Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Dön dünya, dön

Dön dünya, dön
 

“Sessizlik geceye yakışır. Onun giysisi olur, mücevheratı olur, onu taçlandırır hiç durmadan. “

***

Ölmeden seneler önce gündüz kahvaltısı yapardık onunla. Eski bir evde –su damlaları hatırlıyorum tavanda, yer yer dökülen sıva parçaları- önümüzde bir yer sofrası, dünyanın en güzel çaylarını içerdik. Hiç kimseler olmazdı evlerde. Evler o saatlerde hep boştu. Kafamda bir düş, bir para kazanma sevdası çoğu zaman bununla ilgili senaryolar yazardık.

***

-Sistem kudurmuş köpek gibi, ne zaman kime saldıracağını anlamıyorsun ki.

-Kriz mi çıkacak diyorsun yani.

-Belki de savaş. Kimbilir.

-Bekleyelim mi yani, nereye kadar sürecek be.

-Baktın mı bayilik için ne istiyorlar.

-Baktım da, biliyorsun bir de minibüs lazım.

-Dalga mı geçiyorsun, bu iş bir üçleme. Bir dükkan, bir telefon bir de minübüs.

-Altı civarı diyorlar.

***

İnsan bir dostunu özledi mi yaşlanmıştır derdi bir tanıdık.

***

Toprağın tahtaya çarpması ile ortaya çıkan ses kulaklarımı delip geçiyordu. Sıraya girmişlerdi, ben yoktum. Mevsimlerden yazdı. O gün bir rüzgar esiyordu, sinsice. Çam ağaçlarının arasından yumuşakça kıvrılıp suratımda son buluyordu. Oysa biliyordum ben orada yoktum. Ama olanların, olacakların hepsini biliyordum.

***

- Ne diyorsun bu işe girilmez mi yani.

-Bana sorulursa bu kadar parayla hiçbir işe girilmez.

-Ben balkona geçiyorum bir sigara yakayım o zaman.

-Dur be bozulma,

Ardından tebessüm ederdi. Hiç kimse öyle gülemezdi. Bir o, bir ben. İki kaybeden olur gezer tozardık İstanbul sokaklarında. Daha önce ayağımızı basmadığımız bir sokağa girer, bulduğumuz kiralık dükkanların önünde en az bir yarım saat oyalanırdık. Varsa sokaktaki kahveye girer birkaç saat sokağın trafiğini izlerdik. Kahvede ihtiyarlar olurdu çok zaman ve hiçbir şey umurlarında olmazdı. Bazen bir kadın programını bile izlerken saatlerce onun üzerinden sohbet ederlerdi.

***

-Hafızana tutunacak anları çoğaltmak için aynı günden kaçınmalısın.

-Nasıl olacak ki hayatımız bir yaştan sonra, birkaç günden ibaret değil mi ?

-Bir defa yaşamalı, defalarca o anı hayal etmeli, daha sonra benim gibi, birden bire düşmeli, ölmeli.

***

Kendi kendime konuştuğumu söylüyorlar son zamanlarda. Önce kelimeleri havada uçarken görüyorum sonra birleşiyorlar. Böyle haberleşiyorum onunla. Yıllar oldu sesini duymayalı. Nerede yattığını bile bilmiyorum. Sadece bir duygu var içimde. Adı yok. Sesi yok. Biliyorum o hep aynı yaşta kalacak.

***

Tek şansı da bu olsa.

 
Toplam blog
: 29
: 527
Kayıt tarihi
: 05.02.09
 
 

"Yaşadığım kentleri sevmem. Daha doğrusu yaşamak zorunda olduğum kentleri. Onlar da beni sevmez. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara