Düğün fotoğrafçıları boğaz tokluğuna çalışıyor

Ülkemizde emeğin maalesef çok ucuz olduğunu biliyoruz. Emek yoğun çalışılan her sektörde olduğu gibi, fotoğrafçılık sektöründe de bunun etkileri görülüyor.

Özellikle düğün fotoğrafçılığından söz ediyorum. Bir çok çift, düğün fotoğrafçılarının çok pahalı olduğundan yakınıyor. Gerçekten öyle mi?

Yakın dönemde evlilik hazırlıkları yapan kişiler bilirler, düğün maliyetleri ilk başta öngörülen bütçenin üzerine çıkıyor. Düğün fotoğrafları için ise ortalama bir çift, 1000 ila 5000 TL arası değişen rakamlar ödüyor. Elbette bu aralığın altında ve üstünde (hatta çok çok üstünde) ödeyen çiftler de mevcut, ancak ortalamalardan söz ediyoruz.

Bazı çiftler fotoğrafçılığı sadece "iki saat gelip iki şipşak çekmek" olarak gördükleri için, rakamları yüksek bulabiliyorlar. Hatta bir çiftten "albümden başka bir maliyeti olmayan birşey için bu kadar yüksek rakam ödeyemeyeceğini" dinledim. O çifte sıcak ve alttan alan bir cevap verdim elbette, ama dilimin ucuna gelip söyleyemediğim aslında şuydu; "Sizin de, öğlen yemek çeki veren, sigortanızı ödeyen, hatta ulaşımınızı servis ile sağlayan iş yerinizde çalışmak için yaptığınız bir maliyetiniz yok. O halde neden size o kadar maaş veriyorlar?"

Düğün fotoğrafçılığının pahalı olduğunu düşünen insanlara, aslında öyle olmadığını kanıtlayabilirim. Gelin hesabı birlikte yapalım.

Düğün fotoğrafçılığı sezonluk bir iş. Üstelik düğünler (istisnalar dışında) sadece haftasonları yapılıyor.

Normak şartlar altında, bir fotoğrafçı günde bir çift için düğün fotoğrafı çeker (çekmelidir) Yurdumuzda düşük fiyatlarla çalışmaya devam edebilmek için günde 2-3 tane düğün gelin-damat çekimi yapan fotoğrafçılara sık karşılaşılmaktadır. (Elbette bu durum, düğün çiftinin hakettiği özeni görememesine, ve işin kalitesinin düşmesine sebep olur, ama bu da ayrı bir yazının konusu)

Bir yılda 52 hafta var. Bunun "düğün sezonu" dediğimiz kısmı Nisan ve Ekim ayları arasındadır ki, bu da demektir ki elde kaldı yaklaşık 30 hafta. 

Malumunuz, Ramazan ayında ve bayramlarda düğün yapılmıyor, ve bu zamanlar çoğu yıl düğün sezonuna denk geliyor. Eğer dini bayramlar da haftasonlarına denk gelirse (ki gelmese bile haftasonu ile birleştirilerek tatil uzatılıyor), düğün sezonunda 5 ya da 6 hafta daha düğünsüz geçiyor demektir. Elde kaldı 25 hafta.

Eğer fotoğrafçı, bu 25 haftasonu hem Cumartesi hem Pazar günleri birer düğün fotoğraflayacak kadar şanslıysa, bir senede çekebileceği düğün sayısı 50 oluyor. Bu Türkiye için ortalama bir rakam (yurt dışında ortalama bir düğün fotoğrafçısının hedefi senede yaklaşık 20-30 düğün çekebilmektir)

Fotoğrafçı bu kadar fazla düğün fotoğraflayabilmek için, ya yüksek meblağlar ödeyerek bir düğün mekanının anlaşmalı fotoğrafçı ihalesini kazanmaya çalışacak, ya da (en azından çok meşhur olana kadar) yüksek bir reklam bütçesi ayıracak. Elbette vergi ve yükümlülüklerini de ödeyecek. Ekipman yenilenmesini veya bakımını, kendini geliştirmek ve daha iyi hizmet vermek için aldığı eğitimleri, varsa dükkanının kirasını ve çalışanlarına yaptığı ödemeleri de düşünmek lazım. Bütün bunlar, fotoğraf çekmezken bile yapılan masraflar, ve en mütevazi, tek başına çalışan düğün fotoğrafçısı için senede 30000 TL'yi bulabiliyor.

Bir düğün fotoğrafı çektiğinde ise, elbette bir albüm maliyeti ve asistan masrafı oluyor. İşte bunlar, müşterinin gördüğü, görece küçük masraflar. Küçük dediğimiz, düğün başına en az 500 TL'lik bir masraftan söz ediyoruz.

Dolayısıyla, fotoğrafçı hem senelik 30000 TL giderleri çıkartmak, hem de düğün başına olan masrafları karşılamak için, 50 tane düğünün her birini sizce kaç TL'ye çekmeli?

Mesela 1500 TL'ye çekse, düğün başına kar 1000 TL olsa, 50 düğünden 50000 TL kar eder gibi görünürken, diğer maliyetleri düştüğünde elinde sadece 20000 TL kaldığını görüyoruz (bunun minimum masrafla olduğunu, ve henüz KDV'yi işin içine katmadığımızı hatırlatırım)

Bunu 12 aya böldüğümüzde, 1660 TL maaşa denk geliyor. Bugünkü asgari ücretin sadece 250 TL fazlası!!!

Diyeceksiniz ki, sadece düğün çekmesin, reklam da çeksin, ürün de çeksin, geliri çeşitlendirsin. Ancak işin göz ardı edilen bir kısmı da şu ki; düğün fotoğrafçısı, sadece bir gün gelip fotoğraf çekince işini bitirmiş olmuyor. O fotoğrafları profesyonel bir kalitede müşteriye sunabilmek için, fotoğrafların üzerinde belki bir hafta, belki bir ay çalışıyor. Dolayısıyla işini hakkıyla yapmaya kalktığında, diğer alanlar için pek enerjisi ve zamanı kalmıyor.

Buna rağmen fazla mesai yapıp geliri çeşitlendirme yöntemine gidenler var. Ama tek konuda uzman olmayıp da odağı dağıtınca, ortaya çıkan düğün fotoğrafları, bugünün modern çiftlerinin beklentilerini karşılayamıyor.

Özetle, her sektörde olduğu gibi düğün fotoğrafçılığında da, emeğin değersiz olduğu, yalnızca materyal maliyet ön planda tutulduğu için, zaten çok düşük olan rakamlar bile çiftlere yüksek görünüyor. Bunun tek istisnası, yaptığı çalışmalarla ve servis kalitesiyle fark yaratabilen, işin materyalin ötesinde olduğunu gösterebilen fotoğrafçılar. Bu kişiler, hak ettikleri rakamları talep edip alabiliyorlar.

Fotoğrafçıların, mesleklerinin sürdürülebilirliği açısından, kendi fiyatlarını bu bilinçle belirlemeleri, ve çiftlerini bu konuda eğitebilmeleri ümidiyle.