerimiz, görüşlerimiz de keza, farklı düşünenimiz varsa, lütfen yüreğimize serin sular serpecek örneklerini versin!
Hal böyleyken, York Düşesi Sarah Ferguson Saray Engelliler Yurdu’nda “gizlice” çekim yapmış…
Neymiş, niye gizlice yapmış?
Nedeni bizi küçük düşürmek miymiş?
AB konusunda bir komplo amaçlı mıymış?
Arkadaşlar, taze süte bayat denmiyor ki!
Biz bilmiyor muyuz neyin ne olduğunu, vatandaş olarak cıks cıks lamıyor muyuz?
Elimiz kanadımız bağlı değil mi, hani hangi birimizin tepkisi birilerini iyileştirme yolunda tetikleyebilir ki ve hangi biri insan hakları diyerek bizi hoş görebilir ki?
Bizim gücümüzün yetemediğini, sesimizin iletemediğini kadın dile getirmiş!
“Gizlice” girmiş, lütfen açık olalım, karyolalardaki bağcıkları görmedik mi? Bu görüntüyü kim sunmak ister ki? Allah bilir, orada görev yapanların da bin bir sıkıntısı vardır, içlerini boşaltacak merci ararken, işlerinden olma kaygılarıyla, lütfen, elinizi vicdanınıza koyun, müdürlerinin, ilgili bakanlığın haberi ve onayı olmadan kimi içeriye davet etme cesareti gösterebilirler ki!
Göstermelik eldivenlerin beyazlığını gördüm ekranda, çekimin gündeme gelmesinden sonra takıldıklarını tahmin etmek zor değil gerçi ama öyle bir ortamda bu kadar beyaz ve çocukların ellerinde eğreti durmalarından, çocukların dahi yabancı bir nesneyi algılama çabalarıyla habire eldivenlerine odaklanmalarından tahminin ötesinde bir gerçek ile karşı karşıya olduğumuzu gözlemledim!
Doğru yerde durmayı becerebilmek gerek!
Kadın kötü mü yaptı, bizim beceremediğimizi becerdi, dinletemediğimizi dinletti!
Türkiye İngiltere karşısında değil, kendi ülke vatandaşları arasında küçük düşmemeyi keşke becerseydi!
Küçük düşmek durumunda kalmamış olsaydı, mesela, keşke…
Keşke, bilmem neredeki kadın yerine, yetkili birileri üzülseydi bu çocukların haline!
Keşke dikkate alınıyor olsaydı görüşlerimiz, koltuklar kadar değerli olabilseydik her birimiz, ki, o koltuklara taşıyan kişiler bizleriz!
Durduğumuz yerin doğruluğunu, doğru bulduğumuz yerde de durmayı bilmeliyiz!
Gülgün Karaoğlu
Kasım,08/08