Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '09

 
Kategori
Dünya
 

Doğu Türkistan'da yaşanan acı Olaylar ve Çin

Doğu Türkistan'da yaşanan acı Olaylar ve Çin
 

Sincan Özerk bölgesi.


Son günlerde tüm dünyanın bir anda gözlerini Çin'in Sincan Özerk bölgesine çevirmesine neden olan olayların başlamasından bugüne 1 haftayı geride bıraktik. Ülkemiz açısından ele alırsak bizimle kan bağları bulunan ve ortak tarihi değerlere sahip olduğumuz Uygurların yaşadığı bu acı olayları Türksam olarak değerlendirmek istiyoruz.

Ne yazık ki ülkemizde gerekli derecede yapılamayan Çin araştırmaları neticesince bu bölgeye ve Çin siyasetine Türkiye olarak gereken önemi bir türlü gösteremiyoruz. Türkiye’de Çin siyaseti konularında etkili derecede hakim olan kişilerin sayısı üzülerek yazıyorum bir elin parmaklarını geçmiyor. Böyle olunca da bölgede yaşanan her türlü olayı yorumlarkan birçok hata içine düşüyoruz.

Ben kalemimin ve bilgimin yettiği ölçüde bu önemli konuya eğilerek sizlere Sincan Özerk bölgesinde yaşanan olayları tarafsız olarak daha yakından tanıtmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Olayların Temel Nedeni

Sincan Özerk bölgesinde yada Çinlilerin değişiyle XinJiang’da (Yeni Sınır) yaşanan olayların temelinde Cin’in güneyinde çalışan Uygur bayanlarından ikisinin cinsel tacize uğramaları ve Hanlar yanı Çinliler ile Uygurların bunun üzerine birbirine çatmaları olarak gözükse de en önemli etken şu anda basınımızda pek okumadığımız Çinliler ile Uygurlar arasında yüzyıllardır yaşanan mücadelenin olduğunu söyleyebiliriz.

Yüzyıllar öncesinde de Uygur Türklerinin ve Çinlilerin karşı karşıya geldikleri birçok çatışma bu bölgede zaten yaşanıyordu. Şu anda yaşanan olayların temelinde de yüzyıllar öncesinde ekilmiş olan nefret tohumları yatıyor. Uygurlar kaybettikleri topraklarını ve Cin’in bayrağı altında kabullenemedikleri düzene yer yer şiddeti de kullanarak isyan etselerde, Cin’de bu bölgede olan varlığını sürdürmek istiyor.

Tarih sahnesinde, Uygurlar güçlü olduğu zamanlarda Çin’den toprak kapma mücadelesi yaparken, Çin’in güçlü olduğu zamanlarda da Çin karşı atağa geçerekbu bölgedeki topraklarını genişletmenin mücadelesini verdi. Günümüze de kalan bu iki farklı ulusun heran çatışmalara gebe olan ortak yaşamları kaldı. Hatta, tarih sahnesinde şu anda Çin için çok önemli olan iki bölgede yaşayan Tibetliler ve Uygurlarında birbirlerine karşı mücadeleleri oldu. Bu yüzden altını çizerek belirtmek istiyorum, güneydeki fabrikada iki bayanın taciz edildiği ve polisin olaya karışanları gerekli şekilde cezalandırmadığı yönünde gelen haberler ve ardından Sincan’da patlak veren olayların temelinde iste bu tarihi sorun yatıyor.

Yeniden güneyde yaşanan olaylara dönersek fabrikada Hanlar ve Uygular arasında çıkan olayların ardından çıkan kavgada 2 Uygurun öldürülmesi de Uygurlar tarafından büyük tepki ile karşılandı. Suçluların bir türlü bulunamaması (yada polis tarafından yeterli cezaların uygulanmaması) ve olayların Sincan Özek bölgesine kulaktan kulağa yayılarak ulaşması sonucunda Sincan Özerk bölgesinde de Çin karşıtı sesler bir anda yeniden artama başladı ve olaylar birden patlak verdi. İşte bu şekilde, tecavüz suçlamaları, cinayet ve kavgalar ile büyüyen olaylar Sincan’da bir anda büyük bir nefrete dönüştü.

Polisin ve askerlerin hatası nerede? Bölgede dışarıdan destek alan grupların bu ayaklanmada etkileri var mi? Önce kim kime saldırdı? Ve daha onlarca sorunun yanıtını ne yazık ki tam olarak bilmiyoruz.

Olayların ardından bu artan sesleri desteklediği söylenen ve Çin tarafından ülkeden kovulan Rabia Kader ise son zamanlarda Amerika’dan yaptığı açıklamalar ile Çin’in sert tepkisini yeniden üzerine çekti. Daha önce bizlerin tarafından pek bilinmeyen bu bayanın Çin tarafından sevilmemesinin nedeni Doğu Türkistan İslami (Bağımsızlık) Haraketi isimli örgütü destekliyor iddalarının olması. Bu örgüt ABD tarafından da terrör örgütü olarak kabul edilmiş durumda ve 90’li yıllarda gerçekleşen bombalamalardan sorumlu tutulan örgüt Çin hükümeti tarafından bizde ki PKK gibi terror mücadelesi kapsamında bir düşman olarak görülüyor.

Okulumdaki öğretmen ve asistanlar ile görüştüğümde de bölgede yaşanan olaylar hakkında çok kesin bir bilgiye ne yazık ki ulaşamadım. Bunun nedeni ise kimsenin olayların tam olarak nasıl gerçekleştiğini bilmemesinden kaynaklanıyor. Bölüm başkanımız Sayın Paul Zhao Xiang Qu ile yaptığım kısa sohbette kendisi bölgede yaşanan olayların tamamen tarihi nedenler ile ilgili olduğunu ve bu olayların tarihi yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’de kesin bilgi olmadan ve tamamen yanlış temellere dayanarak yapılan bazı aşırı Çin karşıtı propagandalarında ülkemize zarar vereceğini belirtmek istiyorum. Çin özellikle Türkiye’yi PKK kozunu kullanarak saf dışı edeceğini bildiği için Türkiye’den gelen tepkilerin durumuna göre bu kozunu kullanabilir. Bu yüzden Türkiye olarak Cin’in Uygurlara olan tutumunu elbetteki sorgularken iki ülke arasındaki ilişkileri de dengede tutacak politikaların üretilmesini sağlamalıyız. Özellike ellerde gezen bazı posterlerdeki ölen insanların Çinliler tarafından değilde trafik kazasında öldükleri hakkındaki haberlerin gün ışığına çıkmasıyla bölgeye çok daha dikkatlı bakmamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Çin’in Sincan Özerk bölgesinde uyguladığı sıkı tedbirleri, polisin göstericilere müdahelesini ve karşılıklı diğer yapılan yanlışları elbetteki Türkiye olarak politik yollar ile Çin’e iletmemiz gerekiyor. Bölgede yaşanan haksız her türlü haraketin kimin tarafından yapılırsa yapılsın cezalandırılmasının yolunu açıcak iletişim hattinin kurulması ve desteklenmesi gerekiyor. Özellikle PKK teröründen hala çeken bir ülke olan Türkiye’nin direkt Çin’e müdahele etmesi demek Çin’in PKK’yi desteklemek olacağını da bildiğimiz için Türkiye’nin Uygurların haklarını korurken kesinlikle olaylarda yaşananların içeriğini bilmeden hislerine bakarak karar almamasının gerekli olduğudur.

Şu anda halkımızın verdiği tepkiyi elbetteki doğal olarak normal karşılıyorum, fakat dengesiz bir Çin karşıtlığı yarardan çok zarar getirir bunu da yeniden vurgulamak istiyorum. Bölgede bir anda patlak veren çatışmaların sonucunda hem Çinliler hem de Uygurlar birbirlerine saldırmaya başladıkları için şu anda kimin kime ne zaman saldırdığını bile tam olarak bilemiyoruz. Dükkanların yakılması, araçların ateşe verilmesi ve şehirde teröre varan haraketlerin yapılmasınında önüne geçilecek mesajların Türkiye tarafından Sincan Özerk bölgesine iletilmesi gerek. Bu şekilde bir gidişatın olması durumunda Uygurların çok daha fazla tepki göreceğini ve gelecekteki haraketlerinin de kısıtlanacağını belirtmek istiyorum.


Sonuç


Bölgede başlıca yapılması gerekenleri belli başlıklar altında yazarsak:


l Olayların en başından nasıl başlamış olduğu araştırılmalıdır.

l Bölgede polisin yada askerlerin hatalı haraketlerinin olup olmadığı soruşturulmalıdır.

l Uygurların haksız yere yargılanmalarının önüne geçilmelidir.

l Bu bölgede yaşayan Uygurların, Çin anayasasında da yazdığı gibi özgürlüklerinin garanti altına alınması gerekmektedir. Çin hükümeti bunu sağlayacak güçtedir.

l Uygurların da Çin topraklarının bütünlüğüne karşı bağımsızlık isteyen haraketlerden uzak durmaları ve teröre karışmamaları gerekmektedir.

l Bölgede iki tarafın birbirlerine karşı olan nefretlerinin azaltacak organizasyonlar, seminerler, ve çeşitli etkinlikler düzenlenmelidir.

l Hatalı olan Uygurlar ve Çinliler aynı derecede insanca şartlar altında yargılanmalıdırlar. Bu konu çok önemli, verilecek hatalı kararlar Uygurların nefretini daha da arttıracaktir.


Olayların gidişatı şu anda biraz sakinleşmiş gibi gözükse de bölgede geçtiğimiz hafta ekilen nefret tohumları yine onlarca yıl bu bölgede yaşayan insanlar ile olacak. Sincan Özerk Bölgesinde yaşanan acılar, kimin tarafından yapılırsa yapılsın burada kazanan kimse olmayacak, kaybeden ise her zaman olduğu gibi yine insanlık olacak.

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..