- Kategori
- Deneme
Dört nala koşar sözcükler Kalbimden parmak uçlarıma …

Dört Nala Koşar Sözcükler Kalbimden Parmak Uçlarıma...
Yazmak… Tüm benliğin kalpten süzülüp kalemin ucundan kağıda damladığı o mucizevi lütuf… Ne rahatlatıcı, ne düşündürücü…
Bazen nefes almak öyle zor ki… ”Yeryüzünde oksijen mi bitmiş yoksa ciğerlerim mi?” dediğim anda, kalbimin taşıp taşıp nefesimi tıkadığı, gözlerime giden yolu değil de nefesime giden yolu kullandığı o sancılı zamanlarımda… En kötüsünü, ağlayamamayı yaşadığım zamanlarda çığlık çığlığa, dört nala koşup parmak uçlarımdan fışkıran siyah kan damlaları…
Ve o tatlı an…Hani senelerce her gün bir şeyler karalamışsındır ve seneler sonra yazdıklarını okuyorsundur… O gün bunları hissetmişim, bunları yapmışım, şu kişiler varmış hayatımda… Ve sonra… ”Nasıl da unutmuşum onca büyük huzursuzlukları…Nasıl da geçivermiş acılarım çabucak… Ne de küçüklermiş oysa, nasıl da abartmışım zamanında…” Ve bir kez daha haklı çıkar büyükler… ”Zaman herşeye ilaç olmuştur yine”
Ne güzeldir yazmak… Eğriyi doğruyu çarpıverirsin yüzüne kendi kendine! Kırılmazsın, incinmezsin… Dosdoğrudur artık her şey.. Kendi kendine ulaştığın doğru; gururun olur bir anda… Ben düşündüm dersin… Ben yaptım… Daha bir sever olursun kendini… Daha bir güvenirsin… Daha bir dik yürürsün artık…Daha iyi almışsındır dersini unutmamak üzere…
Kendini başka birinin gözüyle görmektir yazmak… Okursun ve dersin ki; bunlar benim sözcüklerim mi? Ne de güçlülermiş… Nasıl da cesurmuş aslında içimdeki ben… Hafiften yanakların kızarır başkaları okuduğunda… Utanırsın cesaretinden, yazarken kendini kaybetmiş olmaktan…
Yazmayan bilmez o cümleler nasıl kopmuştur yürekte bir yerlerden… Ne büyük çelişkilerle, nasıl da yırtarak, kopararak çıkarmıştır kendini… İçeride büyümüş ve bir bebek gibi sancıyla doğmuştur… Ve doğan; bazen gerçekten sevimli bir bebektir, bazen bir canavar…
Ne güzeldir yazmak… Koşar sözcükler yüreğimden, parmak uçlarıma… Dört nala…