Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Mayıs '09

     
    Kategori
    Deneme
     

    Dosta tavsiyeler

    Hep böyle başlar saçma geceler; bir şarkı duyarsın hayata olan hasretini anlatan, bir resim görürsün asla senin olamayacak kadar güzel olan ya da bir sigara yakarsın uzaklara hayal dünyanın bile hayal etmekten sıkıldığı umutsuz örümcek adam, süperman olma düşlerine. Sonra onlarca kez bunları yaptığın gelir aklına, depresif düşüşün başladığı anlardır bunlar, sigaranı kül tablasına koymalı söyle sıkıca tutunmalısın koltuğunun gerçekliğine. Önümüzdeki üç saat aslında senin hayatında hiç yaşanmayacak ya da sen bir şekilde bunu sabahın ilk ışıklarıyla inkâr etmeyi başaracaksın. Yarın iş yerinde çok hasta olan kankanın bütün gece acilde başında uykusuz kaldığın yalanı işine yarayacaktır. Seni hem vefalı hem de sevecen gösterir. Kankan yerine seni terk eden eski sevgilin masalı ise eğer oralarda görüş alanın içinde birileri varsa çok daha yaralı olacaktır. Mp3 çalarındaki bir sonraki şarkı seni biraz toparlarsa bu geceyi hala hava karanlıkken bitirme şansın var tabi ki.

    Reddetmek aslında kötü bir çözüm değil; hayatının güzel olduğunu kırk kere kendine söylersen bir şeyleri değiştiremesen de kendini inandırabilirisin. Yarın yapacaklarının listesini çıkarmakta belki düşüşü yavaşlatabilir ama yapacakların beş kalemden azsa çokta önerilmez. Bazı kitaplardan ve filmlerden uzak durman gerekir. Sanılanın aksine aksiyon filmleri senin işine yaramaz. Sendeki bu iflah olmaz kendini kahramanın yerine koyma çabası filmin ilk etkisi geçtikten sonra “ben olsam şöyle yapardımların yerine, benim niye başıma böyle şeyler gelmiyor; tabi ki ot gibi yaşıyoruz da ondan” sendromu yaratacaktır. Korku filmleri biraz seni ürkek durumuna düşürse de uykusuzluk problemine uygun bir bahane olabilir. Senin için en iyi kitap tercihi “Nasıl zengin olabilirim”, “Ferrarisini satanlar”, Saklı, gizli bir şeyler bildiğini söyleyen ve aslında hiçbir şey anlatmayan kitaplar olmalı, tutunamayanlar çıkmazındaki suç ve ceza gibi şeyleri araştırmak senin değil CSI:BOOK’un görevi aslında. Böyle anlamsız gecelere uzun soluklu diziler de sığdırabilirsin. Kaybolan, Kahramanlar bunun için ideal sezon beş bölüm on beş derken gece biter ve düştüğün yerin yatağın olduğu konusunda kendini kandırman kolaylaşır. Kendin gibi birkaç iş yeri arkadaşıyla yarın çay ve sigara içmek için çıktığında onlara olaylara yaklaşımının ne kadar analitik ve zekice olduğunu gösterme fırsatında olur: manyetik alandan kaynaklanıyor, güneş tutulması da olabilir hepsini bir gecede seyrettim karıştırdım galiba.

    Öfkelenmeye başlaman normal, bunun için masanın üstünde duran eşyaları suçlaman anlamsız, her şey senin koyduğun yerde buna hayatında ki insanlarda dâhil keşke anneni daha sık arasan. Sınırsız tarifeye geçmene sebep olan insan da artık hayatında olmadığına göre aylık kırk beş dakikayı geçmeyen görüşmelerin için o kadar fazla para ödemene de gerek kalmadı. Hayır, yaşadığın ülkede öfke kontrolü için katılabileceğin gruplar yok. Yalnızlığını öfkeni bahane ederek yenemezsin, zaten öfkede paylaştıkça azalan bir duygu değildir. Bunun için başka duygular geliştirmeyi öğrenmelisin; düzeltiyorum hatırlamalısın.

    Keşkeler; iç muhasebe yapma, hatalardan ders alma gibi birçok getirisi ile çoğu insan için faydalı olduğu söylenebilir. Keşke o gün yağmurda şemsiyeli olduğu halde ıslananlar ikilemesi yapmayı reddetmeseydim düşüncesi, Titanic’e kaptan olmayı düşünüyorsan senin için iyi bir referanstır ama fişi takılı olmadığı için çalışmayan ekmek kızartma makinesinin karşınında saatlerce kahvaltı beklemene sebep olabilir. Kahveye şeker atar gibi keşke daha çok sevseydim olamaz. Sevgi daha çok yemeğe atılan tuz gibidir tutturamazsan hiç tat vermez. Buna Faust antlaşması diyebiliriz; hayatındaki birçok şey için keşke diyebilirsin ama sadece bir tek zamanı durdurabilir ya da düzeltebilirsin. Yani elinde çok güçlü bir silah var ama sadece bir mermisi kalmış ve dev uzay yaratığı sadece 3 metre ötende seçeneklerin şunlar bu durumda:

    1. Kafana sıkarsın (benim tercihim bundan yana bende senle daha fazla uğraşmak zorunda kalmam)

    2. Yaratığın kafasına sıkarsın (eğer bir Amerikalı değilsen büyük ihtimalle ıskalarsın ki sonuçta bu ilk seçenekle aynı gibi)

    3. Dünyalar arası barış, sevgi der silahı bırakıp, dünyada yanındayken kendini en huzurlu hissettiğin fakat yüksek IQ’nun doğal getirisi düşük EQ ile ilişkinin birbirine üstünlük kurma aşamasında kırdığın sevgilinin yanına gider. Hayatının onsuz ne kadar onsuz olduğu konusunda ikili müzakerelere başlarsın. (olay orta doğuda geçtiği için Türkiye bu konuda sana yardımcı olacaktır.)

    Depresyon

    Kabul edersin en iyi yeni başlangıçlar yeni başlanmış olanlarıdır. İlk işin yeni bir diş fırçası almak olmalıdır (bilmiyorum). Şu fazladan para ödediğin telefon hattını da kapattırdın mı geçmişle ilgili tek kaygın eski sevgilinin senin yaşama alanında ikamet ediyorsa senin ne kadar yalancı olduğunu söyleyecek kadar gevşek ağızlı olup olmadığıdır. Bunun için yapman gereken tek şey onun bir başkasıyla olduğunu görene kadar ilişkilerini gizli tutmandır.

    Yıllar sonra büyük bir gökdelenin önünde çarpışıp hiç ıssız adamlaşmadan neden bu saçma şeylerde beni bulur bakışı attıktan sonra güneş gözlüğünü düzeltip arkadan bakmadan gidebilmeni umarım. (en sevdiğim tarih Milattan Önce)

     
    Toplam blog
    : 1
    : 966
    Kayıt tarihi
    : 09.05.09
     
     

    1985 Nisan doğumluyum. Bayram çocuğu olmak hayatımın bir çok döneminde işime yaradı. En azından doğu..

     
     
     
     

     
    Sadece bu yazarın bloglarında ara