Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Döneyim mi ben de?

Döneyim mi ben de?
 

Şimdi bakıyorum da, vakit çok da geçmiş değil hani. Ne dersiniz? Döneyim mi ben de?

Dönülmez akşamın ufkunda da değiliz daha. Vakit varken... Dönmeli mi?

***

Şimdi bu kadın-erkek mevzularını yazmaya başlayınca ben sandım ki hayranlarım artacak; mail kutularım dolup taşacak; fikir verenlerden geçilmeyecek; her hafta bir fuara/şölene davet edileceğim; her ay imza günü düzenleyeceğim; arada bir televizyonlardan röportaj yapma istekleri gelecek…

Sandım ki sabah programlarına çağrılacağım; fetva üzerine fetva vereceğim; kadınlar can kulağı ile beni dinleyecek; erkekler “vallaha doğru diyor herif” dercesine emme basma tulumba taklidi yapacak…

Sandım ki zaman zaman gündemin ağa babası olacağım ve olay benden sorulacak; Hıncal Uluç gibi polemiğin merkezine taht kuracağım; kimsecikler bana laf yetiştiremeyecek; benden bıkanlar medyadan elini-eteğini çekecekler…

Sandım ki Ayşe Teyze gibi reklam ikonu haline geleceğim ve 3-5 yaşındaki veletler bile “aha bak bu Murat amca” diye işaret parmaklarıyla beni gösterecekler; mahalleli el emeği göz nuru çeşit çeşit hediyeleri kargo ile gönderecek, bu sayede kargo şirketi bile acayip kazanacak ki beni hesaba katmadan; bakkalından çakalına değin her girdiğim yerde saygı ve hürmet ile karşılanacağım…

Sanmıştım ki evlenme programlarına bir bilen olarak davet edileceğim; bir dediğim iki edilmeyecek; limuzinlerden limuzinlere yetişmeye çalışacağım; Dolmabahçelerde resepsiyonlar vereceğim; Ortaköy’de açılımlar yapacağım…

Sanmıştım ki medyanın el emeği göz nuru olacağım; internetin el bebeği gül bebeği olacağım; haber ajanslarının vazgeçilmezi olacağım…

Halt etmişim! Hem de iyi halt etmişim! Öyle kadın/erkek yazacağıma en yandaşından bir methiye yazaymışım; en ulusalcı ben olup statükonun kökenine kökenine inseymişim; en açılımcı halimle her bişeyi açıp-saçsaymışım daha şahane olacakmış meğer.

Katıldığım bir davetteki insanların eksiklerini/gediklerini didikleseymişim de afişe etseymişim; kusuru olanlarla maytap geçip makaraya sarsaymışım; her haltı ben bilirim havası atsaymışım; her hıyara ekecek tuz bulunduraymışım tadımdan yenmeyecekmiş.

İnsanları sağ/sol; üst/alt; iç/dış; bir ters/bir düz diye bölerek çoğaltsaymışım daha bir hora geçermişim.

Şimdi bakıyorum da, vakit çok da geçmiş değil hani. Ne dersiniz? Döneyim mi ben de?

Murat HACIOĞLU

Not: Bu yazı VDergi için yazılmıştır. http://www.reklamedya.info/

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..